|
|
Bürokrasi cephesinde değişen bir şey yok
Anadolu'da nereye gittiysek, bize "aynı şey" söylendi "Sizden birkaç gün önce TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu gelmişti... Bizleri dinlemişti."
Gözlemimiz
Hisarcıklıoğlu "siyasetçilerden daha fazla" dolaşıyor.
Ve bunu "denizaltı gibi" yapıyor.
"Sessiz, derinden... Tantanasız."
Hisarcıklıoğlu sadece "Anadolu'nun nabzını"mı tutuyor, yoksa "orta ve uzun vadeye yönelik" bir siyasi hesabı mı var, "merkezde yeni bir oluşumun altyapısını mı hazırlıyor" bunu bilemiyoruz.
Zaten kendisi de bu konuda "renk vermiyor."
Ramazandan önceki elli günün "sadece yedi gününü evinde geçirmiş."
****
Bugün konumuz "ileride hangi siyasi gelişmeler olabilir"ya da "Hisarcıklıoğlu, merkezi toparlamaya yönelik bir oluşuma öncülük eder mi" konusu değil.
Konumuz "başka."
Ama "Anadolu izlenimlerinden... Ve Hisarcıklıoğlu'nun uzun yolculuklarından" söz edince "muhtemel bir siyasi hesap" konusunun da altını çizmek istedik.
****
- Sayın Hisarcıklıoğlu... Anadolu nasıl?.. Neler gördünüz, neler dinlediniz?
Rifat bey "dört konuda gözlemlerim oldu" dedi.
Ve sıralamaya başladı
Bir
- Seçimin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen, iktidara tanınan avans sürüyor.
İki
- Sanayide kapasite kullanımı arttı... Fakat yeni yatırım yok... Yeni yatırım olmazsa beş milyon işsizi ne yapacağız?.. Ayrıca buna her yıl bir milyon işsiz daha ekleniyor.
Üç
- Sanayici diyor ki Aman oğlum bu işi yapmasın... Sanayici böyle konuşursa, girişimci ruh ölür... Sanayici neden bunu söylüyor?.. Bu konunun araştırılması lazım.
Dört
- Bürokrasi hala anamızı ağlatıyor... Nereye gitsem herkes bürokrasiden şikayet ediyor.
****
Hisarcıklıoğlu bize sordu
- Siz de dolaşıyorsunuz... Bürokrasi ile ilgili olarak neler dinliyorsunuz?.. Öğrenmek isterim.
"Hangi birini anlatalım" dedik.
Dilerseniz "sadece bir örnek" sunalım.
****
Adil Üstündağ.
Malatya-Arapkirli.
Türkiye'de ilk "otomobil ampulü fabrikasını kuran sanayici."
"İlk marş dinamosu fabrikasını da" yine o kurmuş.
İstanbul'da "alışveriş merkezleri" yapmış.
"The Green Park" otellerinin sahibi. (İstanbul'da üç otel.) İki otel daha yapıyor.
Adil beyi Düzce'de gördük. Herkes ona "baba" diyor. "Ağabey" diyor.
Yaşı ondan büyük olanların bile hitabı aynı
- Babamız... Abimiz.
Pek çok Düzceli'ye sorduk
- Neden böyle diyorsunuz?
- Yatırım yapıyor... Fabrika kuruyor... Çocuklarımıza iş veriyor.
Adil bey, Düzce'de "bin kişiye istihdam sağlamış."
Düzce gibi "milli geliri 1.500 doların altındaki bir kentte" bin kişiye iş vermek, "üç, dört bin kişilik bir nüfusu doyurmak demek."
Adil beyi "kutladık."
"Tepkisi" şu oldu
- Yeni yatırım şart... Yoksa işsizlik büyük bir sosyal sorun haline gelecek... Ama bürokrasi, yeni yatırımları önlemek için elinden geleni ardına koymuyor... Bürokrasi, yatırımcının anasını ağlatıyor.
****
"Kayserili" Rifat Hisarcıklıoğlu ile "Arapkirli" Adil Üstündağ "aynı söylemde" birleşiyorlar.
"Bürokrasi ve ağlayan ana" söyleminde.
- Adil bey... Bürokrasi ile ilgili tek bir örnek verir misiniz?
- Bir yere çivi çakmaya kalksam, devletin 362 ayrı odasından izin almam gerekiyor... Bu kadarı yeter mi?
****
Özetleyecek olursak "bürokrasi cephesinde yeni bir şey yok."
Ve bürokrasi, 80 yıllık Cumhuriyet'in içinde sanki "ayrı bir cumhuriyet."
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|