'Tahmininizden fazla ağlarım' diyen Hıncal Uluç kendini mutlu değil
huzurlu olarak tanımlıyor:
"Mutlu olduğunuz anda kaybetme korkusu başlar. Huzurluysanız zaten
sizi mutlu eden, kaybedeceğiniz bir şey yoktur. Şu anda hayatımda
daha çok huzur var"
- Aynı gazetenin yazarıyız ama ilk kez biraraya geliyoruz. Dıştan
bakıldığında sizde bir 'Her şeyi ben bilirim ve çok iyi bilirim'
havası var
Bunun kaynağı bütün dünya klasiklerini ilkokulda okuyup bitirmeniz
mi?
-Doğru bir teşhis Çocukluğumdan beri ben çevremdekilerin hep
önündeyim.
Hakikaten olmayacak kitaplar okudum.O günlerde de büyük kitapçılar
yoktu.
hele çocuk kitapları diye hiç bir şey yok. Binbir gece masalları
yayınlanırdı 8 cilt, hepsini okudum. Babam okumaya çok meraklıydı
çıkan her
şeyi okurdu. Dolayısıyla her şeyi ben de okudum. Bazılarının bize
yasaklanmasına rağmen. Mesela İlahi Komedi'yi okumamı istememişti
babam.
- Ama dolabın içinde gizli gizli okuyordunuz...
- Evet. Bunların ötesinde ansiklopedi de okudum.
- Bunlar mı sizi "ukala" yaptı?
- Şimdi bunların hepsini bildiğin zaman kendini sınıfın önünde
buluyorsun.
İlkokuldaki adım "ayaklı kütüphaneydi" Daha ikinci sınıf
öğrencisiyken
dördüncü beşinci sınıf öğretmenleri kendi sınıflarını motive etmek
için
beni o sınıflara çağırırlardı. "Bakın İlkokul iki'de adam neler
biliyor ve
siz hiçbir şey bilmiyorsunuz". Ben de sınıfın önüne geçerdim. Hoca> bana
olmadık sorular sorardı ben oturur anlatırdım.
- Bu tabii ki egonuzu da besliyordu
- Hem de nasıl? Ablaların, ağabeylerin önüne gidiyorsun ve bilgiçlik
taslıyorsun. Şimdi onların izleri belki de devam ediyordur.İlkokul
ikinci
sınıfta İngilizce öğrenmeye başladım.
- Okumak, oyunun yerine geçmiş.
- Bunun zorunlu sebepleri de var Biz çok kıt kanaat geçinen bir
aileydik.
Kemal doğduğu zaman dört tane çocuk var evde. Babamla abim dışında
evdekilerin bütün giydiklerini annem dikerdi. Anneme bir yardımcı
gerekirdi.
Kız kardeşim Serpil çok ufak olduğu için o yardımcı bendim. Kemal
bebekti
başında oturmak durumundaydım. Otururken de yapacağım bir şey yok
okuyordum.
Uyuyor uyanıyor mamasını veriyorsun suyunu veriyorsun. O devrede
sinema
tiyatro televizyon yok. Radyo akşam başlıyor yayına.
- Kendinizi şu gün nasıl değerlendiriyorsunuz? Her şeyden biraz mı
anlarsınız, yoksa her şeyden çok iyi mi anlarsınız?
- Bazı şeylerden çok iyi anlıyorum. Geri kalanını da çok iyi
izliyorum. Bu
çok önemli. Ben izliyorum. Bu izlenimin benden bıraktığı duyguları ve
düşünceleri de açıklıyorum. Bunun için benim onlardan anlamam
gerekmez.
Futboldan çok iyi anlarım. Futbolu bilerek yazıyorum. Futbolu benden
iyi
bilen de yoktur.Resmi mesela hiç bilmiyorum, ama gittiğim her ülkede
her
şehirde ben millet gibi çarşı pazar dolaşmıyorum, müzeleri geziyorum.
- Enis Batur'un bir eleştirisi vardı sizin için. "Sanat mimari bilgisi
hiçe
yakın ama kendisine komik göründüğünü söyleyebiliyor" demişti.
- Bana komik görünüyorsa niye söylemeyeyim ki? Bana komik görünmesi o
binanın
komik olmadığı anlamına gelmez. Ben ünlü bir mimar olarak bakıp da
komik
dersem bunun değeri başkadır, ama Hıncal Uluç olarak. "Aa Hıncal
gülmüş" der
geçer. Bunun neresi yanlış? Bunun sorumlusu da Uğur Mumcu. Bilgi
sahibi
olmadan fikir sahibi olmak. Bundan daha yanlış bir şey olmaz.
