kapat
10.11.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ
limasollu
TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL



GREENCARD

ABDURRAHMAN YILDIRIM


Bu enflasyon faiz düşürtür

Mali piyasalarda beklenti yaratan bütün olaylar sonuçlandı gibi. Geçen hafta Irak'a asker yollanmasına son nokta konuldu. Türk askeri Irak'a gitmiyor. Bu durum, bir yanıyla olumlu, çünkü Irak bataklığına girmiyoruz. Ancak bir yanıyla olumsuz, çünkü Irak'tan dışlandık. Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün Radikal'deki söyleşisindeki sözleri, önümüzdeki dönemin gündemini oluşturacak içerikte "Irak'ta ne olacağını bilmiyoruz. Eğer Irak parçalanırsa ve özellikle kuzeyde bir oluşum olursa bizi çok etkileyecek... Böyle bir oluşum Irak'ta İran ve Suriye ile Türkiye'yi işin içine çeker ve sonu nereye gider bilinmez."

8.5 milyar dolarlık krediyle ilgili olarak Başbakan Erdoğan ise asker gönderme kararından vazgeçilmesinin ardından, kredinin gelmemesi gibi bir durumun söz konusu olmadığını söyledi ve "Bütün mesele karşılıklı bir iradenin örtüşmesiyle alakalıdır" dedi. Ancak kredinin kullanımının Türkiye'nin tek taraflı olarak Kuzey Irak'a girmemesi şartına bağlı olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla kredinin kullanımında henüz netlik yok. Belki tümünü değil, bir bölümünü de kullanabiliriz. Konu hâlâ pazarlığa tabi gibi geliyor bize.

* Olumsuzluklar devrede- Sonuç olarak ABD ile ilişkileri biraz düzelttik ama Irak sayfasını beklediğimiz olumluluk düzeyinde kapatamadık.

* AB İlerleme Raporu da, müzakere sürecinin Kıbrıs sorununun çözüm yoluna girmesine bağlı olduğunu ortaya koydu. Burada da herhangi bir doping yerine gerçeklerle yüzleşmek durumunda kaldık. Şimdi bütün dikkatler 14 Aralık'ta yapılacak KKTC'deki seçimlere yöneldi.

* Piyasalar için kısa vadede umut olabilecek özelleştirmeden iyi haber çıkmadı. Tekel'e beklenilenin yarısı düzeyinde teklif geldi. Eğer bu teklif Tekel'in özelleştirmesini erteletirse, piyasalar bir darbe de buradan yiyecek.

* Tekel'in üstüne bir korku da Tüpraş için oluştu. Orada da yeterli teklif yoksa, satışlara bir süre ara vermek gerekecek. Bu, hem kamu finansmanına yapacağı katkıdan, hem döviz kurunu düşürücü etkiden, hem de yapısal bir önlemden yoksun kalmayı beraberinde getirecek ve ayrı bir olumsuzluk kaynağı olabilecek. Burada hükümetin kararlı tutumu belirleyici olacak.

* BDDK Başkanı'nın istifası da ayrı bir olumsuzluk olarak bir kenara yazıldı.

Bu olumsuzluklar geçen hafta mali piyasalarda bir ölçüde fiyatlara yansıdı.

Dolar 1.5 milyon lirayı gürdü, faiz 2 puana yakın arttı, borsa düştü.

* Olumlu gelişme var- Ancak bazı olumlu haberler ile yılsonu bilanço beklentilerinden dolayı piyasaların pozisyon değişikliğine yanaşmaması her şeyi iyiye yorumlama egilimi, muhtemel bir çöküşü ve büyük ölçekli dalgalanmayı önlüyor.

Olumlu haberlerin başında enflasyon geliyor. Beklenenden de düşük çıkan ekim enflasyonu Türkiye'nin eğer döviz kurunda büyük sıçrama olmazsa yakaladığı düşüş trendini rahatlıkla mart ayına kadar sürdürebileceğini ortaya koydu. Bitişikteki tablodan da izlenebileceği gibi, mayıs ayından bu yana aylık enflasyon oranları yüzde 1'in altında veya eksi. En kritik olan eylül ve ekim ayları başarıyla geçildi. Bundan sonraki aylarda da benzer eğilimler ortaya çıkarsa ki, bu büyük ölçüde kura bağlı, mart ayında tek haneli enflasyon rakamı bile görülebilir. Nisandan sonra baz etkisi nedeniyle enflasyon biraz yükselebilir ama yıllık yüzde 12 hedefinin yakalanmasında herhangi bir zorluk yok. Merkez Bankası'nın Kasım ayı Beklenti Anketi de gelecek bir yılda enflasyon beklentisini yüzde 14.9 olarak çıkartıyor. Aynı ankette yılsonu faiz beklentisi yüzde 23.8. Yani piyasa yılsonuna kadar Merkez Bankası'nın yeni bir faiz indirimine gitmesini bekliyor.

Eğer bekleyişlerde kötüleşme olmayacak ve bu kötüleşme kuru zıplatmayacaksa, enflasyondaki güçlü düşüş trendi karşısında Merkez Bankası yeni faiz indirimlerine gidebilir. Ancak burada zamanlama Merkez Bankası'na ait ve son faiz indiriminin üzerinden henüz üç hafta geçti.

Bu da önümüzdeki dönem için piyasaların bekleyeceği bir olumlu gelişme.

* Sonuç- "Önce düzen, sonra kazan" Türk Atasözü

Yabancıların kârı 1.5 milyar $
Borsadaki yabancı alımları ekim ayında da sürdü. Bitişikteki grafikte görülebileceği gibi, mayıs ayında başlayan net alımlar altı aydır devam ediyor. Ekimde 131.4 milyon dolara varan alımları ile yabancılar son altı ayda Türkiye hisse senedi piyasasından 750 milyon dolarlık alım yaptılar. 2003 yılındaki net alımları ise 760.8 milyon dolar olarak gerçekleşti. Böylece 1998 yılından bu yana yabancıların bir yıl alış, bir yıl satış şeklinde devam eden eğilimleri, eğer son iki ayda büyük ölçekli bir kâr realizasyonuna gitmeyeceklerse, değişmeyecek.

Yabancıların son yedi yılda 53.9 milyar dolarlık alışa karşılık 55.5 milyar dolarlık satış var. Böylece yabancılar 1 milyar 574 milyon dolarlık net satıcı oldular. Yabancıların elindeki hisse tutarı 6.8 milyar dolar. Bu rakam 1997 yılı sonundaki 6.0 milyar dolarlık tutarın 800 milyon dolar üzerinde.

Mesajlarınız için: ayildirim@sabah.com.tr


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
hibe destekler

Sarı Sayfalar
GreenCard
TEMA

Copyright © 2003, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır