Dışişleri bakanı gibi menajer
Can Çobanoğlu, Milli Takım'ın başarısının mimarlarından. Şık, elitist, gözü yüksekte... Teknik direktörün karizması olmalı diyen Çobanoğlu, kendini Fatih Terim'e benzetiyor: "İşimi iyi yapıyorum. Türkiye'yi tanıtıyorum. Dışişleri Bakanı gibiyim"
Dört yıldır Milli Takım'ın menajerliğini yapan 44 yaşındaki Can Çobanoğlu, zımba gibi bir adam! Eski voleybolcu, iki çocuk babası ve kendini iyi ifade ediyor. Futbolcularının yaşamlarının her ayrıntısıyla ilgilenen Çobanoğlu, çok şık: Dolce Gabbana, Gucci ve Prada giyiyor. Milli menajer, nerede olursa olsun yükseklere oynayacak karakterde biri...
* Milli Takım'ın menajerliğini yapmakla, bir kulüp takımının menajeri olmak arasında nasıl bir fark var?
Milli Takım'da belirli bir kesimin menajerliğini yapmıyorsunuz, tüm ülkeyi temsil ediyorsunuz. Bulunduğunuz makam asla zedelenmemeli. Milli Takım menajerinin sorumluluğu daha fazladır.
* Dört yıldır görevdesiniz. Mustafa Denizli ayrıldığında, sizin de Milli Takım'ı bırakacağınız söylenmişti. Neden kaldınız?
GS ve FB'den teklif geldi. Denizli ile birlikte çalışmıştım. Ama içimde Türkiye'yi bir yere taşıma özlemi vardı. Her hafta gündemde kalmak kişisel bir ego ama Türk bayrağını dalgalandırmak çok büyük bir tatmin.
BANA DELİ DİYEBİLİRSİNİZ
* Transferlerle ilgilenmenin dışında, futbolcuların her şeyiyle ilgilenen bir menajer portresi yoktu eskiden...
Futbolcularımı öz kardeşlerimden ayırmam. Hedefimiz aynı. Frekansımız tuttuğunda ekip ruhu oluşur. Uçak kabininin sıcaklığına bakacak kadar detaycıyımdır. Futbolcu uçakta uyurken gider burnuna bakar, üşüyüp üşümediğini kontrol ederim. Antrenman yapacağı saha ile maç sahası arasındaki zemin farkına bakıp uygun sahayı arayacak, hatta ışıkların nasıl göz aldığını Milli Takım Teknik Direktörü'ne anlatacak kadar ve otelin antrenman sahasına, maç sahasına, havaalanına uzaklığını kontrol eden detaycı bir adamım.
* Mustafa Denizli gitti, siz kaldınız. Şimdi Şenol Güneş'le birliktesiniz. Her devrin adamı mısınız?..
Uyumlu çalışmak önemli. Ben işimi en iyi şekilde yapıyorum. Bu yüzden de yerimdeyim. Başkan Ulusoy'la çok iyi bir iletişimimiz var. Ben kendimi çoğu zaman dışişleri bakanı gibi görüyorum. Çünkü tüm yaptıklarımız Türkiye'nin tanıtımı için.
* Siz futbolcularla, teknik direktörle ilgileniyorsunuz. Kapris yapanlar, havaya girenler olmuyor mu?
Çok havaya giren Milli Takım kadrosunda yer almaz. Ben onlara normal yaşantıları nasıl olması gerekiyorsa onu sunuyorum. Normal yaşam şımarıklığa sürüklemez.
* Ayrıntılarla bu denli uğraşmak çok yorucu değil mi?
İşim bu. Nelere dikkat ettiğimizi anlatsam deli ya da lüzumsuz işler bakanı diyebilirsiniz. Örneğin, futbolcunun şortunun dar olması futbolcu için son derece sıkıcıdır. Adrenalininizin yüksek olduğu bir anda elbiseleri yırtmak filan istersiniz. Futbolcular için dört yedek şort ayırırırm. Çünkü çıkarken başka beden giyen, devre arasında başka beden isteyen olabilir.
* Şenol Güneş görev süresince çok üstüne gelindiği için mi "gidiyorum" dedi? Yoksa yazarların eleştirilerine mi dayanamadı?
Bomba, bir sürü parçadan oluşur. 15 ayda bir bomba oluştu. Şenol Hoca'yı patlayacak bomba haline getirdiler. O da patlama hakkını nezaket kuralları içinde kullandı.
DİREKTÖRÜN KARİZMASI
* Bir rest miydi bu basına? Ve bu süreci nasıl geçirdiniz?
Kendisine yapılan eleştirilerin karşılığı değildi bu. Çok akıllıca düşündük, "Medya kendi içinde kendini nasıl tartışır" diye, oturduk seyrettik.
* Planlı bir hareket gibi... Sonuçta ne oldu?
