Ankara’nın Irak açmazı
ANKARA, başından beri olduğu gibi, Irak'ta yaşanmaya başlanan gelişmelerden hoşnut değil. Buna neden de ABD'nin Irak'taki politikası. Özellikle de PKK/KADEK unsurlarına yönelik tutumu. Bu sıkıntı, birkaç gün önce Ankara ziyareti sırasında Genelkurmay İkinci Başkanı Org. Peter Pace de aktarılmış. PKK/KADEK konusunda Türk ve ABD Dışişleri bakanlıkları arasında yapılan toplantılarda verilen sözlerin hiç biri hayata geçirilmiş değil. Sadece Dışişleri bakanlıkları değil, istihbarat birimleri arasında yapılan görüşmelerde de CIA yetkilileri benzer sözler vermiş. Ancak bunlar sözden öte gitmemiş. Son olarak Genelkurmay İkinci Başkanı Pace ile yapılan görüşmede verilen söz ise, Şubat ayında süresi dolacak olan Eve Dönüş Yasası sonrasında bir girişimin yapılacağı yönünde. Ankara'daki hava ise umutsuz. Nedenlerine gelince; Önce, yurt içinde PKK/KADEK ile mücadelede doğru ve sonuç alıcı bir politikanın izlenmediği kabul ediliyor. Eve Dönüş Yasası'nın Meclis'ten istenildiği gibi çıkmaması, Abdullah Öcalan'ın iyi kullanılamaması bunların başında geliyor. Daha da önemlisi, PKK/KADEK'e katılan gençlerin ailelerinin ikna edilmesinde zorluk çekildiği de kayda geçirilen bir diğer gerçek. ABD açısından bakıldığında ise durum daha vahim...
Cesaret verici girişimler Washington bir ay önce PKK/KADEK'in Kuzey Irak'ta kongre yaptırmayacağı sözünü veriyor. Buna rağmen, PKK/KADEK gazetecileri çağırıp herkesin gözü önünde rahatlıkla kongresini gerçekleştiriyor. Bölgede orta rütbedeki bazı ABD subayları ise PKK/KADEK yöneticileriyle Mahmur ve Hakurk kamplarında buluşup dostane ilişkiler içinde örgütü cesaretlendirici davranışlarda bulunuyor. Bunlara ilişkin ABD yetkililerine yapılan bildirimlerden de sonuç alınamıyor. Eylül'de Almanya'da PKK/KADEK'in düzenlediği kültür festivalinde Hıristiyan bir grubun temsilcisi olarak ABD vatandaşı bir bayan örgütü destekleyici açıklamalarda bulunuyor. ABD'ye bu bayanın kim olduğu ve teröre destek veren bu kişilerin neden engellenmediği sorusu yöneltildiğinde verilen yanıt 'Kendi vatandaşımız hakkında bilgi veremeyiz' oluyor.
Kürt devleti adımı ABD'ye, 11 Eylül saldırısı sonrasında Başkan Bush'un, "Teröristlerle birlikte olanlar da, mücadeleye katılmayanlar da bizim için teröristtir" sözü anımsatılıyor. Karşılığında "Biz bölgede Saddam güçleri ile uğraşırken, daha fazla kayıp verecek bir başka adım atamayız" yanıtı geliyor. Bütün bu gelişmelere ek olarak, son dönemde Irak'ın etnik ayrıma dayalı federatif yönetim yapısına kavuşturulması çalışmaları Ankara'daki şu görüşün ağırlık kazanmasına yol açıyor: "ABD'de bölgeye sadece ekonomik olarak değil, aynı zamanda Kürt meselesini de çözmek için gelmiştir. Bir siyasi ve coğrafi değişikliğin adımlarını atmak için ABD oradadır. Önce Kuzey'de federasyon kurulacak. Daha sonra bu federasyon Türkiye, İran ve Suriye'den buraya toprak katılımı ile devlet haline getirilecek. İran ve Suriye'nin çırpınışı da bundan dolayıdır."
Paradoks ABD'nin bu girişimde ne kadar başarılı olacağı Irak'taki durumuna bağlı. Ankara'nın açmazı da bu noktada başlıyor. Bir yandan ABD'nin Türkiye'den de toprak katılımı ile bir Kürt devleti kurdurmasından endişe ediyor. Diğer yandan, "ABD Vietnam sendromuna girip Irak'tan çıkıp gider mi?" kaygısı yaşanıyor. ABD'nin Irak'tan çekilmesi durumunda bölgenin daha büyük bir bataklık haline geleceği, bundan en büyük zararı da Türkiye'nin göreceğini biliyor. Ankara bu paradoks içinde çözüm üretmekte zorlanıyor.
|