Zifiri karanlıklar...

Karanlıkların karanlıklarla çiftleşerek karanlıklar doğurduğu karanlıklar...

Karanlıkların ikiz aynasında, karanlıkların birbirini yansıtarak, yoğunlaşa yoğunlaşa sonsuza doğru uzandığı karanlıklar...

Ve bir anda bir kibrit ışığı...

Sizce bu ışık ne olmalıydı?

Delisiye sevdiğiniz kız, yahut erkekle evlenmek mi?

İşlettiğiniz küçük köfteci dükkânına dadanmaya başlayan turistlerle, kıymaya zaten katmakta olduğunuz kıtık maddelerin daha da artırılarak, kazancınızın çoğaltılması mı?

Bestelediğiniz bir konçertoyu, Filadelfiya Flarmoni Orkestrası'nın çalmayı kabul etmesi mi?

Sizce bu ışık ne olmalıydı?

Çocuğunuzun nihayet üniversiteyi bitirmiş olması mı?

"İthal ikamesi" düzeninin yeniden geri dönmesi ve yabancı mallara karşı gümrük duvarlarının yükseltilmesiyle; içeride ürettiğiniz çürük çarık malları, gizli taşra sömürgesine bir kez daha kakalama olanağı bulması mı?

Dolmuşta çok sıkıştığınız bir anda, yol üstünde genel bir helaya rastlayıp orada inivermek mi?

Safrakesenizdeki bir sakatlığın; daha açık bir anlatımla, bir safrakesesi yırtılmasından ötürü karaciğer üstüne yapışan asitlerin röntgende bir tümör kuşkusu yaratmasına rağmen, yapılan bir biyopside asla kanser olmadığınızın ortaya çıkması mı?

Yüzme yarışlarındaki sırtüstü kategorisinde dünya şampiyonu olmak mı?

Zifiri karanlıklar...

Ve bir anda bir kibrit ışığı...

Sizce bu ışık ne olmalıydı?

Bir piyango biletine vuran büyük ödül...

Amcanızdan size miras kalan bir ev...

Bir dostunuzun armağan olarak getirdiği yirmi yıllık bir Bourgogne şarabı...

Uluslararası bir firmanın krediyle, size özel bir uçak satmayı kabul etmesi...

Gerçek bir Goya tablosunu ucuza kapatmış olmak...

Size sövmüş bir polise, siz de sövmüş olduğunuz için açılan davadan beraat etmiş olmak...

Diyelim ki, karanlıklar karanlıklar içinde...

Ve derken bir kibrit ışığı...

Sizce bu ışık ne olmalıydı?

İflasınızı önleyecek bir banka anlayışı...

Üç aydır, ayrı durduğunuz eşinizle barıştığınız gece...

Kaçırılmış bir uçakta, elli saat belaların belasını yaşadıktan sonra kurtulmak...

Artrit olmuş apseli dişinizden kurtulmak...

Bir belediyede evi geçindirecek kadar bir iş bulmak...

Doğuya atanmışken, atanma emrinin geri alınması...

Bir haftalığına bir Londra gezisi...

Binbir zorlukla yaptığınız gecekonduyu, elli milyona okutma fırsatı...

Çocukluğunuzdan kalma bir ağız mızıkasını, eski eşya arasında yeniden bulup "Ramona"yı çalmak...

Sürek avında bir yabandomuzu vurmak...

Yüreğinizdeki sıkıntıların bitmeyen katranlı zifirinde bir kibrit ışığı...

Sizce bu ışık ne olmalıydı?

Açıktan bir para...

Tüm yaşamınızı adayacak kadar sevdiğiniz bir kadın, yahut erkek...

Albaylıktan emeklilik beklerken general olmak...

Güney Amerika'da oynayacak bir filminiz için davet almak...

Kullandığınız bir arabanın ölümcül bir kazadan kıl payı kurtulması...

Bu ışık ne olmalıydı sizce?

Hepimiz zaman zaman düşeriz karanlıklara... Ve bir anda parlayacak bir kibrit ışığı ararız.

O ışık ne olmalı?

Yanıtı kolay bulunmaz bu sorunun...

Ben de bilmiyorum.

Bilsem yazardım.

NOT: 13 yıl önce yazılmış bir yazı... "Hürriyet"ten...