Ekonomik büyüme, Türkiye'de tahmini en zor veriler arasındadır. Hükümetlerin ilk başta koyduğu tahminler ile gerçekleşmeler arasında bir hayli fark oluşur. Mesela geçtiğimiz yıl için büyüme eksi yüzde -3.5 olarak hedeflenmişti. Sonra -5.5'e revize edildi, ardından -7.5 olarak değiştirildi. Gerçekleşme ise yüzde -8.5 olarak bekleniyor.

Bu yıl önce yüzde 4 olarak konular, sonra yüzde 3'e düşürülen büyüme hedefi abartılı bulunuyor. Derin bir küçülmenin ardından, enflasyonun düşüreleceği, kemerlerin daha da sıkılacağı bir yılda, sıfırın üstünde büyüme başarı sayılıyor.

Son birkaç ayda yaşananlar ekonominin çarklarının dönmesi için gerekli olumlu psikolojik ortamı sağladı. Büyüme için psikolojik ortam gerekli, ancak yeterli değil.

Bunun için kaynak da gerekli.

Bu da öncelikle kur rejimine ve mali sisteme güvene dayanıyor. Kurların bu yıl daha istikrarlı gideceğine dair belli bir güven sağlandı. Dövizde başlayan çözülme bunun bir sonucu. Mali sektöre güveni de Meclis'ten geçen yeni Banka Yasası sağlayacak. Bununla bankaların sermaye yapıları güçlendirilecek.

* Krediler başlayacak- Bankaların yüzde 17'ye varan takipteki alacaklarını temizlemek için bir Aktif Yönetim Şirketi kurulacak. Sorunlu alacaklar buraya devredilecek, bankalar bilançolarında bu yükü daha fazla taşımayacak. Tahsili mümkün olan krediler için yeniden yapılandırmaya gidilecek ve şirketin çalışması için yeni kredi açılacak. Böylece banka alacakları daha sağlamlaştırılırken, aynı zamanda finansman darboğazı nedeniyle çalışamayan şirketlere yeni hayat şansı tanınacak. Sermayelerinin güçlendirilmesi, geri dönmeyen alacak sorunlarının büyük ölçüde temizlenmesi ve mali bünyelerinin güçlendirilmesi sonucu bankalar, reel kesime kredi açabilir hale gelecek.

* Ekonomiyi ayağa kaldırma- Bu arada bankaların devlete açtıkları krediler yüzde 15 oranında küçülecek. Çünkü, Hazine iç borçlanmada 100 geri öderken 85'ini yeniden borçlanacak. Yani bankalar Hazine'den alacaklarını tahsil ederek özel sektöre kullandırabilecek.

Sonuçta bankalar, reel kesimi daha fazla fonlar hale gelecek. Bu da ekonomik büyümeyi teşvik edici bir gelişme.

Banka Yasası'nın yürürlüğe girmesiyle Hükümet ekonomiyi ayağa kaldırmada en kritik eşiği geçmiş olacak ve sıra uygulamaya gelecek.

* Sonuç- "Tehlike zaferin eşiğidir" Napoleon