11 Eylül'den itibaren, kerameti kendinden menkul entel taifesinin ve gerici
kısmının ortaklaşa çağırmaya başladığı türkü, hal-i pür melalimizi anlatmak
bak?m?ndan hem ibret verici hem de trajikomik.
Bu zevat, kendilerini hem akıllı ve hem barışsever göstermek durumunda
kal?nca, ne şiş yansın ne kebap hesabı, zavallı bir popülizm batağına
yuvarlanıveriyorlar: Teröre de savaşa da karşıyız, diyorlar. (yani aslında
bir sürü ağız dolusu saçmalık yumurtluyorlar ama, özetle bu anafikir
etrafında dolanıp duruyorlar.
Şöyle bir bakarsanız, kulağa hoş gelen, insani duyguları körükleyen, hem
Müslümanları, hem de terörden canı yanan Amerikalıları gözetir gibi yapan
bir görüş bu. Ancak, ayakları havada.. Gerçeklikle bağlantısı yok.
İkisine birden ''karşı çıkarak'', hem savaş, hem de terörle nasıl mücadele
edeceksin be adam?
Tabii, bunu kitlelere anlatmak çok zor.
Hal böyle olunca, yukarıdaki gibi yuvarlak bir laf edersin, millet de seni
akıllı uslu bir adam sanır.
Bizim enteller için en kolay tavır, kitleye en çok cazip gelen lafları
yumurtlamaktır.
Onlar; aydının kitleden farklı olması, hatta maalesef bazen de ters düşmesi
gerektiğini bilmez. Bilse bile işine gelmez.
''Hem savaşa, hem teröre karşı'' olanlar arkasından mesela deseler ki:
"Telaş yok!' Usame başta olmak üzere tüm terörist başlarını yakinen tanırız.
Savaşa gerek yok. Biz konuşup, hepsini bu beladan vazgeçirmek için ikna
ederiz." Hah, o zaman dersin ki "bunların hakikaten bir bildiği var.."
Ancak, teröristlerin bizim entelleri iplemedikleri malum. (Ya da
ipliyorlarsa, hiç belli etmiyorlar yani..)
Teröristin dediğin şiddetten anlar.. Başka dil konuşmaz. Pasiifizm, teröre
destek vermek anlamını taşır. 'Yok Amerika haksızdır.. yok emperyalizm, yok
ezilen dünya halkları.." gibi abuk sabuk retoriklere girersen, ister
istemez;
1) Elin Amerikalı mağdurundan bana ne.
2) Terörle uğraşmak benim meselem değil.
3) Benim sıkıntım bana yetiyor
4) Bana dokunmayan terör bin yaşasın.
demiş oluyorsun, a yurdum enteli....
Bu mantık; daha evvel kendine yonttuğun eski tavır ve taleplerinle çeliştiği
için de -her canın yandığında yalvar yakar Batı'dan yardım istemişsin-
ortaya kocaman bir çifte standart çıkıyor. O zaman daseni ne doğuda ne batıda
kimse ciddiye almıyor.
Ey ahali! Aklını başına devşirme zamanı geldi! Bak, Kafkas-Çeçen dayanışma
derneği vb. gibi adlarla Silivri'de şeriatçı terörist yetiştiriyorlar. Biz
hala Dabbet-ül Arz falan diye kendimizi kandırıyoruz.
Alper Eğmir - İstanbul