Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kıvrıkoğlu'ndan dün dolaylı bir mesaj aldım.
Ordunun AB konusundaki tavrını netleştiren bir açıklama yayınlaması için Orgeneral Kıvrıkoğlu'na yaptığımız iki çağrı belli ki değerlendirilmiş.
Ve "Genelkurmay Başkanlığı'nın yeniden bir görüş belirtmesine gerek bulunmadığına" karar verilmiş.
Bilindiği gibi tartışmalara sebep konuşma geçen hafta Harp Akademileri'nde düzenlenen sempozyumda yapıldı.
MGK Genel Sekreteri Orgeneral Kılınç, AB'nin Türkiye'yi ilgilendiren sorunlara "menfi" baktığından yola çıkarak "ABD'yi gözardı etmeksizin Rusya ve İran'ı da içine alan yeni bir arayışa girmek gerektiğini düşünüyorum" demişti.
Yüzbaşı da olabilirdi
Bu çıkışın içte ve dışta yarattığı yankılar, Türk Silâhlı Kuvvetleri'nin AB hedefine bağlılığı konusunda belirsizlikler, hatta şüpheler uyandırınca, biz de sorunu bir açıklama yaparak çözmenin Genelkurmay Başkanı'nın sorumluluğu olduğunu yazmıştık.
Genelkurmay'dan bir yetkili dün, oluşan kararı açıklarken şunları söyledi:
"Genelkurmay Başkanlığı'nın AB ile ilgili görüşleri, gerek Genelkurmay Başkanı, gerek Genelkurmay İkinci Başkanı tarafından defalarca kamuoyuna ilân edilmiştir.
Bunun dışında resmi platformlarda da (MGK zabıtları ve hükümetle olan ilişkilerde) Genelkurmay'ın görüşleri resmi belgelerde mevcuttur.
Bu durumda Genelkurmay, yeni bir görüş belirtmeye gerek duymamaktadır.
Orgeneral Kılınç'ın değerlendirmesi, akademik ve demokratik bir ortamda açıklanmış, tamamen kişisel görüşlerdir.
Bunları bir orgeneral de, bir yüzbaşı da söyleyebilirdi. Harp Akademileri'ndeki tartışmalara katılanlar iyi bilirler ki o zeminde açıklanan görüşler, sadece sahiplerini bağlar."
"Bütün kalbimizle.."
Orgeneral Kıvrıkoğlu'nun AB konusundaki son demeci, önümüzdeki günlerde yayınlanacak olan Savunma ve Havacılık dergisinde çıkacak.
Komutan orada "Türkiye'nin AB ve AGİT gibi Avrupa organizasyonlarına tam üyeliği, jeopolitik bir zorunluluktur" diyor.
Türkiye'nin AB'ye aday ülke olarak kabulü üzerine de şunu demişti:
"Silâhlı Kuvvetler, Türk halkının ve devletinin yararına olan her şeyi en fazla destekleyecek kuruluştur.. Bunu tüm kalbimizle destekliyoruz."
Fakat "AB hedefine bağlılığı vurgulama" anlamında bir açıklama yapılmamasında başka nedenler de olamaz mı?
Meselâ.. Türkiye'nin hassasiyetlerine duyarsız kalan AB'ye yönelen hoşnutsuzluğun hatta güvensizliğin, Brüksel'de etki yaratma şansı varsa, bu yararı feda etmemek gibi..
Bunu bilmiyoruz. Ama şurası kesin:
Askerler de sivil siyasetçiler gibi yol üstündeki "bölücü mayınlar"ın temizlenmesini, AB hedefine güvenle ve hızla ilerlemek için istiyor.