Bir jigolo arıyorum!

Pek kıymetli Nilüfer Narlı Hanım; Geçtiğimiz günlerde Derya Sazak Beyefendiye vermiş olduğunuz mülakat nedeniyle başımızı nasıl bir derde soktunuz bilemezsiniz.
Sayenizde basın tarihinde görülmemiş bir sürek avı başladı. Mülakatınızın Milliyet Gazetesi'nde yayınladığı 31 Aralık gününden beri cümle alem bütün gazeteci ve televizyoncu ahalisi "Üniversiteli Jigolo" peşinde. "Kriz nedeniyle ahlaki çöküntü yaşanıyor, üniversite öğrencilerinden genç erkekler arasında jigololuk artamaya başladı" demeniz hayatımızı kararttı. Su Ürünleri Mühendisliği'nin kantininde üç gün üç gecedir yatıp kalkanı mı istersiniz, Kore Edebiyatı ve Kültürü Bölümü'nün koridorlarında pusu kuran mı... Aklınıza hayalinize gelemeyecek bütün numaralarımız yaptık fakat bugüne kadar orta yaşlı bir hanımefendinin Mercedes'iyle gelip güzel bir kardeşimizi okul kapısının önünden arabasına alıp götürdüğü anı maalesef görüntüleyemedik. Bu konulardaki uzmanlığı ile meşhur Show TV Haber ekibi bile şimdiye kadar elle tutulur bir başarı kaydedemedi.

YENİ UFUKLAR
Tabii nereden bileceksiniz ki. Bizler, olabilecek en şokelladan işi yapıyor da olsak hâlâ üniversitelerde hocalık yapan, sosyolog sıfatlı insanları ciddiye alıyoruz. Siz deyince "var", biz de inandık... Bilhassa yazıişleri müdürlerimiz çok etkilendi. "Akmerkez'de orta yaşlı hanımların arkasında paketlerle yürüyen gençler göreceksiniz" şeklinde konuya dair sunmuş olduğunuz fevkalade bilimsel verinizf ise bize yepyeni ufuklar açtı bunu da ayrıca belirtmek isteriz. Demek bizim yıllardır oğludur, kardeşidir, olsa olsa gariban şoförüdür dediğimiz o genç erkekler meğer jigololarıymış. Vay canına. Bizim bildiğimiz jigololar başka işlere yarardı eskiden. Neyse. Uzaktan teşhis yönteminize de hayran kalmamak mümkün değil. Çok merak ediyorum bu arada, o orta yaşlı hanımların peşisıra yürüyen çocukların cüzdanlarındaki öğrenci kimlik kartlarını nasıl görebildiniz? Bir çeşit ultrasonik gözlükleriniz mi var? Bilimsel makaleleriniz yazarken de bu gözlükleri takıyor musunuz? Gözlükleri takan herkes bilimin öngördüğü araştırma, istatistik gibi yöntemlerini by-pass etme hakkına sahip oluyor mu? Tabii biz böyle yeni şeyleri pek bilmeyiz. Biz bilim insanı deyince bir nebzecik olsun bilimsellik arayan eski kafalılardanız. Ve inanmayacaksınız ama bazı sosyologlarda bu gözlüklerden hâlâ yok. Onlar öyle pıy pıy, yok onunla görüş, yok anket yap, yok istatistik yap... Uğraşıp duruyorlar. Boş işler tabii. İşkem.. pardon ultrasonik gözlük varken... Siz ki bunca yıldır öğrencilerle haşır neşir olmuş bir insansınız... Gerçi dediğim gibi bir araştırmanız felan olsaydı, jigolo-öğrencilerle minik de olsa bir görüşmecikler demetçiğiniz, hiç olmazsa bir öğrencinizin gelip bunu size itiraf ettiğini söylemiş olsaydınız daha iyi olurdu ama.. Ne gerek var canım. Koskoca Marmara Üniversitesini koskoca öğretim görevlisisiniz. Bu sıfatla istediğiniz gibi at... pardon.. bilimsel sonuç çıkartır, sizin sıfatınıza kanan... pardon... saygı duyan gazetecileri de sazan.. öhö.. şu dilim de amma sürçtü...eee.. ne diyorduk.. evet saygı duyan gazetecilere de bol bol mülakat verirsiniz.

KÜÇÜK BİR RİCA
Mektubuma burada son verirken sizden ricam ne olur işimizi biraz kolaylaştırın ve bu işi yapan o melun çocukların isimlerini ve telefon numaralarını hatta mümkünse öğrenci işlerinde olması gereken dosyalarını bize iletiverin bir zahmet. Her gün zılgıt yiyoruz burada.. Mersi...