| |
Pop Star'da nasıl torpil dönüyor?..
Pop Star yarışması için ağzı olan herkes konuştu da, en konuşması gereken adam hep sustu. O adam Fatih Aksoy. Yani; "televizyon aleminin altın çocuğu." Yani; Cem Özer'in Laf Lafı Açıyor programlarından tut, Hülya'yı, Gülben'i, Dadı'yı, Ateş Hattı'nı, Yıldız Tilbe'yi, Kim 500 Milyar'ı, Metin Uca'yı, Hokus Pokus'u ve daha mebzul yapımı düşünüp, taşınıp, hayata geçiren adam. Şimdi de Türkiye'nin başına Pop Star'ı sardı. Fatih Aksoy kendisinin değil, yaptığı işlerin konuşulmasını seviyor. Ama ta üniversite yıllarımızdan sıkı arkadaşım olduğu için bana torpil yaptı ilk ve son kez konuştu...
Bu işte hile hurda var mı? S.A: Türkiye'de yılın televizyonculuk olayını gerçekleştirdiniz Fatih. Beklenti bu muydu? F.A: Bunu yaparken ilginç bir sonuçla karşılaşacağımızı biliyordum. Ama itiraf etmeliyim ki bir programı yaparken yani sen de bilirsin Savaş, ne olacağını çok bilemeyiz biz. Bir televizyon programından çok bir tür televizyonculuk olayı gerçekleşir diye ümit ediyordum öyle bir şey oldu. Ve şu andaki ilgi benim beklentimin de ötesinde. S.A: Herkes yola dökülmüş "öküzün altındaki buzağı nerede acep?" diye dolaşıyor. Dürüstçe söyle bana; katakulli, hile hurda var mı? Sen mesela, kimin pop star olacağını bu işin mimarı olarak daha başından beri biliyor musun?
Oylar Kıbrıs seçimini geçti F.A: Bu bilgi öyle kritik bir bilgi ki bir defa yani sosyal sorumluluğu olan bir insan bu bilgi üzerinde hiçbir tür manipülasyon yapmaz. Günün birinde biri bunu araştırmak isterse, bu bilgilerin tamamını açacağım. Her bir programda kaç kişi aramış, kaç kişi kime oy vermiş? Örneğin geçen hafta gelen oy sayısı, Kıbrıs seçimlerinde kullanılan toplam oyların birkaç misli. S.A: Allah Allah!
Kim isterse olsun bana ne? F.A: Türk halkının çeşitli meselelerde nasıl davranış gösterdiğini çok gösteren bir şey bu. Ben hayatım boyunca sahtecilik yapmadım. Türk halkı kimi severse kimi daha çok beğenirse onu ekranda tutmak, onların sevmediği birini tutmaktan daha doğrudur. Ama şunu anlıyorum; biz komplo teorisi geliştirmeye geliştirmeye çok yatkın bir milletiz. 'Olur mu canım biliyorlar..' Niye bileyim abi ben? Ben de her hafta öğreniyorum. Haa ben seyircilerden beş dakika önce öğreniyorum.Tek ayrıcalığım bu.
Fatih'in gizli torpili ne? Yani reklama girdiğimizde telefon açıyorum; "nedir?" diyorum, söylüyorlar. Benim elenmesini istemediğim birisi geride gidiyorsa, benim diğer insanlardan tek farkım şu, ona kendi cep telefonumdan üç beş oy atıyorum o kadar. Bütün samimiyetimle söyleyeyim zaten göstereceğim o dataları da; orada benim attığım oylar da var. Hakikaten benim de sevdiğim insanlar insanlar oluyor. O günkü performasına oy atıyorum. Bazen benim istemediğim; istemediğimden kastım şu, "bu çok güzeldi niye elendi?" falan diye düşünüyorum, tık eleniyor.
Deniz Seki fena yapmış S.A: Deniz Seki ile olan olayda çeşitli spekülasyonlar çıktı. Senin ağzından öğrensin Türkiye gerçeği. F.A: Jüri üyelerine tek tek şunu söyledim ben; benim senden istediğim kendin olman, başka hiçbir şey değil. Ne yapmak istiyorsan öyle yap, çünkü ben sana bir rol önermiyorum. Kendi adınla olacaksın. Mesela sen Savaş Ay adını ve yüzünü hayatının sonuna kadar taşıyacaksın, ben Fatih Aksoy olarak aynı... Ben bu isimle ve bu yüzle numara yapmam. Ben de jüri üyelerine dedim ki; "böyle davranın." Jüri üyelerinden herhangi birinin herhangi bir programı terk etmeye hakkı vardır.
Halkla kavga olmaz Hiçbiri ile yazılı bir anlaşmam yok. Ama ben yazılı anlaşma adamı değilim zaten. Ben konuşur tokalaşırım, başlarım işe. Deniz, bir programda sonuçları protesto etti. O sonuçlar halkın verdiği oylardır. Kişisel kanaatim; halkla kavga edilmez... Beğenmiyorsanız gidin Japonya'da şarkı söyleyin, gidin Japonya'da program yapın. Yani "ben bir program yaptım, bunu Türk milleti anlamadı" demenin anlamı yoktur. Ama Deniz'in beğenmeme hakkı vardır sonuçları.
Bana tezgâh önerdi O, sonuçları beğenmeyip çıktı. Ertesi gün pazartesi günü, salı günü ve çarşamba günü telefonla konuştuk bir kere yüz yüze konuştuk. Ona da bu görüşlerimi söyledim, "Programı terk etmeye hakkın var ama tümüyle programdan ayrılmak bana doğru gelmiyor. Çünkü birbirimize verdiğimiz söz var" dedim. Deniz; "Ben bir kere böyle bir şey söyledim, o zaman dönüşüm için bir formül bulalım" dedi. "Mesela ben bir mektup yazayım. Benimle canlı telefon bağlantısı yapılsın." Ben dedim ki; biz milletle dalga geçemeyiz. Biz bizi seyreden insanlarla dalga geçemeyiz. Bence gel verdiğin bir söz var. Ayrıca Bayhan'ı desteklemediğini Türk milleti anladı, bundan rahatsızlık duyduğunu herkes anladı. Ama programla ilgili bir derdin var mı? "Hayır yok" dedi, o zaman gel işine devam et.
Sepet koluna, herkes yoluna Perşembe akşamına kadar bu görüşmeler sürdü. Sonunda perşembe akşamı, ben cuma yeniden yayın yapacağım. Biliyorsunuz gösteri devam etmek zorunda. Perşembe akşamı Peki Deniz o zaman Allah yolunu açık etsin, yollarımızı ayıralım" dedik ve ben Zerrin Hanım'la konuştum. Bir tek Zerrin Hanım'la konuştuk zaten. Böyle böyle bir şey var yapar mısınız, dedik? "Sevinerek yaparım" dedi. Geldi Zerrin Hanım jüri üyesi oldu. Ben yarın gece A Takımı'nın bu meseleyi başka hiç kimsenin işlemediği bir biçimde işleyeceği kanaatindeyim. Onun için elimdeki bütün bilgileri hakikaten büyük bir keyifle verdim. Çünkü Savaş Ay yapıyor ve ben çok güveniyorum. Ayrıca bir şey daha söyleyeyim. Ben herhangi bir televizyon programına, bugüne kadar hayatımda bana uzatılan hiçbir mikrofona konuşmadım. İlk defa konuşuyorum, sen mikrofonu uzattığın için...
|