Medyanın tamamını kapsamıyor bu söylediklerim. Bakın karizmatologlar ortaya çıktı... Ben buldum bu lafı. Karizması yok diyorlar, sonra bu hakaret değil diyorlar. Hakareti nasıl algıladığınıza bağlı.
* Fatih Terim'in karizması mı aranıyor?
Her insanın kalıbı değişiktir. Böyle de olması gerekir. Prototip bir insan yaratıp seri üretime geçerseniz robot fabrikası gibi olursunuz.
* Teknik direktörün karizması olmalı mı?
Olması gerekir. Futbol bilgisi, vizyon, genel kültür, günlük yaşam içinde kullanım merakı olduğu ürünlerin en iyisini kullanması gerekiyor. Çünkü siz futbol seviyesinde en üste gelmiş futbolcuların önündesiniz. Giyiminize, kuşamınıza, kullandığınız her şeye, yemek yediğiniz restorana dikkat etmelisiniz.
TERİM'LE BENZEŞİRİZ
* Şenol Hoca'nın karizması var mı?
Şenol Hoca böyle bir hoca. Bunların hepsi olmalı diye bir şey yok. Ben ideali anlattım. Ama en önemlisi futbol bilgisi ve adalet duygusudur. Şenol Hoca'nın en önemli özelliği budur, kimseye torpil yapmaz.
* Neden Fatih Terim'le birlikte çalışmadınız?
Dış ilişkilerdeydim o dönemde. Çok yakın bir mesai arkadaşlığımız yoktu. Fatih Hoca ile çok sık görüşürüm. Sevdiğim bir hoca.
* Benzerlikleriniz var mı Fatih Terim'le?
İcraatlarımızda örtüşen noktalar, çalışma stilimizde benzerlikler var. Başarılı olmasını arzu ettiğim biri.
* Spor yazarlığı yaptınız, yeniden yazacak mısınız?
Belki televizyona çıkarım.
* Hedefiniz nedir?
Söylemem!
KIZLAR ÇOCUKLARI TACİZ EDİYOR
* Futbolcuların özel hayatlarına ne kadar karışırsınız?
Bakıyorum.
* Nasıl bakıyorsunuz?
Hanımlarına, sevgililerine, ailelerine, çocuklarına, kollarına takacakları saatlere, giyecekleri ceketlere kadar ilgileniyorum.
* Futbolcular çapkın mı?
Onlar çapkın değil, toplum çapkın.
* Bu nasıl oluyor? Toplum futbolcuları çapkınlığa mı zorluyor?
Bunlar şöhretli ve güzel çocuklar. Sürekli taciz ediliyorlar. Balkondan, pencereden giriyor kızlar. Çok zor işleri. Onları tenkit edenlerin üzerine bu kadar düşen güzel kız olsa, bu çocuklardan çok daha fazlasını yaparlar.
* Çapkınlık yapmaya zaman buluyorlar gibi geliyor bana...
Fazla çapkınlık yapmaya imkanları yok. Yoğun tempo içindeler. Futbolculara sağlıklı bir ilişki lazım. Kıza da erkeğe de sağlıklı ilişki gerekir. Bu tempoda futbolcuların sağlıklı bir ilişkiye girmeleri mümkün değil. Haftada üç dört saat boş kalan futbolcu ne yapsın?
Ben onlardan bir tek şey isterim, kaliteyi düşürmesinler.
* Son zamanlarda futbolcuların aile yaşantıları gündemde. Fevzi örneği var...
Aile mutluluğu önemli. En çok dikkat etmeleri gereken şey yaldızlı, yıldızlı hayata, şöhrete düşkünlerle değil, onların eziyetli hayatlarını kaldıracak hayat arkadaşlarıyla evlenmektir.
* Size kim bakıyor peki?
Eşim Aylin her şeyimle ilgileniyor. Evimin tüm birliğini düzenini o sağlıyor. Çocuklarıma vakit ayıramıyorum. Evi unutuyorum bazen.
KAZANDIK, BORSA DÜZELDİ
* Milli Takım hep ileri koşuyor. Bu takım, ilklerin takımı, Buna devam etmeli. Gelecek nesile rehber olacak. Birlikte olduğum bu arkadaşların bundan sonraki anılma sebepleri, sportif başarıların ötesinde insan kaliteleri olacaktır.
* Milli Takım düğmeye bastı. Türk insanının içine güven geldi. Borsa, dolar, IMF her şey iyiye gitmeye başladı. Krizden çıkmanın son noktasına geldik.
* Futbol bir oyun. Her hafta galibiyete şartlanmış, ağzınızdan salyalar akarak maça geliyorsanız, hem kendinize hem takıma hem çevrenizdekilere zarar veriyorsunuz, terör üretiyorsunuz.
* Namus kavramı sahadan geçiyor. Bu kavramı bacak arasından çıkarmamız lazım. Geçenlerde maçta bir kız gördüm, sinkaf yapıyordu. Küfür de ediyor. Söylüyorsun, nerenle yapacaksın?
feliselif@yahoo.com
Elif ERGU
|