Gözleriniz
varsa kulaklarınız varsa duygularınız varsa ben Brandenburgh
Konçertosundan
hoşlanmıyorsam bu Bach'ın kötü bir besteci ve çıkardığı bestenin de
felaket
bir şey olduğunu göstermez. Sadece benim ondan hoşlanmadığımı
gösterir.
Benim hoşlanmama hakkım da benim klasik müzik kültürümle bağlantılı
değil
katiyyen değil. dinleye dinleye kulağını alıştıra alıştıra Wagner'i
de
Bach'ı da dinleyecek hale geliyorsun.
- Akrep Burcu'sunuz. Kendinizde lider vasfı görüyor musunuz?
- Görüyorum
- Kindarlık?
- Kindarlığım gençken vardı şimdi yok.
- Bir diğer Akrep özelliği:Cinsel aktivitede yüksek potansiyel Bu
açıdan
kendinizi nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Valla, gazetelerde okuduklarıma bakılırsa ben çok iyiyim.
-Onlara bakmayın siz kendinize bakın..
- "Gecelerin adamı". "Her gün bir başka mankenle". falandı filandı.
- O eskidendi Uzun zamandır kadın görmüyoruz ortada?
- Benim hayatımda cinsellik hiçbir zaman birinci plana gelmedi. Daima
duygusallık birinci plandaydı. Kalbimden bir şeyler hissetmediğim
hiçbir
insanla beraber olmadım.
- Neden uzun zamandır hiçbir kadının adı sizinle birlikte anılmıyor?
- Uzun zamandır anılmıyor çünkü bu piyasadan çekildim. Artık Erkekçe
tarzı
röportajlar yapmıyorum O vesileyle yenilerle tanışma fırsatımız
olmuyor.
yarışma jürilerinde görev almaktan vazgeçtim.
- Şu anda yaşamınızı paylaştığınız özel biri var mı?
- Var ama özel hayatımdan bahsetmem.
-Nasıl farkedilmiyor hiç mi dışarıya birlikte gidilmiyor?
-Dışarıya değişik insanlarla gittiğim için hangisinin kim olduğunu
nereden
bilecekler?Ben biraz bu çağın dışındaki erkeklerden biriyim. Kadınlar
arasında popüler olmamın en önemli sebebi budur. Benimle herhangi bir
kadının arasındaki ilişki açıklanacaksa bunu açıklamak ona düşer.
Çünkü ben
açıkladığım zaman ilişkilerimi bu bana sadece şöyle bildirilir: Vay
be şunu
da götürmüş bunu da götürmüş! Ama benimle birlikte olanları
alçaltabilir,
zedeleyebilir. Bizim toplumumuz böyle. Aynı şeyi erkek yaptığı zaman
artıdır. kadın yaptığı zaman eksidir. Benim listemde elli kadın varsa
ben
müthiş bir erkeğimdir, kadınların listesinde elli erkek varsa o
orospunun
biridir. Düşünce tarzı bu olduğu zaman ben "falancayla beraberiz
"deme
hakkını kendimde görmem.
- Daha çok erkek arkadaşlarınızla dolaştığınız söyleniyor...
- Homoseksüel olduğumu da söylüyorlar. Tansu Çiller'le ilgili
eleştirilerim
üzerine İstanbul DYP il başkan yardımcısı imzalı bir faks aldım öyle
olduğumu iddia ediyordu.
- Evinizin kapısını çaldığınız zaman içeriden birisi size kapıyı açsın
istersiniz Birlikte olduğunuzu söylediğiniz hanımefendi, içeriden
size
kapıyı açan biri mi?
- Bunları konuşmayalım, devamlı evde olan birisi yok. Şimdi evimi
içeriden
birisi açmalı ama ille de içeriden biri açacak diye içeride birisi
olması
gerekmez. Bütün koşullarıyla beraber o "içerideki" olmaya hazır
olduğu
zaman, bu da bir kere oldu onunla da evlendim
- Hala eski karınıza, Holly'e aşık olduğunuz söyleniyor
- Sebebi şu bizim millet böyle şeylere alışkın değildir. Biz de
boşandın mı
ya ondan söz etmez ya da nefretle sözeder. Hala eski karısından bu
kadar
nasıl güzel söz edebilir diye düşünülür? Benim kafam kötü şeyleri
siler ve
unutur. Güzel şeyleri hatırlayacaksın ki yeniden yeni güzelliklere
kavuşabilme umudunu muhafaza edebilesin.
