Artık hiçbirşey 11 Eylül öncesi gibi olamaz. Zaten dünyayı saran ekonomik durgunluk vardı. Ona bir de Amerika'ya yapılan terörist saldırılar eklendi ve herşey değişti. Dünya elektrik-elekronik devi Siemens'in Başkanı Dr. Heinrich Pierer'i Almanya'daki uluslararası basın toplantısında dinlerken, böyle zorlu bir dönemde büyük şirketlerin nasıl bir politika izlemeye başladığı konusunda ipuçları aldık.

Pierer, "Nakit kraldır ve biz bunun farkındayız" diyordu. Siemens'in 2001 yılında 7 milyar euroluk nakitinden ise övgüyle söz ediyordu. Belli ki dünyadaki tüm şirketler ne pahasına olursa olsun artık nakitte kalmaya çalışıyorlar. Birbiri ardına yaşanan krizler nakitte kalmayı global bir trende dönüştürmüş durumda.

Böyle bir dönemde şirketlerin başarısızlığa ise hiç mi hiç tahammülü yok. Siemens, tıp çözümleri, enerji üretimi, ulaşım sistemleri, otomasyon, osram (aydınlatma) gibi faaliyet alanlarında çok iyi performans göstermiş. Ancak global durgunluğun da etkisiyle özellikle enformasyon ve komünikasyon alanında radikal tedbirler almaktan geri kalmamış. Siemens Business Services'deki yönetim değişikliği bunun bir göstergesi. Basın toplantısında Pierer, "Ne yazık ki kârlılığımızı sürdüremiyorduk. Orada bir düzeltme yaptık" diyerek bu değişikliğin gerekçesini kısaca açıkladı. Hedef bu alanda eski kârlılık oranlarını yeniden yakalamak. Bunun için de yeni bölüm başkanı Paul Stodden'e çok iş düştüğü açıkca söylendi.

Peki ya kârlılık? Kuşkusuz kâr olmadan olmaz, ancak Pierer'in verdiği rakamlara bakınca kârın arka plana çoktan itildiğini gördük. Öyle ki Siemens, 2000 yılında 8.8 milyar euro kâr ederken, bu yılki kârı sadece 2 milyar euro. Kârdaki bu düşüşe rağmen şirketin bu yıl aldığı yeni siparişler, geçen yılla karşılaştırıldığında yüzde 17 artmış ve 88.9 milyar euroya çıkmış. Aynı şekilde satışlar da yüzde 15'lik artışla 82.2 milyar euroya ulaşmış. Yani kârlılık düşerken Siemens'in iş hacmi büyümüş. Anlaşılan yeni dönemde kârlılığın düşmesine sorun olarak bakılmıyor. Önemli olan işlerin yürümesi ve yeni siparişler alınması.

Günde 19 yeni buluş!
İnsana inanılmaz gibi geliyor. Siemens'in 30 ülkede yer alan ve 60 bin kişinin çalıştığı araştırma-geliştirme merkezlerinde sadece 2000'de 6 bin 330 yeni buluş gerçekleştirilmiş ve bu tempo 2001 yılında da devam etmiş. Pierer'in verdiği bilgiye göre, şirket patent başvurusunda hem Almanya'da hem de Avrupa'da birinci sırada yer alıyor. Ar-ge harcaması bir yılda 6.8 milyar euroya ulaşmış durumda. Sizi bilmem ama teknolojiye en çok para harcayan şirketleri düşününce benim aklıma ilk sırada Siemens gelmezdi. Ancak rakamlar tam tersini gösteriyor. Geçen yıl tüm dünyada 300 büyük şirket ar-ge'ye toplam 267 milyar dolar harcamış. Simens, sıralamada yüzde 1.9'luk payıyla Ford, General Motors ve DaimlerChrysler'i takip ederek dördüncü sırada yer alıyor. Şirket, elektronik sektöründe ar-ge harcamalarındaki yüzde 5.1'lik payıyla ise birinci sırada yer alıyor. Siemens'i yüzde 4.8'lik payıyla IBM takip ediyor.