|
|
50 kelimeyi geçme Berin
Yazarımız Nuriye Akman, Adnan Menderes'in Yassıada'dan 16 ay boyunca eşi Berin Menderes'e gönderdiği duygu yüklü mektupları 'Elli Kelime' adlı kitapta topladı...
Adnan Menderes'in eşi Berin Menderes'e Yassıada'dan 16 ay boyunca gönderdiği mektuplar ile Berrin Hanım'ın yanıtları ilk kez bir kitapta toplandı. Gazeteci Nuriye Akman'ın 'Elli Kelime' adını taşıyan kitabında Menderes'in şimdiye kadar yayınlanmamış fotoğrafları da yer alıyor.
Akman'ın dört yeni kitabı Benseno Yayınları'ndan çıktı; ünlülerin eşyalarıyla kurdukları tutkulu ilişkileri ele alan 'İnci Avcısı', mesleki olarak uzaklaştığını düşündüğü gerçek insanların dünyasına döndüğünü belirttiği 'Kalabalıklar', ölüm orucundaki bir kadın ve kocası etrafında olayları irdeleyen 'Yüzleşme' ve 'Elli Kelime.'
DUYGUSAL MEKTUPLAR
'Adnan Menderes'ten Berin Menderes'e Yassıada Mektupları' alt başlığını taşıyan 'Elli Kelime' adlı kitapta, Adnan Menderes'in Yassıada'dan 16 ay süresince eşi Berin Menderes'e yazdığı mektuplar yer alıyor.
Nuriye Akman'ın 'okudukça duygulandığı'nı söylediği mektuplar, okuyanların da içini titretiyor. Akman, ihtilal yönetiminin koyduğu bu 50 kelime ölçüsünün kendisine idamlardan daha büyük bir zulümmüş gibi göründüğünü belirtiyor.
'UNUTULMADIN'
Mektuplar sinsilesiyle Menderes Ailesi'nin yaşadığı olayları da aktaran kitapta bugüne kadar kamuoyuna yansımamış anılar da yer alıyor. Örneğin, Aydın Menderes'in ifadesiyle Berin Hanım'ın yazmak isteyip de yazamadığı tek konu var. İşte yazılamayan o birkaç cümle şöyle:
"Millet seni seviyor, unutulmadın. İzmir'de, Eskişehir'de bıraktığın kalabalıklar azalmadı. Milletin söylenenlere inanmadı."
Aydın'ı ve seni pek çok öperim...
İşte Adnan Menderes'in, eşi Berin Hanım'a gönderdiği mektuplardan bazıları...
17.6.1960
Berincim; şimdi iki mektubunu aldım. Aydın'ın da. Çok teşekkürler. Mektubumu yeni harflerle yazıyorum daha kolay gitsin diye. Mektuplar 50 kelimeyi geçmeyecekmiş. Sen de ona göre yazarsın. Sıhhat haberlerinizi almak büyük teselli. Aydın'la seni çok öperim. Bu mektubum yarın yola çıkacak. Ayın on dokuzunda tekrar yazarım, Senden de her gün bekliyorum.
18.6.1960
Yiyecek göndermişsin Allah razı olsun. Burada ne istersem veriyorlar fakat hiç iştahım yok. Yiyecek gönderme, parayı henüz almadım. Şimdi akşam bu mektubumu yarın yola çıkaracaklar, her gün yazarım ilk telgrafımı hâlâ almadığını yazıyorsun. O sabah uykusuzlukla yazacak halde görmediği için bana bir subay arkadaş yardım etti. Belki el yazımla olmadığı için çekilmedi, Aydın'ı ve seni pek çok öperim.
4.12.1960
Berinim; dün de mektubun gelmedi, bugün Pazar olduğundan pek ümit edemiyorum. Sana her gün otele yazdım, eminim ki sen de yazdın. Halbuki 24 ve 26 tarihlilerden başka almadım. Bu yüzden kederliyim, şimdi gazetede Ankara'ya dönüşündeki resimlerini gördüm, elem ve ızdırap heykeli gibi duruşun beni ne kadar mahzun etti. Cenabı-hak hayırlısıyla kavuşmak nasip etsin inşallah. Aydın'ı seni en derin sevgi ve tahassürle öperim, yavrum Berinim.
25.3.1961
Berinim; dün çok şükür yine beş mektubunu aldım. 17'den 21 tarihliye kadar eksiksiz geliyor. Yalnız işte bazen üç dört gün falan gelmeyince ben de şaşkına dönüyorum. Her gün, her an bekliyorum. Çünkü kuraktan çatlak çatlak olmuş toprağın suya olan ihtiyacı gibi, içim yanarken, sevgini ve şefkatini getiren mektuplarına ne derin bir ihtiyacım var. Müşterek hayatımızın her anını anarak geçirdim bu on aylık yalnızlığımızı, bütün hadisleri ve tahassüs (özel) anlarıyla hayatımızı kaç defalar tekrar yaşadım. Pek çok öperim.
|
|
|
|