Amerika, Avrupa ve Türkiye
Yüzyıllar süren aristokrat ve burjuva birikimine sahip olmayan ülkelerde Avrupa yerine Amerika'ya yakınlık hissi başgösteriyor.
Avrupa ile Amerika arasında bir seçme yapması gerekince Amerika'yı seçmekte duraksamıyor bile. Halk kitleleri de popüler Amerikan kültürünün peşine çok rahat takılıyor.
Çünkü Avrupa kavramı, bir değerler sistemi içeriyor. Köşe başındaki heykelin Balzac'a ait olduğunu, parlamentonun önünde oturan adamın ise Montaigne olduğunu bilmek, Beethoven müziğini tanımak ya da en azından bunlara saygı göstermek gibi yükümlülükler getiriyor.
Popüler Amerikan kültürü ise zenginleşmiş köylülere, gövde fonksiyonlarıyla ilgili her türlü olanağı sunuyor. Büyük biftek parçaları, seks, vücut geliştirme, jogging. Her ülke bunu kendi geleneğine kolayca uyarlayabilir. Biftek yerine kebap koydunuz mu formül tamamlanıyor.
Türkiye'de son yıllarda giderek artan Amerikan taklitçiliğinin ardında bu kolaylık ve bu zenginleşen köylüler hayali var.
Turgut Özal'ın altı Malatya üstü Teksas sentezi bu gelişimi epey hızlandırdı.
Ve bugün Türkiye, Türkçe başta olmak üzere her dildeki kelimeleri Amerikanca gibi telaffuz etmeye çalışan jöleli gençlerle dolu.
Oysa bu manzara, buz dağının sadece üstü.
Amerikan kültürünü, sadece hamburger, pop müzik ve gövde fonksiyonlarına indirgemek yanıltıcı bir görüntü.
Bugün Amerika, dünyada bilginin en çok yoğunlaştığı ülke.
Harvard, Princeton, Stanford gibi Amerikan üniversiteleri, dünya bilgi ve düşünce merkezleri olarak varlıklarını sürdürüyorlar.
New York kenti, hâlâ dünyanın sayılı kültür başkentleri arasında.
Yıllar önce Modern Sanat Müzesi'ndeki Matisse sergisinin önünde günlerce kesilmeyen ve insanı saatlerce beklemek zorunda bırakan kuyruklar baş döndürücüydü.
New York Times, New Yorker gibi yayın organları dünya saygınlık sıralamasında en başlarda.
Amerika tıpta, uzay teknolojisinde, bilişim sektöründe rakipsiz.
Bu yüzden, Amerika'nın dünyaya ihraç ettiği kitle kültüründeki kolaylıklara ve gövde fonksiyonlarına indirgenen Hollywood kabalıklarına göz dikip, kestirme yoldan küçük Amerika olmaya çalışmak hayalleri boş.
Avrupa'yı da Amerika'yı da diğer bölgelerden üstün kılan şey ne dini, ne parası, ne de insan kalitesi. Sadece daha fazla bilgi ve daha yerleşik bir değerler sistemine sahipler.
Anahtar kavram; bilgi.
Nitelikten çok niceliğe önem veren Türkiye; başta üniversiteler olmak üzere bütün kurumlarındaki bilgi seviyesini yükseltmeden kestirme kurtuluş yolları bulamaz.