Bu ülke insanı ne kadar dinamik..
Bu ülke insanı ne kadar hırslı..
Sadece hırslı değil.. Kararlı.. Azimli..
Yılmıyor.. Usanmıyor.. Krizin ortasında kampanya başlatıyor..
Bir yanda.. Ülke için seve seve kampanyası..
Diğer yanda.. İster bir simit, ister bir otomobil kampanyası..
Ortak dilek aynı.. Herkes bütçesine göre harcasın ki ekonomi canlansın.. Çarklar dönsün..
Yoksa..
Yoksanın devamı bir felâket..
Peki, bu gerçeğe rağmen kampanyalar tutar mı?
Hayır..
Ne yaparsanız yapın tutmaz.. İnsanlar elini cebine atmaz..
Çünkü sorun, kişiyle devlet arasında..
10 ay oldu.. Devlet daha inandırıcı bir tek hamle bile yapmadı..
Ankara sadece seyretti..
1 milyon 200 bin kişi işsiz kaldı..
Binlerce fabrika kapandı..
On binlerce esnaf kepenk kapattı..
Bunların hepsi oldu..
Bu ülke için, diyen milyonlar sesini çıkarmadı..
Bu ülke için seve seve, diyenler yapabilecekleri en büyük fedakârlığı yaptılar..
Şimdi seve seve deme sırası Ankara'da..
Yılmaz açıkladı.. ANAP fedakârlığa hazırdır dedi..
Bu ne demek..
İşe, bakan sayısını azaltarak başlayabiliriz demek..
Ya Ecevit..
Ya Bahçeli..
Sizler de her türlü fedakârlığa hazır mısınız?
Siz de.. 'Bu ülke için seve seve' diyor musunuz?..
Gözümüzü Ankara'ya diktik, çevremizi göremiyoruz..
İstanbul nasıl bu hale geldi, dönüp bakmıyoruz..
Kentin çevresi nasıl işgal edildi diye düşünmüyoruz..
İşte çarpıcı örnek..
Boğazköy Beldesi.. Habipler'in hemen arkası.. DYP'li Belediye Başkanı Cemil Seçkin seçimi kazanmak istiyor..
Yöntem belli..
SHP'li eski İstanbul Belediye Başkanı Nurettin Sözen'in meşrulaştırdığı yöntem..
Siyasi rüşvet..
Nasıl mı?f
Oy uğruna gecekonduya göz yummak.. Af çıkarmak..
Sözen bunu yaptı.. İstanbul dünyanın en büyük köyü oldu.. Dağ taş gecekonduyla doldu..
Ama Boğazköy'de gecekondu da yok ki.. Başkan, partisinin il kadın teşkilatı komisyon başkanı Naile Çelik'i çağırıyor..
Gecekondu benden, oy senden diyor..
Çelik kolları sıvıyor.. Gecekondu vaadi ile insanları Boğazköy'e topluyor..
Gecekondu yapın diyor.. Başkan söz verdi.. Dağ taş sizin..
Tapuyu gösteriyor ama vermiyor.. Seçimden sonra diyor..
Sonuç malum.. Anında gecekondu mahallesi kuruluyor..
Bir eve 20 kişi yerleştiriliyor..
Başkan seçimi kazanıyor..
Değiştireceğiz, değiştireceğiz diye tutturduğumuz siyaset anlayışının somut bir örneği değil mi?
Soruyorum.. Bu kafa değişmeden Türkiye düzlüğe çıkar mı?..