İstanbul hakkıyla
G.Saray için zor bir maçtı. Almanya'dan yorgun dönülmüş, akıllarda çok kritik Real Sociedad karşılaşması vardı. Son haftalarda çok puan kaybetse de, İstanbulspor saha içi düzeni oturmuş, oyun kurgusu olan bir takımdı. G.Saray, maça kontrollü başladı. Dengeli ataklarla hücum etmek istedi. Ama rakibin kazandığı toplarda ayağa iyi pas yaparak sahaya yayılması, G.Saray'a oyuna hükmetme şansı vermiyordu. Sezon başından beri devam eden defansif sıkıntılar da gündemdeydi. İstanbulspor'un tek forveti Balili, ilk kaçışında golü bulamadı ama kısa süre sonra ikincide affetmedi. Bundan sonra G.Saray'ın daha atak olacağı düşünülüyordu. Fakat olmadı. Hücum gücü son derece pasif kaldı. Kanatları çalıştıramadılar. Hasan Şaş, her hareketinin sonunda hakemle diyaloğa girdiği için oyuna ağırlığını koyamadı. Zaman zaman da rakip kontrataklarda sıkıntılar yaşandı. Fatih Terim, ikinci yarıya iki değişiklikle başladı. Takım da hırslıydı. Ama üretkenlik sağlanamıyordu. Bir türlü kanat bindirmeleri gerçekleşmedi. Bunun bir nedeni de İstanbulspor'un kenarlara getirdiği akılcı tedbirlerdi. G.Saray ilerleyen bölümde mecburen riskleri arttırdı. Bunun sonucunda tehlikeli kontrataklarla karşılaştı. Bir korner dönüşünde ikinci golü yediler. Kısa süre sonra Hakan, çok güzel bir kafa golü attı. Bu gol, bir moral ve hırs depoladı. Ardından Hakan'ın ikinci kafa vuruşu direkten döndü. G.Saraylılar'ın nihayet akıllarına yüksek toplar ile oynamak geldi. Çünkü Hakan gerek sırtı dönük gerek yüzü kaleye dönük her topa kafa vuruyordu.
***
Fatih Terim, Ümit Karan'ı da sahaya sürdü. Ben her zaman forvet oyuncularını fazlalaştırmanın oyunu iyice sıkıştıracağı için karşısındayım. Yine bu düşüncem belgelendi. G.Saray, pozisyonlar bulmak yerine kalesinde pozisyonlar yaşadı. Ve de Bushi'nin golü maçı bitirdi. Fatih Terim'in artık bu maçı bırakıp hemen Real Sociedad rövanşının taktiğini ve kadrosunu bir biçimde etüt etmesi lazım. İstanbulspor, çok başarılı bir 90 dakika çıkardı. Alışılmış kontrollü anlayışın dışına çıkmadılar. Kazandıkları topları iyi kullanarak G.Saray'a hücumda devamlılık şansı vermediler. Erken golün avantajıyla mecburen risk alan yorgun rakipleri karşısında kontrataklarda pozisyon zenginliği yaşadılar. Zaten bu ortam, önemli bir sprinter Balili için de çok elverişliydi. Attıkları kadar da net pozisyon kaçırdılar. Maddi açıdan bu kadar sıkıntılı bir sezon yaşayan, kendi evinde bile seyirci avantajı olmayan bir takımın 3 Büyükler'den 7 puan alması küçümsenmeyecek bir başarıdır. Hakem Selçuk Dereli'yi bu sezon ilk defa çok beğendim. Bütün kararları doğruydu. Büyük takıma prim vermedi. Alışılmışın dışında kart standardı da iyiydi. Bir tek son dakikada Bushi'ye gösterdiği kart yanlıştı.
|