Afganistan'da Cenk Kalesi'nde olup bitenleri anlatan yazıyı okumaya devam ediyoruz.. "Amerikalı ve İngiliz askerler Pazartesi bütün gün çatışmalara girdiler.. Tam bu sırada CIA ajanı Dave'in, gazetecileri de yanına alarak Kuzey duvarından kaçmayı başardığı haberi geldi.. Pazartesi sabahı, İttifak güçleri Kuzey kulesine yeni bir komuta merkezi kurdu. Komutan Muhammed Akbar buradan, Güneybatı'daki Taliban'a yönelik top ve tank ateşini yönetiyordu. Saat 10.00 sıralarında 4 Özel Tim askeri ile, 10'uncu Dağ Tümeni'nden 8 Amerikalı daha geldi.. Kalenin içinde olan ve pilotlara hedef gösteren Amerikalılar, onlarla konuşuyorlardı.. Yerdekiler üç saldırı daha istedi.. Yukardaki pilotlardan biri yerdekileri, "Dikkatli olun, hedefe tehlikeli biçimde yakınsınız. Hedefe mesafeniz 100 metre" diye uyardı.. Yerdekilerden biri pilota "Belki biraz yakınız ama, lazeri hedefe tutmamız için bu gerekli" diye cevap verdi..

Sonra kısa bir sessizliğin ardından yerden pilota "Geri çekilmek üzereyiz" dendi. Pilot "Biz de bırakmak üzereyiz" cevabını verdi.. Hedef gösterici: "Dikkatli olun. Yeni koordinat veriyoruz. Kuzey 3639996, Doğu 06658886." Pilot: "Tamam, anlaşıldı.. Hedef gösterici: "Mitch ve Siberson koşarak uzaklaşıyor.. İki dakika.." Saat 10.53'de füze, İttifak'ın yeni komuta merkezinin 10 metre kadar ilerisinde Kuzey duvarında patladı.. Bu, daha öncekilerden çok daha güçlü bir patlama idi.. İttifak komutanı Alim Razum, 10'uncu Dağ Tümeni askerleri komutanına bağırmaya başladı: "Hayır, hayır, yanlış yer.. Söyleyin dursunlar.." Özel Operasyon görevlisi yaklaşan buluta bakıp bağırdı: "Şarapneller geliyor.. Yatın.." Toz duman yatışınca, duvarda u şeklinde küçük bir yüzme havuzu büyüklüğünde bir delik açıldığı görüldü.. Oradaki İttifak tankının üst kısmı yoktu.. Derken kan ve toz içindeki İttifak askerleri binadan çıkmaya başladı.. Biri "Arkadaşlarım nerede bilmiyorum" dedi.. Ardından, kalenin girişinde, Amerikalı Özel Timciler ve İngiliz SAS komandoları görüldü.. Öksürüyor ve tükürüyorlardı.. Radyodan şu cümleler duyuldu: "Aşağıda adamlarımız var.. Biri kendinde değil.. Dış yara yok..." 20 dakika içinde ölü ve yaralılar, 7 adet jeep ve minibüse konarak Amerikan üssüne gönderildi. Kuzey Kulesi'nde bulunan Nik Muhammed isimli İttifak askeri, yıkıntılar altından ikisi ölü 3 Amerikalı olduğunu sandığı üniformalı asker çıkardığını söyledi. İngilizler SAS'lar konusunda hiçbir zaman açıklama yapmadıklarından, yaralı askerleri olup olmadığı bilinmiyor.. Gece yarısı bir Amerikan C-130 gelip, kaledeki hedefleri 6 kez daha vurdu. Sabaha kadar patlamalar.. Havai fişek gösterisi idi sanki..

Ertesi sabah yanı Salı günü, İttifak komutanlarınbdan Rozi "Başlangıçta 600 kişi idiler.. Şimdi 50 kişi kaldılar" dedi.. İsyancıların bulabildikleri tek yiyecek Dostum'un ölen atları idi. İttifak güçleri zaferden o kadar emindiler ki, cephede esrar içtiler.. Saat 10.00 da Harley-Davidson şapkalı adam ve şalvar giymiş olan Dave, Amerikalı ve İngiliz askerlerle geldiler. Dave askerlere "çok sert bir uygulama ile" içeri gireceklerini söyledi. Bir Amerikalı asker, Pazar günkü hava bombardımanında kulaklarından etkilenen SAS komandosu arkadaşı ile karşılaşınca, yanına gidip "Bugün duyma durumun nasıl?" diye sordu. İngiliz cevap vermedi.. Saat 12.10'da içeri girildi.. Açık alanda yüzlerce kişi ölmüş veya ölmek üzereydi.. İttifak askerleri onların sadece silah ve cephanelerini değil, ceplerinde de ne varsa alıyorlardı.. Özellikle Taliban'ın yeni gibi görünen lastik ayakkabılarını da alıp giydiler.. Amerikalı Özel Tim'ler, Johnny (Mike) Spann'ın cesedini bir Taliban askeri cesedinin altında buldu.. Cesedi almadan önce, üzerindeki Taliban'ın cesedinin altına el bombası konarak hazırlanmış Bubi Tuzağı'nı etkisiz hale getirdiler..." Size 3 günde özetleyebildiğimiz yazıyı burada bitiriyoruz.. Sonrasını zaten biliyorsunuz: Biri bacağından yaralı Amerikalı olmak üzere, insanlıktan çıkmış halde 86 Taliban sağ olarak yakalandı..