|
|
Önümüz açık
Milli Takım Avusturya önünde işi ilk yarıda bitirdi. Bunu da üç tane mükemmel gol atarak yaptı. Hakan Şükür'ün mükemmel bir volesi ve harika bir asisti, Yıldıray'ın presle kapıp attığı ilk gol ve Okan'ın fırsatçılığı bizi finallere götürdü. Aslında kimse bu kadar rahat kazanacağımızı beklemiyordu.
Ama biz çok hırslı, topa iyi basan, üç kişiyle pres koyan ve lüzumsuz işler yapmayan bir takımdık. Karşımızda da fevkalâde acemi bir Avusturya vardı. Biz onlardan çok daha farklıydık. Oyun planımız, sahaya yayılışımız, topu kullanmamız fevkalade güzeldi. Sağdan Ümit ile soldan Abdullah ile topu çok güzel kullandık. Biz Dünya Kupası'na şansımızla değil, bileğimizin hakkıyla gittik.
Topa rakipten önce basmamız en büyük avantajımızdı. Böylece futbol hüviyetimiz ortaya çıktı. Rakipten önce topu alarak oyuna hakim olduk. Hava hakimiyeti ve topu kullanan adamlarımız kadar fevkalâde bir de kalecimiz vardı. Dün gece Rüştü'ye pek iş düşmedi ama onun takıma verdiği güven de çok önemliydi.
Dört dörtlük takım
Mükemmel bir mücadele sergileyip, çok da güzel oynadık. Çünkü topun kıymetini bildik. Rakip faul yaptığında da yerde kalıp, seyirciye ve hakeme oynamadık. Bir de topu ayağımızda tuttuğumuz için fazla yorulmadık. Bu da bizim için çok iyiydi. Çünkü Dünya Kupası'nda Avusturya gibi rakipler bulamayabiliriz.
Disiplin fevkaladeydi. Rakip topu ayağına aldığında hem Hasan hem de Okan geriye yardım edip müthiş bir yardımlaşma örneği gösterdiler. Böyle olunca orta sahada hem topu çok iyi kullandık hem de rakibe alan bırakmadık. Çıtkırıldım değil, işin önemini bilerek oynadık. Tebrik etmek lazım. Formalite icabı ikinci yarı laubaliliğe kaçmadan, işin ciddiyetinden uzaklaşmadan oynadık.
Tam maç başlıyor, tribünlerden bir takım rulolar atılıyor sahaya. Adet oldu artık. Neden; anlamıyorum. Bu hareket karşı takımı rahatlatıp stresi atmasını sağlıyor. Oyun sahanın temizlenmesi için 3-5 dakika duruyor ve rakibin ekmeğine yağ sürülüyor. Bu Üç Büyükler'in maçlarında da oluyor. Bir de golü atan futbolcu, formasını çıkartıp elinde sallıyor. Oysa futbolcu için en önemli şey formasıdır. Önüne gelen yapıyor bunu ve ben anlamış değilim.
Alpay ve Tugay'a paragraf açalım. Bu iki futbolcu da İngiliz futbolunun mükemelliğini almış. Topu ayaklarında tutmadan oynayıp, bir tane bile lüzumsuz iş yapmadılar ve attıkları her pas isabetli oldu. Futbol anlayışları ile diğerlerinden farklıydı bu ikili. Güneş, Tugay'ı orta sahaya monte etmekle büyük iş yapmış.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Nuriye Akman'ın bu haftaki söyleşisi için tıklayınız
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|