kapat
10.11.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ
limasollu
TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL



GREENCARD

MEHMET BARLAS


Ata'yı yeniden yaşatamazsınız, ama O'nu öldürebilirsiniz!

Hiçbir dünya kentinin parkında, komitelerin, komisyonların heykelleri yoktur.

Toplumlar "Tek Adam"ları sever, onların peşinden gider.

Çoğulcu ve katılımcı demokrasinin egemen olduğu gelişmiş ülkelerde de, hala, seçmenler liderlere oy veriyor.

Atatürk de, gerçek bir liderdir. Alışılmış söylenişi ile "Ulu Önder"dir biz Türkler için.

Tabii ki Atatürk, ne Kurtuluş Savaşı'nı tek başına yaptı, ne de tek başına Cumhuriyet'i kurdu.

Büyük sosyo-politik değişimi gerçekleştiren devrim niteliğindeki reformlarını da, tek başına yapmadı.

Bütün aşamalarda, isimli ve isimsiz sayısız kahraman vardır Atatürk'ün yanında ve arkasında.

Ama bizim tarih anlayışımız da, "Tek Adam"ları ele almayı yeğ tutar.

Osmanlı İmparatorluğu'nu da, hep "İyi padişahlar-kötü padişahlar" açısından ele almayı sevmez miyiz?

Ölümünden 65 yıl geçtikten sonra, Atatürk'ü hala böyle görmüyor muyuz?

Hiç yanlış yapmayan...

Hiç çizgisi sapmayan bir politika izleyen...

Dünü çok iyi bilen, yarını çok iyi gören...

Bundan 65-70 yıl önce söylediği sözler, bugün için de geçerli olan...

Anıtkabir'de yattığı yerden, ülkedeki gidişi gözleyen... Mümkün olsa "O ölmedi, yaşıyor"da diyeceğiz.

Ve bugün birileri, "Ata'yı ben çok seviyorum, sen az seviyorsun" diye hala kavga etmiyorlar mı?

Diyorum ki!

Kendimizi çağa ve gerçeklere uyarlamamızın zamanı gelmiştir.

Eğer eskisi gibi davranmayı sürdürürsek, Atatürk'ü yeniden hayata döndüremeyiz. Ama, Atatürk'ü öldürebiliriz.

"Atatürk Sevgisi"nin, Atatürk'ü öldürmeye dönük bir eyleme dönüşmemesi için, onu "Kemalizm" diye bir ideolojiye yerleştirmekten, artık kesinlikle kaçınmamız gerekiyor.

Bu satırların yazarı 40 yılı aşkın süredir gazete yazarlığı yapıyor. Atatürk hakkında, yüzlerce yazısı, en az 10 tane incelemesi yayınlandı.

Cahilce Atatürk sevgisini istismar edenlerden çok daha bilinçli ve bilgi ile "Kurtarıcı ve Kurucu Kahramanımız"ı, herkese karşı savunabilirim özetle.

Ama hissediyorum ki, Atatürk'ün hatırasını, onu istismar edenlerden, artık kurtarmak gerekiyor.

Bunun yolu da, gerçekten "Çağdaş ve Uygar" olmaktan geçiyor.

Yani, Atatürk'ü yaşıyor gibi kabul edip, O'nu hala değişmez iktidarın tartışılmaz sahibi olarak sunarsanız, sonunda O'nu güncel politikada sürekli seçimlere, referandumlara konu edersiniz.

Bazen seçim kazanmış partiler ve liderler, bazen dini inançların sahipleri, bazen dünya konjonktürü, Atatürk'le rakip olur.

Artık kabul etmeliyiz.

Atatürk "Çağdaş Uygarlık", "Müspet İlim", "Pozitif Düşünce" gibi ilkeleri, toplumun önüne koymuştu.

Ama bugünün gerçeğinde, çağdaş uygarlıktan yana olan herkes, ille de ne Kemalist'tir, ne de Kemalizm çağdaş uygarlığın ön şartıdır.

"Kemalizm"le, ne Kopenhag Kriterleri'ne, ne Türkiye Mozaiği'ne, ne Bilgi ve İletişim Çağı'na yorum getirebilirsiniz.

Her güncel sorunun cevabını Kutsal Kitap'larda arayan dindarlar gibi, her problemin çözümünü Atatürk'ün cümlelerinde ararsanız, sonunda çözümsüzlüğe mahkum olursunuz.

Atatürk'ü hayata döndüremezsiniz ama O'nu öldürebilirsiniz.

ŞAKA

Pozitif mi, negatif mi?
YÖK Başkanı Kemal Gürüz, fetvasını vermiş yine

- Başörtüsü meselesi, pozitif hukuka göre verilmiş bir kararın uygulanmasıdır. Anayasa Mahkemesi kararını yok sayarsanız, pozitif hukuk ile şeri hukuk arasında tercih yaparsınız...

Böyle demiş Gürüz..

Peki ama, Suudi Arabistan'da kadınların başlarını örtme zorunluluğunu da, Suudiler'in "pozitif hukuk"u emrediyor.

AVRUPALI OLMAK

Yargıçlar da yargılanıyor!
Eskiden çok kolaydı devlet idare etmek.

Egemenlik, bağımsızlık falan gibi gerekçelerle, canınızın istediğini yapardınız.

"Yüce Yargı"nın kararları tartışılmazdı. Şeriatın kestiği parmaklar acımazdı.

Bir de bugüne bakın.

Şimdi yüce yargıları, daha yüce yargılar, her an yargılıyor.

Avrupa'nın hukuk kurumları, yargı organları, "Avrupalıyım" diye iddiası olan her egemen devlet için, üst normları oluşturuyor.

Hukukun üstünlüğü, insan hak ve hürriyetleri, artık birer yerel kavram değil.

"Ben yaptım oldu" demek, artık out!

Seçilmiş liderler, Uluslararası Savaş Suçluları yargıçlarına hesap veriyor artık.

Özetle, yargıçlar da, kararları da yargılanıyor sürekli.

Bu bakımdan herkes ve her kurum, artık sayı ile kendilerine gelmeliler.

Mesajlarınız için: mbarlas@sabah.com.tr


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
hibe destekler

Sarı Sayfalar
GreenCard
TEMA

Copyright © 2003, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır