"Gülden Kale Düştü" yayımlandıktan sonra olay büyüdü. Eski eşiniz basına açıklamalar yaptı ve siz telefonunuzu değiştirip, işinizden ayrıldınız. Bu süre zarfında ne yaptınız?
Kitabımla uğraştım sadece. Zaten çok kendi halinde yaşayan bir adamım. Ortalarda görünmeyi sevmeyen, sessiz bir kişiliğim vardır. Hayatta aslolan da huzurdur. Bunun dışındaki arayışlar anlıktır.
"Gülden Kale Düştü"nün yarattığı tartışmaları yaşamamayı tercih eder miydiniz? Çünkü 'kitabımın edebi değeri kayboldu' diyordunuz...
Yaşamak istemezdim demek, kendimi reddetmek olur. Tabii ki çok acı çektiğim anlar oldu. Arkadaşlarımın öğütleri bile kendimi iyi hissetmemi sağlayamadı. Ta ki, bir kaportacı ustasının "Böyle olacakmış, böyle olmuş" sözünü duyana kadar. O zaman rahatladım.
Bütün bu olaylar sırasında sizi romanıyla eski karısını kızdırmış biri olarak tanıdık. Peki Ahmet Karcılılar kimdir?
Kim olduğumun öne çıkmasına doğrusu ben izin vermedim. Hasbelkader bir programa çıktım. Amacım kitabımı savunmaktı ama başaramadım. O zaman bu işin bu yolla yapılamayacağını anladım ve geri çekildim. Ama kim ne yaparsa yapsın, o kitabın tek cümlesi bile değişemeyecek. O kitap yüzyıllarca varolacak ve insanlar onu okuyacak. Bunu engellemek için kimsenin elinden hiçbir şey gelmez.
Kitap için açılan dava ne durumda?
Dava diye bir şey yok. Açılamadı zaten. Yayınevinin hukuk bürosundan da bana "İçeri giriyorsun ya da kitabın toplatılacak" gibi bir bilgi gelmediğine göre bir sorun da yok.
Yeni bir kitapla birlikte yeni bir hayat mı kurdunuz?
İstanbul'da yaşamaya başladım. Ama onun dışında yine aynı kişiyim. Sadece yazan biri. Bundan sonrası için tek bir planım bile yok.
Yaptığınız tek şey yazmak ve okumak mı? Başka hiç bir şey yok mu hayatınızda?
Altarnatif sporlarla ilgileniyorum. Dağcılık, yürüyüş... Dalmayı da çok sevirim. Deniz en büyük tutkularımdan biri.
"Gülden Kale Düştü" bu kadar olay yarattıktan sonra yeni romanınıza edebiyat dünyası ilgi gösterecek mi?
Edebiyat dünyasının bana nasıl baktıyla pek ilgilenmiyorum. Çocukluğumdan beri yazar olacağımı biliyordum. Yazmak benim yazgım.
Yeni romanı "Fotoğraf Hikayeleri"nin konusu kısaca şöyle: Bir fotoğraf hikayecisi, bir fotoğrafı incelemeye başlar, bilgisayarda buyütür, fotoğrafta bir gazete vardır, onun üzerinde de bir fotoğraf, onun içinde de... Fotoğraflar böyle uzar gider ve anlatıcı fotoğraflardaki hikayeleri anlatmaya başlar.
* Hikayeci, fotoğrafın tesadüfen bulunduğunu sansa da aslında biri onu bulmasını sağlamıştır. Bu kurguyla Karcılılar, Türkiye'nin dünya içindeki rolünü anlatmaya çalışmış. "Çünkü dünya fotoğrafının hikayesini belirleyen en büyük etmen Amerika" diyor.
* Kitaptaki kişiler, hatta olayların tarihleri gerçek, sadece hikayeler Karcılılar'a ait. Bu kişilerden bazıları Mustafa Kemal, İsmet İnönü de olabiliyor, Kennedy de.
* "Yazıyla banka bile soyarım. Metinlerin sonuçları inanılmazdır. Örneğin, Orson Welles'in uzaylıların dünyayı işgaliyle ilgili yazdığı bir radyo teksti, Amerika'yı bayağı bir karıştırmıştı" diyor kitabın yazarı.
* Kitabın fotoğraf içinde fotoğraf anlatması akla Binbir Gece Masalları'nı getiriyor. Karcılılar bunu şöyle anlatıyor: "Şehrazat'ın masallarının sonsuzluğa uzanmasıyla ilgili bir mesele vardır; ölmemek için her gece Şehriyar'a hikaye anlatmak zorundadır. Ama bir gün kendi hikayesini anlatmaya başlar ve der ki, 'Tüm karılarını öldüren bir padişah vardır, karısı da yaşamak için her gece ona bir masal anlatmaktadır' ve bu sözü söyledikten sonra ilk anlattığı hikayeyi anlatır... Benim romanım da öyle, ilk ve son paragrafla tüm kitap birleşiyor."
Buket Aşçı