Kanser durdurulabilir mi?

Geliştirilen pek çok ilâç sayesinde bugün, erken teşhis edilen kanser hastalıkları önlenebiliyor, kanserli hücrelerin yayılması durduruluyor. Şimdi hedef her tür kanseri tamamen yok etmek
Bilimadamlarının en çok hız vererek üzerinde çalıştığı konulardan biri AIDS aşısı. Zira AIDS'e yol açan HIV virüsü henüz bağışıklık sistemi harekete geçmeden hızla çoğalıyor ve denenen tüm aşılar çaresiz kalıyordu. ABD Ulusal Alerji ve Mikrobik Hastalıklar Enstitüsü Aşı Araştırma Merkezi doktorlarından Gary Nabel ve ekibi farklı bir sistem üzerinde çalışıyor.

DAHA 10 YIL VAR
HIV virüsünün dış yüzeyindeki DNA'ların bir parçası bağışıklık sistemine veriliyor ve sistem alarma geçiriliyor. Bu yöntem hayvanlarda işe yaramakla birlikte insanlarda şimdilik etkili olmadı. Nedeni DNA'nın yaydığı sinyallerin bağışıklık sistemini harekete geçirecek kadar güçlü olmaması. Doktorlar şimdilerde bu DNA örneğini grip virüsüyle "güçlendirip" bağışıklık sisteminin dikkatini çekmeye çalışıyor. HIV virüsünü durduracak aşının yapılmasının 10 yılı bulacağı tahmin ediliyor. Peki kalp hastalıkları aşıyla önlenebilir mi? Araştırmalar damarların tıkanmasına yol açan kolesterol birikiminin bir bakterinin yol açtığı iltihaplanmayla başladığını ortaya çıkardı. Uzmanlar aşılarla ilk iltihaplanmayı önledikleri takdirde kalp krizine yol açan olaylar zincininin en baştan önlenebileceğine inanıyorlar!

KANSERE KARŞI UMUT IŞIĞI
Uzmanlar açısından nihai ve aşılması en zor hedef ise kanserin aşıyla önlenebilmesi. Bu konuda oldukça büyük mesafe kat edildi. Örneğin öldürücü bir cilt kanseri türü olan melanomiye karşı geliştirilen CanVaxin adlı aşı.

Bu aşı üç farklı hastadan alınan kanserli hücrelerden oluşuyor. CanVaxin'i geliştiren doktor Guy Gammon, ilâcın denendiği hastaların büyük bölümünün bağışıklık sisteminin harekete geçtiğini ve aşı kullanan hastaların yaşam süresinin kullanmayanlara oranla iki kat uzadığını belirtiyor. Kanada'da da Corixa firmasının ürettiği Melacine adlı aşının klinik deneyleriyse sürüyor. Stanford Üniversitesi'nden doktor Lawrence Fong da da hastalıkları ileri düzeylere varan bağırsak ve akciğer kanseri hastaları üzerinde deneylerde kanserli hücrelerin büyümesini önemli oranda durdurdu. Fong, hastaların kendilerinden alınan bağışıklık histemi hücrelerini kanserli hücrelerden alınan proteinlerle birleştirerek tekrar hastaya enjekte etti.

Aşının, erken teşhis durumunda kanseri tamamen ortadan kaldıracağı umuluyor. Ve hiç şüphesiz bütün bunlar sadece başlangıç.

Ellerinizi yeterince iyi yıkıyor musunuz?
Antibiyotiklerin daha yaygın kullanılması, ilâca dayanıklı mikropların vücudumuza nüfuz etmesini kolaylaştırıyor olabilir mi?

Bilimadamları son 2 yıldır bu soru üzerine kafa yoruyor. Peki el temizliği için kullandığımız sabundan süngere, bulaşık deterjanına kadar birçok kimyasalın aslında bakteri yuvası olduğunu biliyor muydunuz? Triclosan'ı keşfeden bilimadamları bu maddeyi içeren sabunların mikropları engelleyeceğini düşünmüştü.

Ancak daha laboratuvar aşamasında birçok mikrobun bu maddelere sızarak triclosan'ın etkisini bile yok ettiğini gördüler.

Bugün kaçımız satın aldığı deterjanın içinde triklosan var mı yok mu diye bakıyor? Alkol içeren temizlik maddelerinin mikroplara karşı bir çözüm olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Zira alkol çabucak buharlaşır. Onun yerine triclosan içeren sabunlarla, hatta duru su ile sık sık ellerinizi yıkamanız çok daha faydalı olacaktır.

YARIN:
* Antibiyotiklerle ilgili bilmedikleriniz.

* Sağlıklı yaşam için neler yemeliyiz? Bunlara dikkat!