*Ne oluyor da insanlar kredi kartı borcu yüzünden mahkeme kapılarına düşüyor?
Diyelim ki, kredi kartıyla 100 milyonluk harcama yaptınız. Ama ana parayı ödeyemediniz. Yüzde 10 faize razı olup, asgari tutarı ödediniz. Ama öyle bir an geldi ki 3 ay üst üste asgari tutarı da ödeyemediniz. O 3 ayın sonunda banka size "200 milyon ödemeniz gerekiyor" diye bir ihtarname çekiyor. İhtirnanemeden sonra bir hafta ya da 10 gün içinde bu parayı ödeyemezseniz icra takibine koyuyorlar. Bu aşamadan sonra 200 milyon borcun üzerine yüzde 5 de gider vergisi koyuyorlar. Sonra yıllık yüzde 375 temerrüt faizi ve bir takım icra masraflarını ve harçları katıyorlar. Bunlar da bir 100 milyon tutuyor. İşte bu aşamadan sonra 100 milyonluk borç, bir anda 300 milyon oluyor. Yani 100 milyon lira, birkaç ay içinde üçe katlanıyor. Dolayısıyla bir yıla varmadan borcunuz 700-800 milyona geliyor.
Bu krizde tam bir acımasızlık. İnsanın içi sızlıyor. Devlet bütün kredilerde yüzde 60-70 faiz uyguluyor. Ama size borcunuzdan ötürü neredeyse yüzde 700 faiz uygulanıyor. Bu rakam faize de faiz uygulandığı için böye oluyor. Ve zaten mağdur olduğu için borcunu kapatamayan kredi kartı sahibi daha da mağdur oluyor.
*O zaman ne yapıp edip asgari tutarı mutlaka ödememiz lazım...
Hayır. Bence, oraya varmadan kredi kartını ortadan makasla kesmek gerekiyor. Başka kurtuluş yok.
*Asgari ücretle çalışıp da bankaya faizleriyle birlikte 6.5 milyar lira boçrlanan insanlar var. Onlara ne öneriyorsunuz?
Eğer banka ile anlaşmaya varılmamışsa, yani borç sabitlenmemişse, bu borcun ödenmesi mümkün değil. Bankalar yılda ortalama yüzde 375 temerrüt faizi uyguluyor. Bu borç 50 yıl da geçse ödenmez. O yüzden kaçabiliyorlarsa kaçsınlar. İzlerini kaybettirsinler. Hukukta öyle açık taraflar var ki, 3-5 yıl sonra kaldıkları yerden yeniden hayata başlayacabilirler.
MİNE ŞENOCAKLI