- Sonra neden evlenmediniz?
- İkinci üçüncü evliliklerin bence en büyük çürüme sebebi insanların
daha
evvelki evliliklerinin mukayeselerini sık sık ortaya atmaları. Yani
ben yeni
karımı Holly ile mukayese edersem eğer, o evlilik yürümez. Öyle
birisi
karşına çıkmalı ki ben mukayese etmemeliyim.
- Ama hep ettiniz herhalde ki
-Ediyorsun ediyorsun ve Holly'nin sahip olduğu özellikleri onda
göremiyorsun. Holly'nin üstünlüklerini iyi biliyorum. Yeni karım da o
üstünlüklere sahip olmazsa onun hayali onu ezer, O ilişki biter.
- İçinizde baba olma özlemi var mı?
- Ben babalık yaptımç Kardeşim Kemal'in doğumunda her şeyiyle ben
sorumluydum
ki annemle babam çok genç yaşta öldüler. Ben aile reisi durumuna
geldim.
Abim evlenince ayrılmıştı aileden iki kardeşimin üniversiteyi
bitirmelerinden hayata atılmalarından, her şeyin yanında çocuğun bir
babaya
verebileceği duygular neyse onları ben zaten yaşadım.
- Bunlar, insanın neslini devam ettirme güdüsünü karşılıyor mu?
- Öyle bir derdim yok çünkü kardeşlerimin harikulade çocukları var
bizim
sülale gayet iyi devam edecektir,. Çocuk çok büyük stres. Öyle bir
biniyor
ki insanın üzerine yani Kemal mezun olup da evlenip benim üzerimden
sonuncu
sorumluluk da kalktığı zaman neler hissettiğimi ben biliyorum. Şimdi
onu bir
daha yeniden göze alamam.
- Bir tarafınız kavgacı, sert, erkeksi gözünü hiçbir şeyden
sakınmayan, zaman
zaman kabalaşabilen. Diğer tarafınız da tam tersine, sanatın her
dalından
zevk alabilen, feminen, narin, duygusal. Hangisi daha gerçek Hıncal?
-Düşüncelerimi savunurken baş üstüne baş tanımam. Sonuna kadar
giderim, bu
benim kalem.ama özel yaşantımda onu çok göremezsiniz Türkiye'nin en
duygusal yazılarını yazıyorum.
- Bu sizde bir çatlama yaratıyor mu, yani bu kadar birbirinden farklı
yüzlere
sahip olmak?
- Gayet dengeli taşıdığıma inanıyorum her ikisini de. yani bana şunu
söylüyorlar bu kadar böyle bir sevgi adamı böyle bir öfkeye nasıl
sahip
oluyor? Sevgiyle öfke birbirinden kopuk duygular değil ki!
- İsminizin kişiliğinize katkısı nedir sizi motive etmesi sizi
şartlaması
tembihlemesi hınc-al?
- İsmimi hiç sözlük anlamıyla düşünmedim. İsmimi çok sevdim neden çok
sevdim?
Sıradan bir isim değil de ondan. Hıncal başka hıncal yok. Herkes
biliyor
hangi hıncalın olduğunu? O yüzden seviyorum
- Niye bu kadar başkalarından farklılığın altını çizme ihtiyacı
içindesiniz?
- Farklıyım da ondan! Niye saklayayım benim bildiğimi herkes de
in!
- Sevgi açlığı mı?
- Sevgiye aç olmayan insan tanımıyorum, sevgiye doyulmaz. Ama beni
sevsinler
diye hiçbir uğraşım olmadı tam tersi oldu.
- Hangi kanalı açsam siz, hangi dergiyi açsam siz her mekanda her
etkinlikte
siz. Acaba kendi içinizi dinlememek için mi bu kadar çok dışınıza
çıkıyorsunuz?
- Benimle 24 saat yaşarsanız reddettiğim tv dergi gazete tekliflerine
şaşarsınız. Bana gelenlerin yüzde birini kabul ettiğim halde durum
bu.
Düzenli yaşarsanız 24 saat çok iyi bir vakit. 7:30'ta kalkıyorum.
