AB karşıtları içte de dışta da aktifleşiyor
"Türkiye'de beni askerlerle polemik içinde gösterme gayreti var". Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, AB'ye tam üyelik hedefine yaklaştıkça sadece Türkiye içinde değil, Avrupa içinde de Türkiye'nin AB üyeliğini istemeyen çevrelerin aktif hale geldiğini söyledi.
Yılmaz bir televizyon kanalında yaptığı konuşmada siyaset, ekonomi ve çeşiti konularda çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. ANAP liderinin açıklamaları özetle şöyle:
AB ÜYELİĞİ
Türkiye AB'a tam üyelik hedefine yaklaştıkça sadece Türkiye içinde değil, Avrupa içinde de Türkiye'nin AB üyeliğini istemeyen çevrelerin aktif hale geldi. Bizim ulusal programımızla AB'nin katılım ortaklığı belgesi arasında bir tek uyumsuzluk var, o da ölüm cezası. AB, ölüm cezasını kaldırmamızı istiyor. Biz de diyoruz ki 'Ölüm cezasını biz zaten 1983'ten beri uygulamıyoruz. Bu moratoryumu kısa vadede devam ettireceğiz. Ama ölüm cezasını tümüyle kanunlarımızdan çıkarmayı 3 yıl içinde yapacağız.'
ÖCALAN
Ölüm cezasını fazlasıyla hak ettiği konusunda zannediyorum Türkiye'de tereddüdü olan hiç kimse yoktur. Ama mesele Türkiye'nin çıkarının nerede olduğudur. Birkaç yıl sonra bu azılı katilin eli kolu serbest dışarıya çıkma ihtimalini mevzuatımızda değişiklik yaparak önlememiz lazım. Ağırlaştırılmış müebbet diye yeni bir müessese getireceğiz.
PKK'DAN ÇEKİNMİYORUZ
"Siyasi olarak PKK'dan çekinmiyoruz, siyasi parti olsa alacağı oyun kıymeti harbiyesi olmaz" demek ayrı, "Ah PKK bir siyasallaşsa" demek ayrı şey... Mehmet Keçeciler'in söylediği birincisi. Ben de öyle düşünüyorum.
ANADİL
AB, bizden Kürtçe eğitim yapmamızı istemiyor. Devlet televizyonunda Kürtçe yayın yapılmasını da istemiyor. Sadece bu konudaki özgürlüklerin önündeki engelin kaldırılmasını istiyor. Türkiye'de resmi dil Türkçe'dir. Ama, başka dillerde de kurslar açılmalı ve dil, bir bölücülük unsuru olarak görülmemelidir.
ASKERLER VE AB
Türkiye'de, beni sanki askerle karşı karşıya, polemik içerisinde gösterme gayreti var. Askerin bu konudaki farklı düşünceleri, kendi konumlarını kaybetme kaygısından değil, bu kriterleri uygularsak ülkenin ulusal bütünlüğünü tehlikeye atarız endişelerinden kaynaklanıyor.
BAŞÖRTÜSÜ
14-15 yaşındaki kız çocukları okula başlarını örterek gitmek istiyorlarsa oraya polis dizmek ve onları devlet gücüyle hizaya getirmek, benim devlet anlayışıma uymaz.
EKONOMİ
İstersek makro dengeleri bozmak pahasına vatandaşın sıkıntısını daha kısa sürede atlatabiliriz. Ama o zaman bir süre gelir tekrar duvara toslar, aynı krizi daha kötü yaşarız.
SEÇİM
Hükümeti bozacak partinin, CHP gibi çok ağır bir siyasi fatura ödeyeceğine ve halkın hükümetin devamını istediğine inanıyorum. Seçim tarihini belirlemek bizim elimizde. İlk defa 5 senede yani 2004 Nisan ayında seçim yapmak istiyoruz.
|