kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Ana Sayfa
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
Günaydın
ATV
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Omer Celik @ SABAH
 

Yeni Roma ve meşruiyet

Dünyanın, yeni tanıştığı 'küresel terör'le etkili bir mücadele gerçekleştirebilmesi için, totaliter rejimlere karşı da şimdiye kadar bilinenden farklı yöntemler geliştirmesi gerekiyor. Küresel terörün istihdam kaynakları ve istismar alanları daha çok küreselleşme karşısında kendi çarpık iktidar alanlarını korumaya çalışan diktatörlüklerin reflekslerinden oluşuyor. Küreselleşme iki yüze aynı anda sahip. Birinci yüzünde temel insanlık değerlerinin tüm insanlığı tek bir aile gibi görmesi ve bu temelde yayılması var. Öbür yüzünde ise küreselleşmenin nimetlerinden faydalanan devletlerin artan nüfuzu karşısında her geçen gün daha çok 'kimlik krizi'ne giren, 'fakirleşen' ve 'mensubiyet kaygıları' ile donanan toplumlar var. Ortaya çıkan tablo, mensubiyet krizine düşen toplulukların kendilerini korumak için şiddete eğilimli hale gelmeleri ve temel değerlerin sadece belli devletlerin zenginliğinin garantörü gibi görülmesine tepki duymaları.

***


Küreselleşme karşısında kendi çarpık iktidarlarını korumaya çalışan diktatörlüklerin bu 'gerilimi' ustaca kullandıkları görülmüştür, görülmektedir. Diktatörlükler, küreselleşmenin getirip önlerine koyduğu demokratikleşme ve hukuk devleti prensipleri karşısında, bu değerleri, mensubiyet krizi içindeki toplulukların var oluşuna bir 'tehdit' gibi göstermeye çalışmaktadırlar. Küreselleşmenin doğru yüzünün diktatörlüklerin aleyhine bir dinamiğe dönüşmesi karşısında, küreselleşmenin yanlış yüzünü 'kışkırtarak' kendi çarpık iktidar alanlarını koruma yoluna gitmektedirler. İşte tam bu 'fay kırığı'nda hem demokrasiye sahip devletlerin, hem de diktatörlüklerin teröre çeşitli yollardan katkıları olmuştur. Demokratik devletler, diktatörlüklerin 'alt kimliği' veya 'özel kuvvet'i durumundaki terör dinamiklerini küresel güç mücadelesinin bir manivelası gibi rakiplerine karşı kullanma yoluna gittiler. Bunun Soğuk Savaş dönemindeki yöntemleri ile sonrasındaki yöntemleri çok değişse de özü değişmedi. Terör, Batılı bazı devletlerin, demokratik olmayan dünyada demokrasinin çıkarlarını ve demokratik toplumların refahını korumak adına kullandıkları bir araç olageldi. Öte yandan diktatörlükler, kendi iktidar alanlarını demokrasi ve hukuk devleti gibi üst-değerlerden korunaklı kılmak için, terör dinamiğini istihdam ediyorlar. Terörün varlığı, küreselleşmenin yarattığı mensubiyet krizlerine karşı oluşan tepkileri organize etmeyi sağlıyor diktatörlüklere. Böylece, hem 'statüko'nun devamlılığı için temel bir dinamik üretilmiş oluyor. Hem de Batılı devletler arasındaki güç mücadelesinde 'sörf' yapabilme imkanı elde edilmiş oluyor.

***


Tüm bunların küreselleşmenin geniş imkanları ve kontrol edilmesi mümkün olmayan ilişki ağları içinde gerçekleşmesi ise, terörü, kendini üreten dinamiklerden bağımsız, ilk bağlantılarından boşanmış halde yaşayabilen müstakil bir küresel dinamik haline getirdi. Bugün artık 'yeni terör', demokrasiler ve diktatörlüklerle organik bağı kalmamış, hepsine birden karşı, küreselleşmenin üçüncü ayağı haline gelmiş bir olgu. Küresel dinamikleri besleyen argümanlara karşı, bir diğer küresel argüman olan dini kullanıyor. Bugün gelinen noktada, bu yeni terörle sadece kuvvet kullanımı ve asayiş politikalarıyla baş etmeye çalışmak 'Pirus zaferi' hedeflemekten öte bir şey değil. Bu yolla mücadeleyi tercih etmek, tüm çağdaş kazanımların yok edilmesi pahasına bir başarı olacak. Bu da dolaylı yoldan terörün kazanması demektir.

