Avrupa Birliği'ne tam üyelik yolunda atılması gereken demokratikleşme adımları, yapılması gereken temel yasal düzenlemeler konusunda koalisyon içinde süren tartışmalar sonuçlanmış, bir uzlaşı sağlanabilmiş değil. Ancak, geçen hafta yapılan liderler zirvesi bu uzlaşmazlığın en azından bir hükümet sorununa, koalisyonda kırılma noktasına gelmesini önlemek yönündeydi.
Yani taraflar kendi pozisyonlarını koruyorlar; ne idam konusunda ne de Kürtçe yayın ve eğitim konusunda uzlaşabiliyorlar. Bugün itibariyle uzlaşmaya varabildikleri tek nokta, bu sorunun ülkede daha büyük bir siyasi soruna, bir hükümet bunalımına dönüştürülmemesi, koalisyonu tehlikeye düşürmemesi...
Bu arada Ulusal Programda taahhüt edilmiş olan kısa vadeli hedef ve kriterleri tutturabilmek için yapılması gerekli yasal düzenlemelerle ilgili hazırlık çalışmaları da sürdürülüyor. Toplantı ve gösteri yürüyüşleri, polis ve jandarmanın görev ve yetkileri ile ilgili yasalar, iller idaresi yasası, basın ve RTÜK yasalarının bazı maddelerinde değişiklik yapılmasına ilişkin mini demokrasi paketi üzerindeki teknik çalışmalar aralıksız devam ediyor.
Ancak çok basit gibi gözüken bu düzenlemelerde dahi dikkatli hareket etme gereği duyuyor Başbakanlık. Adalet Bakanlığı'ndan gelen taslak yeni baştan düzenleniyor. Koalisyon partilerindeki, özellikle de MHP'deki hassasiyet göz önüne alınarak hemen her cümle, her sözcük süzgeçten geçiriliyor.
Aslında uzlaşmazlık üç temel konuda düğümleniyor. Birincisi idam cezası, ikincisi anadilde yayın serbestisi, üçüncüsü de anadilde öğrenim hakkının tanınması.
İdam konusunda MHP'nin son derece net ve katı bir tutum içinde olması şimdilik bu konunun gündemden çıkarılmasını zorunlu kılıyor. Ancak bu da yetmiyor. Çünkü MHP ve Bahçeli, Kürtçe konusunda da ikna olmuş değil. Kürtçe yayın serbestisine de öğrenim hakkına da sıcak bakmıyor MHP.
Fakat hazırlanan pakette yine de en azından Kürtçe yayının sıkı devlet kontrolü altında serbest bırakılması yönünde ufak tefek bazı adımlar atılabilmesini öngörüyor.
Tabii ki bu da taslak üzerindeki teknik çalışmalar sonuçlandıktan sonra, önümüzdeki günlerde yapılacak olan liderler zirvesinde netlik kazanacak.
Ve yapılacak olan bu kritik zirvede liderler altına imza attıkları metni sonuna kadar savunacaklar. Varılan ön uzlaşma bu. Çünkü 312. madde ile ilgili düzenleme konusunda liderler zirvesinde ve Bakanlar Kurulu'nda kabul edilen metne Mesut Yılmaz'ın daha sonra karşı çıkmasını ve sonuçta da düzenlemenin MHP'ye rağmen muhalefetin desteği ile Meclis'ten geçirilmesini içine sindirebilmiş değil Devlet Bahçeli. O nedenle de bugün uzlaşma konusunda öne sürdüğü temel koşul şu oluyor: "Oturup kendi aramızda tartışırız. Neyin üzerinde anlaşabiliyorsak onun altına imzamızı atarız ve imzalarımızı da her üçümüz de sonuna kadar arkasında dururuz..."
"Haklısınız, doğrusu da bu" yanıtı veriliyor Bahçeli'ye.
Bu durumda uzlaşmanın ana hatları da şekilleniyor. MHP'nin "kabul edilemez" bulduğu kritik düzenlemeler şimdilik ileri bir tarihe bırakılacak. Koalisyondaki tansiyon iyice düşürüldükten sonra, kamuoyuna da malolan kutuplaşma yerini genel bir yumuşama havasına bıraktığında, idam da Kürtçe de yeniden masaya yatırılacak ve yeni bir uzlaşma arayışına gidilecek...