Ankara karanlığında AB standardını aramak
İstanbul Milletvekili Mehmet Ali İrtemçelik, siyasetin, "Doğrucu Davut"larından... Parlamentonun "AB standardındaki" üyelerinden... Dün "AB İlerleme Raporu" üzerine dedi ki:
- Konu, şartlar yerine gelse bile bizi AB'ye almayacakları konusu değil... Konu, AB'ye giremezsek ne olacağı da değil... Asıl konu "AB standardına" erişemezsek, ülkemizin başına neler gelebileceği.
***
Türkiye, pek çok konuda "AB standardını" yakaladı. Hafta sonunda "Gülhane kökenli Prof. Dr. Murat Öz Eryiğit"in yönetimindeki "Universal Hospital Bodrum"a aniden eşimiz yatırıldı.
Hastane, "AB standardında."
Eşimizi Bodrum'dan Ankara'ya getirirken "Denizli - Pamukkale Üniversitesi'nin hastanesine" uğradık.
"AB standardında."
Tekstil sektörü... Turizm sektörü... İnşaat sektörü... Pek çok sektör "AB standardında."
Ama "siyaset sektörü..."
"Bürokratik sektör..."
AB standartlarına öylesine uzak ki...
***
Mehmet Ali İrtemçelik, AB raporu için bir "benzetme" yapıyor.
"Karşımıza dikilen boy aynası" diyor.
Ama biz aynadaki "gerçekleri" görmek istemiyoruz. İrtemçelik öneriyor:
- Aynaya iyi bakalım... Ve Atatürk'ün işaret ettiği çağdaş uygarlık ufuklarını oluşturan AB standartlarına erişelim.
***
İrtemçelik "böyle" diyor ama...
Söylediklerinin önündeki "engeli" de görüyor:
- Bu ufuklara mevcut hükümetimizle yürüyemeyeceğimiz artık açıklık kazandı... Sicili ve hali malum olan bu hükümetle yola devam etmek, başedilmesi giderek güçleşecek olumsuzluklara yelken açmak demektir.
***
Dün İrtemçelik'in açıklaması ile "eşzamanlı olarak" gazeteye bazı konuklar geldi.
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Kahramanmaraş Ticaret-Sanayi Odası Başkanı Mehmet Balduk ve Çankırı Ticaret-Sanayi Odası Başkanı Hüsnü Ünal. Gördük ki...
"Söylemleri... Eylemleri... Üretimleri... Talepleri" AB standardında.
Hepsi de "Türkiye'nin parlak geleceğine" inanıyor.
Ama "inanmadıkları" birşey var.
O da Hisarcıklıoğlu'nun ifadesiyle şu:
- Üç buçuk ayda 28 bin kilometre yol yaptım... 238 Oda'yı ziyaret ettim... Binlerce insanla konuştum... Kimse bu siyasi yapıya güvenmiyor... İnanmıyor... Tabii, biz de inanamıyoruz... Sorun "güven" sorunu... Sorun "devletin sahipsizliği" sorunu.
***
Akşama doğru "Güven Hastanesi"ne gitmemiz gerekti.
Orası da gerçekten "AB standardında."
Hastanenin kurucusu "eski parlamenter" Ahmet Küçükel ile konuşurken...
"Öyle bir şey" oldu ki... İnanılır gibi değil.
Hastaneye işi düşen bir vatandaş, Ahmet Küçükel'e "aynen" şunları söyledi:
- İyi ki halen milletvekili değilsiniz... Olsaydınız... Size şu anda duyduğum saygıyı duymazdım.
***
Türkiye'nin geleceği gerçekten aydınlık.
Ama...
"Ankara'da ışıklar kapalı."
|