***


Küreselleşmeyi adalet ve meşruiyet gibi kavramlara büründürme yönündeki çabaların ne kadar gerekli olduğu maalesef ancak terörün dehşetinin görülmesiyle çıplaklaşmıştır. Dünya düzenini bir tür 'Yeni Roma' gibi düşünmek, buna uygun araçları benimsemek terör karşısında sadece 'Pirus zaferi' vaat ediyor. Dünya düzeninin 'küresel meşruiyet'le donanması dışında hiçbir seçenek 'yeni terör'le etkili bir mücadele için gereken araçları vermeyecektir. ABD Irak'ı işgal ettiği zaman, ABD askerleri Irak Petrol Bakanlığı'nı korumaya almışlardı. Buna karşılık çok önemli eserler barındıran Bağdat Müzesi'nde hiçbir önlem alınmamış ve müze yağmacılara terk edilmişti. 'Yeni Roma' refleksini en iyi bu sahne ifade ediyor. Demokrasinin diktatörlüğe karşı mücadelesi bu derece çarpık bir sahneye 'indirgenmiş' oluyor. Bu sahnede görünürleşen 'fay kırığı' ise terörün istihdam alanını oluşturyor. Demokratik devletler kendi coğrafyaları dışında 'değerler'den çok 'çıkarlar'ı gözeten bir refleksle hareket etmeyi terk etmezlerse ve 'demokrasinin diktatörlükle mücadelesi'nde yeni yöntemler bulunamazsa, 'yeni terör'le mücadele için doğru araçları üretmek de mümkün olamayacak.

AHMET HAKAN COŞKUN
"Park edecek yer yok, en iyisi patlat"
Tamam.. Artık...
ERDAL ŞAFAK
Kurban’ı kurtaralım
Onca uyarı, hatta gözdağı boşuna.
ÖMER ÇELİK
Yeni Roma ve meşruiyet
Dünyanın, yeni tanıştığı 'küresel...
MEHMET BARLAS
Sigarayı bırakmak yerine Fener’i bırakmak meselesi
Bazen...
ÖMER LÜTFİ METE
'İslami terör' alınganlığı
Amerikan malı "Uluslararası...
SAVAŞ AY
İnsansız olmuyor valla!..
Gazete ve televiyonumuz aynı...
REFİK DURBAŞ
İşe alımda cinsiyet ayrımı...
DevletSu İşleri Genel...
HAKAN KORKUSU
HAKAN KORKUSU
Sakatlığı nedeniyle dün de idmana çıkmayan H.Şükür için Terim,...
İşte size fırsat
İşte size fırsat
Inter’e yenilen Juventus’u izleyip dün Almanya’ya geçen Terim, “Dönüm...
BBC’nin şanslı Türk habercileri
BBC’nin şanslı Türk habercileri
Mesleki titizliği ve yılda verdiği 45 bin euro maaş ile gazetecileri...
Kendimizi unutturmalıyız
Kendimizi unutturmalıyız
Kültür ve Turizm Bakanı Erkan Mumcu terör olaylarının turizmi...
Uyuyan militanları’ o harekete geçirdi
Uyuyan militanları’ o harekete geçirdi
Bilinen ismi Ebu Musab el Zerkavi... Yabancı basına göre,...
116 adamı eylem halinde yakalandı
ULUSLARARASI araştırma kuruluşu Policy Watch'un 13 Şubat 2003...
 
    Ana Sayfa | Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon
Spor | Günaydın | Astroloji | Magazin | Sağlık |
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.