| |
|
|
Şarkımı senin için yazdığımı bilseydin
Bu "Gönül Telimizi Titretenler" kavramını, TRT'nin (şimdi RTÜK'ün) değerli uzmanı Ergun Balcı, dilimize yerleştirdi. 1980'lerde Gülgün Feyman'ın sunduğu "Gönül Telimizi Titretenler" programlarını, bütün müzik-severler hatırlar. Ve önceki gün, gönül telimizi titretenlerden İrfan Özbakır da vefat etti. Onu hep, assolistlerin arkasında udu ile hatırlarım.. Tıpkı Baki Duyarlar'ı hatırladığım gibi. Besteci udiler, kendi şarkıları icra edilirken şöyle bir kalkıp selam verirler. Sonra, söyleyen sanatçıya eşlik ederler sahnelerde.. İrfan Özbakır, sık sık kalkıp selam verenlerdendi. Çünkü üretken bir besteciydi. Besteleri de, hemen kitlelerin belleğine yerleşen, sağlam melodik yapıya sahip eserlerdi. Hatırlayalım mı birkaç bestesini? Hicaz Makamı'ndan başlayalım: "Gülünce gözlerinin içi gülüyor Kendimi senden alamıyorum." Bir Hüzzam şarkısı şu "Pişman olur da bir gün dönersen bana geri Gönül kapım açıktır çalmadan gir içeri." Rast'a gelelim "Ömrümce hep adım adım Her yerde seni aradım Ben kalbimden başka yerde İnan seni bulamadım." Aytan İlter'in, Mehmet Erbulan'ın güfteleri, İrfan Özbakır'ın şarkılarında böylece ulusal belleğimize yerleşti. Bir akşam fasıl dinlerken, "Şarkımı senin için yazdığımı bilseydin"e oturduğunuz yerden katılırsanız, İrfan Özbakır'ı da anmış olacaksınız.
|