| |
Sigortalar atıyor
Maliye Bakanı Kemal Unakıtan sevimli bir siyasetçi... Benim, "vergi sistemine" ne kadar sinir olduğumu bildiğinden olsa gerek, belki de sırf beni çileden çıkarmak için bir beyanat daha patlatmış: "Kayıtdışı ekonomi sigortalarımı attırıyor." Bu açıklamalar da benim sigortalarımı attırıyor. Efendim, işyeri olan bir vergi mükellefi 2 milyar lira beyanda bulunuyormuş, bu da ayda 200 milyon lira vergiye tekabül ediyormuş, halbuki adamın arabası, yazlığı varmış, çocukları özel okullarda okuyormuş, bu nasıl olurmuş da olurmuş... Bu duruma bir son vermek için, diyeceklermiş ki, "Hemşerim sen şu kadardan az beyanda bulunamazsın!" Bunun Türkçesi nedir? Ne kadar para kazandığın beni ırgalamaz, şu kadar vergiyi ödeyeceksin. İster kazan, ister kazanma!.. Daha doğrusu: Şu kadar parayı kazanmak zorundasın... Kazanamadıysan, git derdini marko paşaya anlat. İstersen de, git banka soy.. Yeter ki, benim paramı ver. Hem o otomobil almak, çocukları kolejlerde okutmak da neymiş?.. Önce devletine vereceksin, sonra üç beş kuruş kalırsa geçineceksin... Sayın bakanın devamlı "asgari ücretli"den örnek vermesi de şu anlama geliyor: Bütün Türkiye asgari ücrete talim edecek, başka yolu yok. Peki sayın bakanım! Biz yüce Türk Milleti olarak, ömrümüzün sonuna kadar yüce devletimize çalışırsak, biz kendimiz ne zaman ve nasıl yüceleceğiz? Bu "yücelme" konusuna bir açıklık getirilirse, seviniriz. Hadi diyelim biz "yücelmekten" vazgeçtik. Fedakarlıktan imanımız gevredi. Peki siz, devletin masraflarından fedakarlık etmeyi düşünmekte misiniz, şöyle bir miktar da olsa? Sonra... "Yöneten otorite" olarak, işsizlere iş ortamı yaratmayı, istihdam alanlarını genişletmeyi aklınızın ucundan bile geçirmekte misiniz? Farzedelim ki, geçiriyorsunuz... Bunu nasıl yapacaksınız? Herhangi bir "işveren" her bir istihdam için yüzde 42 vergi ve sigorta yükü öderken, bunu nasıl yapacağınızı düşünüyorsunuz? Bu ülkede, yatırımcı, imalatçı ve sanayiciyi "engizisyondan" kurtaracak bir planının var mı? Siz bir "maliyeci" olarak, sadece Hazine'nin ağzına kadar doldurulmasına bakıyor olabilirsiniz. Osmanlı maliyecilerinin Osmanlı Hazinesi'ne baktıkları gibi... İyi ama Cumhuriyet ve demokrasi yurttaşı ne olacak? Eğitimli oldukları halde kendilerine bir iş bulamayan insanlar ne olacak? Ekonominin Titanic'ten beter hale getirilmesi yüzünden işsiz kalmış binlerce yetişmiş insan ne olacak? Vasıfsız da olsalar, insanlar için kendi ülkelerinde "çalışacak bir iş edinme" hakkı neyin nesi, kimin fesidir? Çalışanların hakettikleri kadar veya Batı medeniyetleri düzeyinde bir "gelir" elde edip etmediklerini bir kenara bırakalım. Bir insanın, üç kuruş kazanabileceği bir "iş sahibi" olamamasının maddi ve manevi tahribatını hesap edebiliyor musunuz? Kamuda bile, dipçik gibi genç polislerin niye arka arkaya keçileri kaçırdığına; insanların neden bu kadar kolay birbirini vurduğuna; daha ilk ağızda bıçağa ve silaha sarıldıklarına ve niye binlerce insanın toplum içinde rotu balansı ve hatta şanzımanı dağıtmış vaziyette dolaştığına bir bakın... Sigorta atması ne kelime! Millet de sigorta kalmadı, atacak... Siz de gene atacak bir sigorta kalmış, yurttaş da o da kalmadı.
|