Hilâfet kavgasýnýn sona ermesi ile ortalýk sükunete kavuþmuþtu. Muâviye fitne ve sarsýntýlara hâkim olduktan sonra Ýslâm'ý yaymak için fetihler yapmayý düþünüyordu. Bir gün evinde otururken Rumlar'ýn kal'alarla kuþatýlmýþ olan Konstantiniyye (Ýstanbul) þehrini hatýrladý. Hz. Osman'ýn baþladýðý, fakat etrafýnda dönen fitneden dolayý geri dönmeye mecbur kaldýðý bu fethe devam etmeyi arzuluyordu.
Hicretin 49. senesi kesin kararýný vererek Ýstanbul'u fethetmek için kuvvetli bir ordu hazýrlamaya giriþti. Orduya oðlu Yez”d'i komutan yapmak istedi. Fakat Yez”d'e savaþa çýkmak aðýr gelerek savaþa katýlmak istemedi. Bunun üzerine Muâviye, Afv oðlu Süfyân'ý kumandan yaptý. Böylece ordu Ýstanbul'a doðru yola çýktý. Bir süre sonra ordunun açlýk ve hastalýkla karþýlaþtýðý haberi gelince Yez”d bu durumu yeren bir þiir söyledi. Yez”d'in bu þiirini duyan Muâviye yemin ederek Süfyân'ýn kuvvetlerine kendisinin de katýlacaðýný söyledi. Gönderdiði orduya destek olarak tekrar büyük bir ordu hazýrlýðýna giriþti. Ebâ Eyyub el-Ensâri o zaman 80 yaþýnda bir ihtiyardý. Muâviye'nin tekrar asker topladýðýný iþitince aklýna þu âyet-i ker”me geldi:
"Kuvvetli ve zayýf halde iken harbe çýkýn. Malýnýzla, canýnýzla Allah yolunda savaþýn. Eðer bilirseniz bu sizin çok hayýrlýdýr." (Tevbe sõresi, âyet: 41).
- Bu âyete göre savaþý terketmeye bir yol yok.. diyerek savaþa katýlmak için hazýrlanmaya baþladý. Kýlýcýný bileyip devesini hazýrlayarak yanýndakilerle vedalaþtý. Muâviye hazýrlýklarýný bitirerek askeri yola çýkardý. Yeni gönderdiði kuvvete oðlu Yez”d'i komutan yapmýþtý. Zeyd genç bir delikanlý olduðu için bazýlarý bu durumu hoþ görmeyerek Ebâ Eyyõb'a þikâyette bulundular:
- Yâ Ebâ Eyyub! Görmüyor musun, Muâviye bizim baþýmýza bir delikanlýyý em”r yaptý, dediler.
Ebâ Eyyub onlara tevazu göstermelerini tavsiye ederek þöyle dedi: