Yüce Dinimizin en belirgin özelliklerinden birisi, toplum hayatına vermiş olduğu önemdir. Kur'an-ı Kerim'in emirleri, Sevgili Peygamberimizin tavsiyeleri hep sosyal hayatı güçlendirmek, toplumun yapısını pekiştirerek insanları mutlu etmek amacına yöneliktir. İslam'ın kaynaklarındaki bu espriyi iyi kavrayan Müslüman toplumlar hiçbir zaman bencil olmamış, aksine hep diğerkâmlık yapagelmişlerdir. Diğerkâmlık ve merhametin en güzel örneği bizzat Sevgili Peygamberimizdir.
Hz. Peygamber, hayatı boyunca bütün imkanları kullanarak çevresindeki insanlara maddi-manevi yardımı esirgememiş, bu yolda ashabına örnek olmuş, en önemlisi de insana insan olması hasebiyle sevgi-saygı ve merhametle muamele etmiştir. Sevgili Peygamberimizin en güzel örneğini teşkil ettiği bu yüksek ahlaki ve insani erdemlilikleri esasen Yüce Allah insanlarda görmek istemiştir. Kur'an-ı Kerim, Müslümanlara bir yandan yardımlaşma ve dayanışmayı emrederken, diğer yandan yapılacak yardımların, elde mevcut mal ve malzemenin en kaliteli ve sevileninden olmasını istemiştir. "Sevdiğiniz şeylerden sarf etmedikçe iyiliğe erişemezsiniz. Her ne sarf ederseniz, şüphesiz Allah onu bilir" (Al-i İmran, 92) mealindeki ayet-i kerime bu hakikati ifade etmektedir.
Şüphesiz birilerine yardım etme, bir kimsenin ihtiyacını karşılama duygusu insanda geliştikçe, o insanın iç ve kalp huzuru artmakta, iyilik yapmaktan duyduğu haz ve mutluluğu, içinde yaşayarak duymaktadır. İnananlar, böyle bir mutluluk ve huzuru gönüllerinde gerçekten hissetmektedirler. Müminlerin yardım yapmaktan duydukları diğer bir sevinç ve haz da; "... İyilikte ve fenalıktan sakınmakta yardımlaşan günah işlemek ve aşırı gitmekte yardımlaşmayın..." (Maide, 2) ayet-i kerimesinde belirtilen Allah'ın emrini yerine getirmiş olmaktan kaynaklanmaktadır.
Yardımlaşma ve dayanışma içerisinde olan ve birbirini gözeten Müslümanların en büyük sevinci, şüphesiz manevi mükafatlarını kıyamet gününde gördükleri an olacaktı. Nitekim, Sevgili Peygamberimiz; "Müslüman Müslüman'ın kardeşidir. Müslüman Müslüman'a haksızlık etmez; o kardeşinin ihtiyacını yerine getirirse, Allah da ona yardım eder. Bir kimse, bir Müslümanın sıkıntısını giderirse, Allah da buna karşılık kıyamet gününün kederlerinden birini giderir. Bir kimse din kardeşinin ayıbını örterse, Allah da kıyamette onun ayıbını örter" mealindeki hadis-i şerifte bu gerçeği veciz ve anlamlı bir şekilde vurgulamıştır.
Son zamanlarda ülkemizin karşı karşıya kaldığı ekonomik kriz, milletimizin bütün fertlerini derinden etkilemiştir. Bu mübarek Ramazan ayı geçim sıkıntısı çeken insanlara yardım etmek için en uygun zamandır. Unutulmamalıdır ki, sevinçler paylaşıldıkça çoğalır, sıkıntılar ise paylaşıldıkça azalır. Bu günler dayanışma ve bütünleşme zamanıdır. İçimizdeki imanın ışığını davranışlarımızla başkalarına yansıtmak için bundan daha iyi fırsat bulunur mu?