Erbakan'ın çökmüş omuzlarına tüneyerek Meclis'e girmiş ve de sonra oradan da atılmış Nazlı Ilıcak'ı hepiniz tanırsınız...

Başarısızlık ve fiyaskoları ile ünlüdür.

Bu kadın için hayatta bir tek dürtü vardır, tanınmak ve dikkatleri üzerinde toplamak!..

Psikiyatri kitaplarında sayfalarca anlatılan bir "araz"dır bu...

Doktorlar için "ciddi vaka"dır. Akut da değil, kronik!..

Şu ülkede eşi benzeri bulunmayan kronik Nazlı!..

Bu kadının, son sığınağı Yeni Şafak'ta yazdıklarını ciddiye alıp da, mantıklı cevaplar vermenin ne yararı var, ne de mantığı...

Kulağından tutulup Meclis'ten atıldı ya, öfkeden kudurmuş durumda...

Nasıl olur da Meclis, banka suçlarını DGM'lerden çıkartan yasayı onaylarmış...

Sezer aslında veto etmekle ne de iyi etmişken...

Önce hemen şunu söyleyim:

Cumhurbaşkanı Sezer'in yerinde olsam, kendime şaşmaz bir ölçü seçerdim.

Eğer Kronik Nazlı herhangi bir konuda benimle benzer şekilde düşünüp davranıyorsa, bilirdim ki, bende bir yanlışlık var!.. Nazlı belli olduğuna göre...

Bu Kronik Nazlı'nın ülkenin temizliği ile, şeffaflıkla ve hukukun üstünlüğü ile bir "bağıntısı" yok ki bunları istiyor olsun...

Kendisi kıdemli bir faşist ve taze bir mürtecidir.

"Hukukun üstünlüğü" kim Nazlı kim?..

Temizlik kim Nazlı kim?..

O sadece bir öfkedir ve çaçaronluk yapmaktadır.

Kendinde o gücü bulsa, sizi temin ederim ki, gece bir teneke gaz alıp Meclis'i ateşe verebilir.

Çünkü, kendisi oradan atıldıktan sonra Meclis'in de bir değeri kalmamıştır, gereği de...

Kurnaz aklınca, temizlik istiyorum ayağı ile Dinç Bilgin'i "tırnaklayacak!"

Hiçbir zaman ne gazeteci, ne yazar ne de siyasetçi sıfatıyla Dinç Bilgin'den yüz bulamadığı, onun kurduğu pırıl pırıl basın müesseselerine sızamadığı için diş biliyor..

Dur be anacım, dur be sahte gazeteci, dur bi saniye!..

Sen, İstanbul Belediyesi'nden ikinci kocan Emin Şirin için ayarlanmış çiçek ihalelerinin hesabını verdin mi de, kalkıp temizlik adına fetva veriyorsun?..

Sen, bütün imkanlarından ve gücünden tam bir asalak gibi yararlanıp da sonunda kahrından öteki dünyaya gönderdiğin Kemal Ilıcak beyfendinin "vebalinin" hesabını verdin mi de, karga gibi ötüyorsun!

Türkiye'de "temizlik gerektiği" çok doğru!..

Ama senden başlamak şartıyla!..

Tabii seni temizleyecek kadar büyük bir kazan ve güçlü bir deterjan bulunabilirse...

Sen daha dün kişisel ikbal için, Cumhuriyet'i, demokrasiyi ve laisizmi satmamış mıydın? Meclis'ten bu sebeple atılmadın mı?..

Senin gazeteci olmadığını, Kemal Ilıcak'ın "meftine konma" pahasına yazar olduğunu, siyasi ikbal için de Erbakan'ın sırtına tünediğini herkes biliyor..

Şöhret uğruna Silahlı Kuvvetler ile ikide bir kavga çıkardığını da...

Senin mesleğin ne?..

Şirretlik yapmak mı?..