İnsansız olmuyor valla!..
Gazete ve televiyonumuz aynı binada malum. Her günün her saati telaşlı, gayretli, koşuşturmaca içinde kalabalıklar hakim binaya. Kimi zaman insanın başını döndüren hatta ağrıtan bir gürültü bir labarba bolluğu. Lâkin kazın ayağı öyle değilmiş. Meğer inanılmaz bir alışkanlık yapmış bu hiperaktif ortam. Bayram diye o kalabalıktan eser kalmayınca, binada mutad nüfus yüzde yirmilere düşünce anladım ki bu sessizlik bizi bozar.
Çek istediğin yere Asansöre tek başına binmek, park yerinde aracını gönlünce park etmek, bol telefon, bol klavye bulup, montaj, kurgu, post setlerini tenha yakalamak falan filan. Hiçbiri, hiçbiri o panik atak kadroların yüreklere saldığı görünmez sevdayı, tutkuyu unutturamıyor. Binalar da, odalar da, koridorlar da ne kadar konforlu, rahat, sessiz sakin olurlarsa olsunlar, içlerinde insanlar olmayınca sünger dokulu hımbıl mekânlara dönüşüyor. Allah hiçbirimizi birbirimizden eksik etmesin...
|