kapat
10.11.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ
limasollu
TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL



GREENCARD

LEVENT TÜZEMEN


Velinimet

Alışveriş için gittiğiniz her dükkanda şu tabela asılıdır Müşteri velinimetimizdir... Sporun ve sporcunun da velinimeti taraftardır. Evinizde oynuyorsunuz, 12. gücünüz tribünde yoksa moralman çöker, öksüz kalırsınız. Bu tehlikeyi G.Saray yönetimi görmüş olacak ki, maç günü kitapçığında şöyle yazıyordu "Taraftar olarak görevimiz, takımımızı iyi günde olduğu gibi kötü günde de desteklemek ve inancımızı kaybetmemektir. G.Saray'ı ligin kaybedeni olarak bugünden göstermeye çalışanların oyununa gelmeyin."

İnsanı mutlu eden mücadele ve zaferlerdir. Nice yağmurda, karda ve soğuk havada stada koşan Galatasaray taraftarı, eğer bugün tribünde yoksa bunun nedeni mutsuzluktur. Çünkü Galatasaray futbol olarak keyif veren bir takım değil. Eğer sarı-kırmızılı futbolcular, taraftarlarının gönlünü kazanmak istiyorlarsa adam gibi oynamak ve yüreğini koyarak mücadele etmek zorundadır.

Terim, "Bu Petre oynamayacaksa neden alındı?" sorularından bıkmış olacak ki, Olympiakos maçında oynattığı Rumen'i dün de ilk 11'e koydu. Ankaragücü'nün planı G.Saray'ı üzerine çekip, Hakan Keleş'i kaçırarak, kontratakla gol bulmaktı. Erken golü düşünen Galatasaray topu kazanıyor ama çok pas yaptığı için hücuma ağır çıkıyordu.

Galatasaray gol için çırpınırken, golü yedi. Ayhan'ın sert geri pasında Frank de Boer hamle yapmakta geç kalınca Hakan Keleş çok kolay bir gol attı. Galatasaray'ın buz kestiği ve şaşkınlık yaşadığı bu anlarda Bratu'nun golü oyun disiplinini de geri getirdi.

Ayhan yalnız kaldı
G.Saray'da Ayhan oyunu tek başına kuruyor ama Petre'nin desteğini alamadığı için orta alanda Ankaragücü kolay top kazanıyordu. Ergün soldan, Sabri sağdan kaçıyor ancak yapılan kötü ortalar hep rakibe çarpıyordu.

Hakan Şükür'ü anlamıyorum. Galatasaray hücum ederken, rakip alanda gol için pozisyon alacağına, gereksiz yere öne çıkıp top kullanmak istiyor. Hakan'ın işi asistlik yapmak değil gol atmak. Hasan'a ne demeli? Topla buluştuğunda önünde boş alan olmasına rağmen dikine oynayacağına ya geriye dönüyor, ya da kalabalığa girip çalım atıyor. Hasan'ın topa olan sevgisi G.Saray'a zarar verdiği gibi fren de yaptırtıyor. Hasan artık kafasını ve stilini değiştirmeli. Çünkü rakipler Hasan'ı artık ezbere tanıyor. G.Saray ilk 45'te tam 11 korner kullandı. 4 dakikaya bir korner düşüyor. G.Saray'da oynayan bir futbolcu nereye ve ne şekilde korner atacağını bilmez mi?

Terim, Petre saplantısından vazgeçip Cihan'ı oyuna alınca Galatasaray'a dinamizm ve çabukluk geldi. Sabri ve Hakan Şükür'ün üst üste kaçırdığı gollerden sonra Galatasaray hücum düşüncesini kanatlara yayınca Ankaragücü'nün dengesi bozuldu. Özellikle genç Sabri'nin çalışkanlığı, çaldığı toplar ve yarattığı pozisyonlar G.Saray'ı müthiş ateşledi. Topsuz alanların sinsi adamı Cihan takipçiliğinin eseri güzel bir gol attı.

Hakan Şükür bitikti
Ankaragücü'nün temposu ve fizik gücü düşünce Galatasaray, Ergün, Hasan, Bratu ve Sabri ile kanatlardan orta bombardımanına başladı. Ama Hakan Şükür'ün yürüyecek hali bile yoktu sahada. 80. dakikada kaleci Zafer'in "al da at" dercesine sunduğu pozisyonda gözü kapalı atacağı golü güçsüzlükten kaçırdı.

Kuddusi Müftüoğlu "penaltı düşmanı" galiba. Hasan'a ve Bratu'ya yapılan hareketlerde bile penaltıyı vermedi.


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
hibe destekler

Sarı Sayfalar
GreenCard
TEMA

Copyright © 2003, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır