Türkiye Demirel'siz siyasete alışamaz

Hüsamettin Cindoruk, artık İstanbul'daki evinden izliyor siyaseti... "Ben dersimi aldım, kesinlikle parti kurmam ama iyi bir harekette yer alabilirim" diyor
Cindoruk ekliyor: Türkiye'de Demirelsiz siyaset olmaz Çünkü Demirel bir kurum. Uzun yıllar siyaset yapan adamlar kurumsallaşırlar. O artık bir misyon.

Hüsamettin Cindoruk... Demirel'in Yassıada avukatı ve yol arkadaşı. Siyaseti bırakıp gitmesini bilen biri. Esprili bir politikacı olduğunu bilmeyen yok. Aklımda onun iğneleyici sözleri, karşımda kravatlı, takım elbiseli, mokasenli Hüsamettin Cindoruk.

Cindoruk siyasete demokratlığıyla damgasını vurmuş biri. Türkiye'ye gelen her yabancı misafiri GAP'a götüren bakanlara, başbakana "GAP'ı umreye çevirdiniz" diyen de o, DEP milletvekillerinin Meclis kürsüsünden yaptıkları konuşmadan dolayı dokunulmazlıklarının kaldırılamayacağını söyleyen de. Şimdi siyaseti İstanbul'da, Nişantaşı'ndaki evinden izliyor...

* Mokasenleriniz hazır mı?

Daima hazırdır. Bilirsiniz mokasenler çabuk ayağa giyilir, bağcıklarla uğraşmazsınız. Ancak mokasenleri giyip giymemek halkın talebiyle ilgilidir.

* Siyasetten, Ankara'dan uzak, günler nasıl geçiyor?

Benim için çok fark etmiyor. Sık sık siyasete ara verdiğimden ne yapılacağını biliyorum. Böyle boşluklar benim için birikim elde etme fırsatı.

İNAN KIRAÇ GERİ KALMIŞ!
* İnan Kıraç "Vatanını seven siyasete atılsın" dedi. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Vatanı sevmenin süresi mi var? 65 yaşından sonra mı akla gelir? İnan Kıraç biraz geri kalmış! "Önce ticarette birikim sonra siyaset" deniliyor bugünlerde. Siyaset belli yaştan sonra öğrenilmez. İnan Bey gençlere böyle bir çağrı yapıyorsa doğrudur.

* Siyasete atılacak gençlere siz ne önerirsiniz?

Sabırlı ve objektif olmayı. Siyaset akıl işidir. Duygularınıza yenilirseniz siyasette başarılı olamazsınız.

* Türkiye'de duygularına yenilen siyasetçiler var mı?

Olmayan çok az. Şair başbakanımız var.

* Türkiye Demirel'siz siyasete alıştı mı?

Alışamaz. Demirel bir kurum. Uzun yıllar siyaset yapan adamlar kurumsallaşırlar. Onları dikkate almak, onlardan yararlanmak gerekir.

EVREN KADAR OLAMADIK!
* Demirel siyasete geri döner mi?

Fizik olarak geri dönmesi önemli değil. Demirel bir misyondur. Önemli olan devletin sorgulanmasıdır. Siyasete atıldığımda 14 milyonluk bir ülke vardı, şimdi 70 milyon. Aynı siyasi anlayışla gidilemeyeceği ortada. Demokratik cumhuriyeti oluşturmak için koşullar hazırlanmalı.

* Demirel bu koşulları hazırlayabilir mi?

De Gaulle'nin Fransa'da yaptığına benzer değişime ihtiyacımız var. Türkiye'yi organize edecek bir hareket lazım. Anayasa değişikliğini gerçekleştirmeliyiz.

* Meclis Anayasa'da değişiklikler yaptı...

Çoğu estetik. Estetik ameliyatlar güzellik getirir ama sağlık getirmez. Anayasa tamamen değişmeli.

* Bunu 1982 Anayasası'nın mimarı Kenan Evren de söyledi ama yıllardır değiştiremiyoruz.

Evren kadar olamadık. Bu Anayasa'da bir hak iki yasak var. Atatürk olsa, değişirdi. Çünkü Avrupa mevzuatını küçümsemezdi. Halkın demokrasi talebi yok.

* Yani halk demokrasi istemiyor mu?