8:30'a
kadar Sabah gazetesini başından sonuna kadar okuyorum. . 8:30-9:30
arası
traştı banyoydu duştu kahvaltıydı. 9:30'ta evden çıkıyorum,10:30'da
buraya
geliyorum. Yarımda bitiyor işim. Bir saat öğle yemeği Saat ikide evde
oluyorum. İkiden beşe altıya kadar tamamen bana ayrılmış bir zamanda
müzik
konuyor ve okuyorum. Benim en büyük avantajım tv seyretmemek. Saat
altıya
kadar zorunlu okuma kısmı bitiyor. Altıdan itibaren akşam yemeği ve
yaşam
bölümü. Eskisi kadar aktif değilim Evvelden gelen davetlerin hepsine
katılırdım. Son zamanlarda kendimi çok yorgun hissediyorum
- Yaşamınızı paylaştığınız kişi size enerji vermiyor mu?
- No comment!
- Hıncal Uluç bu kadar şen şakrak değil sanki. Dipte büyük hüzünler
var ve
kapatıyor onu?
- Hatta melankolik olduğumu,.tedavi gerektiğini düşünüyorlardı ben
lisedeyken
Kendimi şen şakrak olmaya zorladım ve başardım onu. Gülmek için
gülme
hissinizi beklerseniz ömrünüzün sonuna kadar gelmeyebilir.
- Zaman zaman sürpriz bir şekilde gülersiniz O meşhur kahkahanız
kendinizi
zorlamanızla mı çıkıyor ?
- Başlangıçta öyleydi sonra alışkanlık oldu. Hem gülmeye hem de
hayatın
gülünecek yanlarını daha iyi seçmeye alışıyorsunuz. O sahte
gülücükler var
ya maske oyuncu gülücüğü dediğimiz o şeyden nefret etmemek lazım
çünkü o
maskeyi yüzünüze taktığınız anda alıştırırsanız bu sefer gülünecek
şeyleri
daha iyi görmeye başlıyorsunuz.
- Hayatınızın en hüzünlü yanı nedir?
- Şu anda herhangi bir şey yok.,Herhangi bir hüznümün olmayışı da iyi
bir şey
değil. İnsan ya mutlu olur ya huzurlu olur ikisi birden olamaz. Mutlu
olduğunuz anda huzuru kaybetmeye başlarsınız çünkü mutluluğu kaybetme
korkusu başlar . Her şeyiniz huzurluysa zaten sizi mutlu eden bir şey
yok
kaybedeceğiniz bir şey yok, korkunuz yoktur. Şu anda hayatımda daha
çok
huzur var. Yani kaybetmekten korktuğum çok fazla şey yok.
- Ölüm fikriyle aranız nasıl?
- Şu anda babamdan dört , annemden onsekiz yaş büyüğüm Bu yüzden
ürküntü
vermiyor. Ölüm konusunda kaderciyimdir. Benim inandığım Tanrı beni bu
dünyaya gönderdi, "Sen savaşını yap . Ne zaman biteceğine ben karar
vereceğim" dedi. Başarı benim başarımdır. Başarısızlığım benim
başarısızlığımdır. Ama ölüme yukarıdaki karar verir
- Nasıl yargılanacağınızı düşünüyorsunuz?
- Suçlanacağımı düşünmüyorum Dedem Kilis Müftüsüydü "İyi insan
olursan Sırat
Köprüsü'nden geçersin" derdi. Ben iyi insan olduğuma.artılarımın
fazla
olduğuna beni cennete taşıyacağına inanıyorum.
- Ne sıklıkla ağlarsınız?
- Çok, tahmininizden fazla. Ama çok dayanıklıyımdır. Annem öldüğünde
babamın
nasıl çöktüğünü gördüm " Şu anda ailenin direği olmak sana düşüyor,
sağlam
duracaksın ki aileyi götürecek biri olsun" dedim Annem öldüğünde hiç
ağlamadım. Babamın ölümünde aynen ağlamadım ama bugün hissediyorum ki
kendi
açımdan iyi değil. Ağlaman gereken yerde ağlayacaksan çünkü onun
acısını
sonra başka türlü ödüyorsun. Şimdi ben mesela bütün tıp ölçülerinde
fevkalade sağlıksız bir insanım. Çünkü stresin büyük rol oynadığı ne
kadar
şey varsa bende Beş defa midem kanadı. Bir böbreğim alındı.
Bağırsaklarımdan
on beş santim kesildi alındı. Diyaframım delindi, ameliyatla dikildi,
şekerim varç Tansiyonum var, kolesterolüm var.
- Bunların hepsi zamanında ağlayamamaktan mı?
- Zamanında sağlam durma ve kendini zorlamaktan. Orada güçlü
duruyorsun Seni
orada kurtarıyor ama sonra.. Belki de kendini akışa koyverebilmek
daha doğru
güçlü olmaktan.