Falcıların, üfürükçülerin, medyumların ekranları istila etmesinden sonra yeni bir tartışma başladı..
Kimine göre; bunları ekrana çıkarmak, tartıştırmak şaklabanlık..
Kimine göre; 'palyaçovari fikirli' adamları ekrana taşıyan kişi, yararlı bir iş yapıyor.. Din bezirgânlarını halkın önünde iki paralık ediyor..
Peki gerçekten de öyle mi?
Din gibi, nüanslarına çok dikkat edilmesi gereken bir konu, palyaçovari fikirli tiplerin sırtından mı tartışılmalı?..
Acaba o tipler ekrana çıktıkları için mi iki paralık olmaktadır.. Yoksa iki paralık oldukları için mi ekrana çıkartılmaktadır?..
Konuşulması gereken budur..
Reha Muhtar'ın Ateş Hattı programından söz ediyorum..
Ertuğrul Özkök, bu kişilerin dine karşı saygısız laubaliliklerini ortaya koyduğu için Reha Muhtar'ın doğru yaptığını savunuyor..
Peki, Türkiye her konuyu bu düzeysizlikte mi tartışmalı?..
Daha dün.. Aynı erkanda laiklik tartışılıyordu..
Bu kez ekran 'şamatacı laikçilerle' dolmuştu.. Bu kez de amaç laiklik bezirgânlarını mı iki paralık etmekti..
Bu, laikliği savunanları rencide etmedi mi?
Kendimizden örnek verelim..
Yarın medya ele alınabilir..
İçimizde palyaçovari fikirleri olan yok mu?..
Peki bunların medya adına ekrana çıkarılmasına ne desiniz?..
Bunların üzerinden medyanın masaya yatırılmasına..
Tıpkı adı sanı bilinmeyen üfürükçülerin dini tartışması gibi..
Medyanın palyaçovari tipleriyle, programın kadrolu bağırıcıları karşı karşıya gelirse..
Hadi ordan yalancılar..
Hadi ordan palavracılar..
Sesleri altında medyanın tartışılması sizce gerçeği yansıtır mı?
Bu programı izleyip, medya da demek ki buymuş diye düşünüp, gazetelere, TV'lere bu gözle mi bakarsınız, yoksa güler geçer misiniz?
Ertuğrul Özkök diyor ki..
"Kanallar arasında dolaşırken Reha'nın programına takıldım..
Eşim yatmıştı.. Televizyon karşısında yalnızdım..
Bir süre sonra katıla katıla gülmeye başladım..
Seyrettiğim şey, bir haber programı değil ama mükemmel bir şovdu.."
İnanın.. Ben de.. Ateş Hattı'nı izlerken ben de yerlere yattım.. Katıla katıla güldüm.. Gülmekten kasıklarıma ağrı girdi..
Özkök'e bu noktada yüzde yüz katılıyorum..
Yapılan haber program değil, mükemmel bir şovdu..
O zaman, gelin adını koyalım..
Yapılan şovsa, yapan kişiye ne diyeceğiz..
Şovmen mi, komedyen mi?..
İşte frekansların uyuşmadığı nokta bu..
Yapılanın adının konmaması..
Adı konulduğu an, tartışma bitecek..
Herkes zevkle izleyecek..