| |
|
|
Sevmeyen de okuyor beni ohh!
Merhabalar, sizin üslubunuzu sevmesem de sizi okumadan gazeteyi okumuş saymıyorum kendimi. Şimdi bugünkü yazınızla ilgili size yazıyorum. Polis memuruyum. Emniyet genel müdürümüz okullardaki psikologlarla ilgileneceğine kadroya eğilsin Sayın Ay. Bizim meslek o kadar güzel ki aslında, yani sırtımızda çuval taşımıyoruz. Çoğumuzun bedenen pek yorulduğu söylenemez belki; ama meslek "amir mesleğine" döndü. Bir akademili devleti sömürüyor, kendisine sorar mısınız; ne zaman hak eden amir olacak; Amerikan sistemine ne zaman geçilecek? Akademilere ve polis okullarına kimi soksan mezun oluyor. Ama birçok adam konuşmaktan aciz.
Müdürler saltanat sürüyor Akademiye bir şekilde girmiş, altında araba, şoför, emrinde o kadar adam saltanat sürüyor. Sayın emniyet müdürlerimizden biri geçen diyordu ki: "Ben 20 saat çalışıyorum." Öyle ben de çalışırım. Kendisi ne kadar maaş taltifi alıyormuş, kaç katlı devlet villasında oturuyormuş, zırhlı arabalar, eskortlar, korumalar, bu şaşaa ne yani? Ben lojmanlarda oturuyorum Sayın Ay. Lütfeder de bir gün misafirim olursanız acı kahvemi içerseniz görürsünüz koşullarımızı. Bizi diğer mesleklerle kıyaslıyorlar. Hangi memur bayramda namazda servissiz, yemeksiz, geceli gündüzlü, her an psikopatla, manyakla ve bir kurşuna hedef hallerde ve halkla iç içe meslek var? Biz bunların sıkıntısındayız. Bir dolu karakol amirleri, grup amirleri ve ilçe emniyet müdürleri particiliğin peşine düşmüş adeta. Bizleri vatandaşlara, partizanlara ezdiriyorlar.
Alt kadroları gören yok Bakın saltanata; polisevine gidiyorsunuz, deniz gören masalar müdürlere ayrılmış. Saçmalığa bak. Bu evler bizim aidatlarla yapılıyor, müdürler sefa sürüyor. Bir memur polisevinde kalmaya kalksın "YASAK". Müdür kalksın, o aman hoş beş geldin!.. Neyse Savaş arkadaş. Dediğim gibi üslubunu sevmesem de güvenilir adamsın diye yazdım sana. Dostça kal...
|