Haber için gizli kamera kullanmak, gizli kayıt yapmak, bir süredir ilgi çekici ve sonuç alıcı bir yöntem olarak kullanılıyor. Bu yöntem, gazeteciliğin temel ilkeleri açısından açık olarak tartışılması gereken bir yöntemdir. Bu tartışma Batı'da çoktan yapılmış ve bitmiştir.

Kimliğini gizlemek
Gazetecilik meslek ahlâkının en temel ve tartışılmaz ilkelerinden biri, gazetecinin haber ve bilgi sağlamak için kimliğini gizleyemeyeceği, başka kimlik kullanamayacağı ve hileli yollara başvuramayacağı yolundadır.

Örneğin bir gazeteci (amacı ne kadar ulvi olursa olsun), kendisini elektrik tamircisi diye tanıtarak bir eve girip, belge soramaz.

Watergate örneği
Watergate skandalını ortaya çıkarıp ABD Başkanı Nixon'ı istifa ettiren gazeteciler bütün araştırmalarını kendi kimlikleriyle yapmışlar ve sadece kaynaklarının verdikleri belgeleri kullanmışlardır.

Gazeteciliğin temel ilkelerinden bir diğeri de, eğer bilgiyi veren kişi "bunu özel olarak söylüyorum, yazmanı istemiyorum" derse yazmamak, o bilgiyi kendisine saklamak zorunluluğudur.

Watergate skandalını araştıran gazetecilerin, bazı bilgiler kendilerine "off the record", yazılmamak kaydıyla verildiği için, bunları doğrulatıp yazılabilir hale getirmeleri aylar almış ve araştırma uzamıştır.

Neulander olayı
Amerika'daki bir cinayeti araştıran bir gazetecinin hikâyesi, gazetecilik dergilerinde örnek olay olarak yayınlandı. Bu olayı, Taha Kıvanç Yeni Şafak'taki köşesinde aktarmıştı.

1994'te ABD, New Jersey'de zengin bir mahallenin sinagogunda haham olan Fred Neulander adlı kişinin karısı, evinde feci şekilde öldürülmüş olarak bulunur. Cinayet kamuoyunda büyük yankı uyandırır. Haham koca, cinayet sırasında başka yerde olduğunu kanıtlamıştır ve faillerle ilgili bir kanıt bulunamaz. Cinayetten iki yıl sonra Philadelphia Inquirer gazetesinin muhabiri Nancy Philips, olayı kurcalamaya başlar. Hahamın çevresinde araştırma yaparken "başka kadınlar" olduğunu ve hahamın hem karısıyla hem de cemaatle, bu nedenle sorunları olduğunu öğrenir.

Kaynak izin vermedikçe
Philips araştırmalarını sürdürürken kendisini "hahamın özel dedektifi" olarak tanıtan bir kişiyle tanışır ve onunla yakınlık kurar. Bu kişi bir "özel" yemekte, "özel" olarak gazeteciye şunu söyler: "Haham bana, zarar verilmesi gereken biri olduğunu ve bunu yapacak bir kişi tanıyıp tanımadığımı sordu. Karısının cinayete kurban gittiğini öğrenince, istemeden suça iştirak etmiş olmaktan korktum.."

Gazeteci, bunun cinayeti aydınlatacak açıklama olduğunu söyleyerek yazmak için izin ister. Ama özel dedektif, bu izni vermez. Gazeteci, "Ne olursa olsun bu önemli bir haberdir ve bir cinayeti aydınlatacaktır, ben bunu yazarım" demez. Polise de gitmez.

Gazeteci polis değildir
Savcılık, cinayetten dört yıl sonra başka ipuçlarına dayanarak hahamı, karısını kiralık katil tutarak öldürttüğü için tutuklar.

Bu olay Amerikan gazetecilik çevrelerinde konuşuldu ve hiçbir gazeteci "temel meslek ilkesini" çiğnemeyen Nancy Philips'in tavrını yanlış bulmadı.

Gazetecilik meslek ahlak ilkelerinden biri de şudur: Gazeteci kendi görevini polisin görevi ile karıştırmaz.