| |
Ah şu Türkler
TOKYO: OECD (Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü) üyeleri arasında Türkiye'ye vize uygulamayan tek ülke Japonya. Ancak ne yazık ki tehlike çanları çalmaya başladı. Nedeni de çok basit: Japonya'nın başına ciddi bir dert olan kaçak Türkler. Büyükelçi Solmaz Ünaydın'ın verdiği bilgiye göre, Japonya'da halen 1.700 dolaylarında Türk yaşıyor. Bunlar büyükelçilikte kaydı bulunan vatandaşlarımız. Bir de kayıt dışılar var ki, sayısının da 5 bini aştığı tahmin ediliyor. Sadece tahmin diyoruz; çünkü kesin sayısını büyükelçilik bir yana, Japon makamları bile çıkaramıyor. Bu kaçak Türkler'de iki grup, daha doğrusu iki ilçe ve bir il ağırlıkta: Karadeniz'den Fatsalılar ve Kastamonulular, Doğu Anadolu'dan da Madenliler. Bir bölümü Japonlar'ın burun kıvırdığı inşaat ve kanalizasyon işlerinde, galvaniz ve döküm sanayiinde çalışıyor. Diğer bölümü ise yasadışı işlerle ayakta durmaya uğraşıyor. Japonya'da ortalama aylık gelir 3500-4000 dolar arası. Bizim kaçaklar 1500 dolar kazanıyor ve neredeyse hepsini ailelerine gönderiyorlar. Büyükelçilik yetkililerine bunun sırrını sorduk. Gülerek anlattılar: Hepsi bir arada yaşıyor. Tek tencereden yemek yiyorlar. Dışarıda hiç para harcamıyorlar: Aylıkları ceplerinde kalıyor. Daha da ilginci; bu işçilerimiz kaçak olmaları nedeniyle hiçbir banka işlemi yapamadıkları, hatta bankanın önünden bile geçmeye korktukları için, ailelerine havaleleri patronları yapıyor.
Fatsalı'nın fendi Japon polis ve gümrük görevlilerinin en yaka silktiği grup Fatsalı kaçaklar. Yukarıda belirttiğimiz gibi, Japonya vize uygulamadığı için ülkeye girdikten sonra ara ki bulasın... Sonunda Japonlar uyanmış; pasaportunda doğum yeri veya nüfus kaydı Fatsa yazanları giriş kapılarında geri çevirmeye başlamış. Ancak bizimkiler onlardan daha uyanık; Türkiye'ye dönüp başka bir il veya ilçeden yeni nüfus cüzdanları çıkartmış, sonra o kimlikle yeni pasaport alıp tekrar Japonya kapılarına dayanmış... Sadece vergisiz-sigortasız kaçak işçilik yapanlar haydi bir dereceye kadar... Ama bir de suç işleyenler, hatta çeteleşenler var. Suç istatistiklerinde Türkler, Çinliler'in ardından ikinci sıraya yerleşti. Japonya'daki Çinliler'in sayısı yüz binlerle ifade ediliyor, Türkler ise -şimdilik- sadece binlerle. Yani nüfusa düşen suç sayısı açısından Türkler aslında Çinliler'i fersah fersah geçmiş durumda. Örneğin yakınlarda 19 kişilik bir çete yakalandı. Suçları: Otomatları soymak. Çetenin 19 üyesinden 16'sı Türk vatandaşıydı. Daha önce de bu tür hırsızlık yapan kaçak Türkler görülmüştü. Ancak onlar makinenin kasasını sökmekle yetiniyordu. Bu son olayda yakalananlar otomatları kamyonlara yükleyip götürenler...
Sabır taşıyor Yine bir süre önce, çoğunluğunu Türler'in oluşturduğu bir suç örgütü, ancak silahlı çatışma sonrası yakalanabildi. Tokyo'daki temsilcilerimiz, "Gangster filmlerindeki gibiydi. Otoyolda çete üyeleri polise kurşun yağdırıyordu. Televizyonlar günlerce gösterdi. Kötü bir izlenim bıraktı" diye yakınıyorlar. Bunlara bile katlandı Japonlar. Ancak son günlerde öyle olaylar patlak verdi ki, sabır taşları çatladı. Örneğin, Tokyo'nun Narita Havaalanı'nda sadece bir uçaktan 50 Konyalı'nın birden indiği görülünce, işin kaçak işçilikten adam kaçakçılığına dönüştüğü anlaşıldı. Bir başka olayda Türk işçiler bir Japon işadamını kaçırıp cinsel organını kestiler. Bir başkasında, bir Türk işçi üç Japon polisini birden dövdü... Şiddetten nefret eden sakin ve güleryüzlü insanlar diyarı Japonya iki arada bir derede kaldı. Bir yandan, "Türk halkı bizi seviyor. Hem de karşılıksız. Hiçbir millet bize bu kadar sıcak duygular beslemiyor. Bu sevgiyi yitirmek istemiyoruz" diyorlar. Bir yandan da kaçakların toplumun huzurunu bozmaya başladığını söylüyorlar. Ve ekliyorlar: "Türkiye bir çözüm bulamazsa, üzülerek vize koyacağız. Başka çaremiz yok..."
|