Galatasaray-Beşiktaş maçı sonrası genel kanı "Derbiyi G.Saray'a Daum hediye etti" şeklinde. Katılıyor musunuz?
% değil, % 0Daum'un hediyesi. Ama sürpriz değil. Daum, G.Saray'dan ne kadar korktuğunu Denizli'de göstermişti. O gece sahaya çıkardığı takım ve oynattığı futbol, G.Saray maçının denemesiydi. Derbiden sonra "Tek gollük bir maçtı bu. G.Saray attı, kazandı. Biz atsak, biz kazanırdık" açıklamasını yaptı. Bu sözler, Daum'un maçı nasıl düşündüğünü açık açık ortaya koyuyor. "Lucescu benden, ben G.Saray'dan korkacak, kapanacağız. 0-0'a razı iki takımın maçında biri, bir tane yakalayıp atarsa kazanacak." Son haftaların en hırslı, en agresif, en tempolu, en golcü futbolunu oynayan Beşiktaş'ın teknik direktörü, Göztepe önünde miskinler tekkesini oynayan G.Saray'dan bu kadar korkarsa olacağı buydu. Maçı Daum G.Saray'a hediye etmiştir. Başka kimse kendine pay çıkarmasın.
* Bu galibiyet ve liderliğin morali Roma sınavı için G.Saray'a yeter mi?
G.Saray en iyi, Roma en kötü durumdayken İstanbul'da oynadık. Sami Yen'de Roma'yı rahatça yenecekken ikinci yarıda Lucescu'nun korkaklığı, takımı geriye çekmesi ve oyuna müdahele edememesi yüzünden, Roma son yarım saati tek kale oynadı; golünü de bağıra bağıra attı. Dünya üzerinde bu kadar ilan edilmiş gol çok azdır. Şimdi işler tersine döndü. Roma formunun zirvesinde. Ezeli rakibini beşlemiş. Liderliğe yükselmiş. Ve bir de kendi sahasında oynuyor. G.Saray'ın en kötü şartlarda çıktığı Avrupa maçı... Bir mucize için dua etmek gerek. Benim için, bir puan bile mucize. Mucize deyince de gözümün önüne sırf Mondragon geliyor.
* G.Saray-Beşiktaş maçında İlhan'ın hakeme küfrü, Antalya'da F.Bahçeli Mirkoviç'in Atilla'ya dirseği gözlemci raporlarında yok. Artık TV görüntülerine bakılmıyor diyebilir miyiz?
Durum yorumlanmayacak kadar açık. Kutsal ittifak tüm gücüyle hortladı. Bir tek amaç var: G.Saray'ın yolunu kesmek. Beşiktaş-G.Saray maçında İlhan Mansız'ın sarı kart göreceği asgari 6 pozisyon var. Yan hakemle dalaştığı iki, kendini yere atıp hakemi aldatmaya kalktığı bir, rakibe ölçüsüz, kontrolsuz daldığı iki, reklam panosunu tekmelediği bir, orta hakeme sövdüğü bir... Tek sarı kart görmedi. Sadece uyardı Orhan Erdemir. Oysa en az üç kere atılması gerekirdi. Sadece bir tane sarı kart görse, 4. kartı olacak ve cezalı duruma düşecekti. Erdemir'in bu hareketlerin hiçbiri görmemiş olması mümkün mü? Geriye iki şık kalıyor. Ya cesaret edemedi, ya da talimat almış.
Mirkoviç hemen her maçta kırmızı kart görmesi gereken bir adam. Tekme, sille, tutma, dirsek her şey var. Ama o da İlhan gibi dokunulmazlardan. Bu maçın felaketi Mirkoviç değil, Rüştü'nün pozisyonu. Maçın hakemi ve yardımcısının 18 dışındaki elle müdaheleyi görmemeleri mümkün değil. Erol Ersoy gördü, çalmadı. Çünkü çalsa kırmızı kart verecek. Maç 0-0 gidiyor. F.Bahçe 10 kişi kalacak ve bu hafta Rüştü oynayamayacak. Dökülen F.Bahçe'yi ayakta tutan adamın Rüştü olduğunu bütün F.Bahçe yazarları her hafta ilan ediyor. Niye çalmadı Ersoy? Ya talimat almış, ya cesaret edemedi. "Rüştü'yü atarsam F.Bahçe medyası gökkubbeyi üzerime indirir. En az 5 maç dinlendirilirim. Bu da 5 milyarıma mal olur. O zaman yürüsün Fener!"
Dikkat edin, bu Rüştü, bu İlhan skandalları G.Saray'a bir maçta 4 kırmızı kart çıkan sezonda gerçekleşiyor. G.Saray 2.Başkanı Fatih Altaylı, Beşiktaş galibiyeti sonrası "İş bitti. Şampiyonuz" demiş. Ben Fatih Altaylı'nın bu kadar saf olduğunu tahmin etmezdim. Şampiyonu oynanan futbol değil, hakemler belirleyecek ve hakemlerin listesinde G.Saray yok.