Halk istese böyle mi olurdu?

Çiller kendi çocukları için umut olur ancak!
* Çiller umut olabilir mi?

Çocukları için olabilir.

* Tüm çocuklar için mi?

Kendi çocukları için umut olabilir. Türkiye Tansu Hanım'la birlikte bir şans yakalamıştı. Demir Leydi gibi olabilirdi. Ama çevresindeki kimseyi dikkate almayarak bildiği yoldan gitti.

* DYP içinde bir değişim mi başlıyor bu aralar?

Dönüşüm lazım. DYP'ye girmek sadece boş kalmamak, aday olmak içindir.

MİLLET BASTON ARIYOR!
* Yeni bir parti kurulması Türkiye'nin bugünkü şartlarında uygun mu?

Ben dersimi aldım, kurmam. Bugün Türkiye'de büyük bir proje ortaya koyan parti çok iş yapar. Çünkü devleti sakatladık. Devlet yürüyor ama oynayamıyor. Bu devleti bu durumdan siyasi bir hareket kurtarır.

* Siz yeniden siyasette olur musunuz?

İyi bir hareketin içinde olurum.

* DTP'yi, şemsiye partisini kurdunuz, neden olmadı?

Çünkü Türk halkı şemsiye değil baston arıyor. Dönüşümü siyasi partiler başlatmalıdır. Anayasa değişmeden de çok önemli bir değişiklik olmaz. Anayasa'yı kesinlikle değiştirmek lazım.

* Şöyle bir senaryo yazsak... Kenan Evren, Süleyman Demirel, Bülent Ecevit ve siz bir araya gelseniz ne konuşurdunuz?.

Yemekten konuşuruz. O kadar birbirine benzemez adamız ki...

* Murat Demirel olayı, Demirel'in içinde bulunabileceği formüllerin önünü kesti mi?

Bunu önemsemiyorum. O davalar siyasidir. DGM dedikodu mahkemesine döndü. Onlardan kurtulur Türkiye.

Banka kurmayı çete kurmak sanıyorlar!

* Yaşadığımız kriz siyasetten mi kaynaklanıyor, ekonomiden mi?

Çağdaş ve demokratik devlet, ekonomik kriz yaratmaz. Türkiye'ye sürekli müfettiş geliyor. IMF müfettişi, AB müfettişi...

* İktidar o kişileri çağırıyor...

Siyasi iktidarın elinde hangi alan kalmış? Devlet benim önümü açabiliyor mu, daha kaliteli yaşamamı sağlıyor mu? Dün izledim, Colin Powell üç dakika, İsmail Cem 15 dakika konuştu; Türkiye'nin önemini anlattı. İçinde kriz olan devlet önemli devlet olamaz ki. Çok utandım. Türkiye itibar kazandı mı şimdi?

* Para kazandı...

Evet. O parayı çok daha ciddi bir politikayla elde edebilirdi. Türkiye'nin gerçekten bir ağırlığı var. O ağırlığın önündeki hafifletici tek neden siyasetteki krizlerdir.

SON SÖZ MECLİS'İN
* Sezer ile Ecevit'in tartışması mı?

Bunlar krizi tetikledi. Parlamentoyu güçlü yapan son sözü söylemesidir. Meclis yalnızca bütçeyi yapmaz, o bütçenin nasıl uygulandığını denetler. Cumhurbaşkanı denetleme kurulu olmaz, ihbarda bulunmaz. Son Anayasa değişikliğinde matrak bir şey yapıldı. Anayasa'nın 38'inci maddesini değiştirmişiz. 'Ticari sözleşmelerden doğal itilaflardan hapis cezası olmaz' diye.

* Bu nedenle hapiste olanlar var...

Evet, hapishanelerde bankacılar yatıyor. Böyle hukuk anlayışı olmaz.

* Söz ettiğimiz konular DGM kapsamında... DGM'ler kaldırılsın diyen bir politikacısınız siz...

Kesinlikle kaldırılmalı. İki hukuk olmaz bir ülkede. DGM kendi alanını genişletiyor. Dünyanın neresinde banka kurarak çete kurulur? DGM, banka kurmayı çete sayıyor. DGM'leri Batı'ya anlatmamız zor!

ELİF ERGU