Osmanlı padişahlarına asker vermekten perişan olmuş Hasan dayı, son padişahlardan birinin yeni doğan şehzadesine "Osman" ismini koyduğunu duyunca "eyvah" demiş...
"Galiba yeni baştan başlıyoruz!"
SP'nin Şişli toplantısında Erbakan Hoca'nın mahdumu Fatih'in "siyasete ısınma turları" attığını görünce, ister istemez dilimden dökülüverdi.
"Eyvah! Galiba baştan başlıyoruz!"
Erbakan hoca, Allah selamet versin, 40 yıla yakın zamandır siyaset ile uğraşıyor. Türkiye'yi kurtarmak için elinden geleni yaptı, büyük hamleler başlattı.
Fakat millet olayı kavrayamadı.
Doğu'da attığı sanayi hamlesinin temellerini inekler yemeseydi belki şimdi AB'ye bile ihtiyacımız kalmayacaktı.
Muhterem Hoca'mız, ne yazık ki siyasette istediği etkinliği bir türlü oluşturamadı, gönlündeki "Arabistan Türkiye"sini yaratamadı.
"Laikçi zındıklar" hep taş koydular, bütün partilerini kapattılar.
Araplığa özenenlerin hevesi de kursaklarında kaldı.
Fakat işte şimdi görüyorsunuz ki son yumruğu Erbakan Hoca oturtuyor.
Erbakan bu, "kanını" yerde bırakır, husumetten vazgeçer mi?
Siz, "28 Şubat" mı yaptınız?
Hocaya karşı mı yaptınız?
O da 24 yaşındaki oğlunu inadım inat politika sahnesine sürüyor.
Kendi fikirleriyle hem de...
Bir nevi "klonlama!"
Kafası Erbakan, bedeni 24 yaşında...
Gerçi Türkiye yoruldu.
Askeriye takip etmekten fenalık geçirecek hale geldi, nice komutan yaka silkti, yüzlercesi emekli oldu, toprağı boyladı; parti kapatmaktan anayasa mahkemesini sinir bastı; mürtecilere nasıl davranılacağı konusunda aydın demokratlar birbirine girdi, çoğunun beyni sulandı ama Erbakan müthiş bir klonlama ile 50 yıl gençleşti.
Hadi bakalım, kolay gelsin...
Gördünüz mü şimdi, Erbakan hoca kimmiş?..
Bana soracak olursanız, kendime şu kadar acıyorsam namerdim...
Ben çoktan alıştım Erbakan'lara, MC'lere, darbelere ve birbirinden kaypak siyaset oyunlarına...
Sadece oğluma acırım...
Ve tabii onun gibi milyonlarca gence...
Babası bizim başımızın etini yedi, oğlu da çocuklarımızın başının etini yiyecek, diye...
Bu geri kalmış ülkede ne bekliyordunuz?
Kişisel "siyasi ihtiras" saltanat şeklinde babadan oğula geçiyor ve bunun da adına politika deniyorsa...
Politik ehliyete sahip olmayan bir genç, kendisini izleyen kalabalığa, " görev verilirse kabul ederim" diyecek cesareti gösterebiliyorsa...
Ve o kalabalık da bu sözleri alkışlıyorsa...
Bize "kanser olmaktan" başka yol görünmüyor.
Koskoca Recai Kutan da almış çocuğu şehzade dolaştırır gibi yanında gezdiriyor.
Yaşından başından utanmadan.
Vallahi tebrik ederim!..