kapat

16.02.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
microbanner
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
İLKER SARIER

Hatasız kul olmaz

Pazartesi günkü Sabah'ta "önemli" bir hata yaptık.

MÜSİAD Başkanı Erol Yarar'ın düğününde çekilmiş bir fotoğraf ile aynı oteldeki "Lions"ların toplantı fotoğrafı karıştırıldı... Lions'ların toplantısında "içki" görüldüğü için de Erol Yarar'ın düğününde "içki" içildiği sonucuna varıldı.

Bu "vahim" bir hataydı.

İlk söz olarak, arkadaşlarım adına özür diliyorum.

Yazıişlerinde her gün saatlerce emek veren...

Yüzlerce haberle uğraşan...

Haberleri değerlendirirken kılı kırk yaran...

Kimseye hasmane tutum almamaya, manevi saldırıda bulunmamaya büyük özen gösteren arkadaşlarımın tarifsiz üzüldüğüne inanmanızı istiyorum.

Ayrıca, düğünü hakkında "zan yaratılmış" bulunulan Erol Yarar beyfendiden de özür diliyorum. Olmamalıydı...

Hatamız "vahim", kabul ediyoruz ama asla kasıt olmadığını bilmenizi istiyoruz.

Dostça uyaran okurlarımıza da teşekkür ederiz.

Çünkü aynı kadro, yıllardır, gece gündüz, her türlü haberi sizlere ulaştırmak için didiniyor. Adeta kan ter içinde...

Tek satıra, tek başlığa ve bir tek harfin tashihine kadar hem de...

Biliniz ki, Sabah'ın yazıişleri, bu hatayı "kasıtla" yapmayacak kadar, birikimli, profesyonel, saygılı ve mantıklıdır.

Erol Yarar Bey'in, MÜSİAD başkanı olduğu dönemde, yüzlerce haberinin bu sayfalarda sağlıklı, dürüst ve katıksız biçimde yayınlanmış olması, dürüstlüğümüzün şahididir...

Ama hata zaten çalışan dürüst insanlara mahsustur...

"Cin fikirli" ve "kasıtlı" insanlar böyle hata yapar mı?

Son olarak şunu söylemeliyim:

Bu fırsatla Sabah'a küfür eden yobazlara, laf anlatmanın imkansız olduğunu biliyoruz...

Onlar zaten "Atatürkçü" medyanın yeminli düşmanı...

Ama hatamızın kasıtsız olduğunu bile bile saldıran meslektaşlara bir çift sözüm var:

Yaptığınız dürüstlüğe sığmıyor...

Mesleğin "halindendir" bu, eğer anlayabilirseniz...

Van çatışma fiyaskosu
Van'da Hizbullah militanları 5 polisi öldürdü. Üzerine basarak "öldürüldü" diyor, "şehit oldular" demiyorum. Çünkü öldürülmeyebilirlerdi... Bu operasyon kocaman bir fiyaskodur. İstihbarat geliyor, militanların kaldığı evi sarıyorsun... Sonra ne yapacaksın?.. İçerde militan varsa, belli ki adamlar gözü dönmüş ve tam teçhizatlı... Öyleyse temkinli olacaksın...

Çevir evin etrafını, operasyon uzmanlarını takviye çağır... Sonra bekle... Hatta günlerce bekle... Belki de tek kurşun atmadan, kumanyasızlıktan yahut psikolojik çöküntüden kuzu gibi teslim olacaklardı!..

Böylece o polisler de ölmemiş olacak, evlatları yetim kalmayacaktı!..

İSO 9002
İstanbul Emniyet Müdürü Hasan Özdemir diyor ki, "İstanbul polisi olarak 9002 kalite belgesi alacağız." Öyle çağdaşız ki demeye getiriyor, bize 9001 belgesi bile az gelir... İyi ama 9002 kalite belgesi, "Kabul edilen çizginin dışına çıkmaya" hiç izin vermeyen bir belgedir. 9001'den farkı da budur... Yani İstanbul emniyeti, 9002 belgesi alırsa eğer, asla "rutinin dışına" çıkamayacak...

O zaman Baba'nın sözü havada kalmayacak mı?..

Barolar haklı
Barolar Birliği Başkanı Eralp Özgen haklı.

Cezaevlerinde avukatlara uygulanan "güvenlik kontrolü" gurur kırıcı bir uygulama...

Bir avukat içeriye yasadışı malzeme sokuyorsa bile, bunun önlemenin yolu "içeriye" hakim olmaktan geçer. Birkaç "kirli" avukat narına bütün avukatları "töhmet" altına sokmak ve mesleğin onuru ile oynamak hata.

Bazı avukatlar suç işleyecek diye tüm avukatları "şüpheli" göstermek en basitinden ayıptır. Geçen gün bir doktor, içkili vaziyette ameliyat yaparken hastasını öldürdü. Yine de bütün doktorları ameliyattan önce alkol kontrolünden geçirmiyoruz, değil mi?..

Çarşaflı akrepler
Başbakan Ecevit, "kara çarşaf"ın, Hizbullah ve benzeri örgüt militanları tarafından bir kamuflaj aracı olarak kullanıldığını söylüyor. İstihbarat birimlerinin belirlediğine göre, bir sürü kara çarşaflı erkek ve kadın, örgüt evlerine silah ve mühimmatı bu kıyafet altında saklayarak taşıyormuş...

Modern kıyafete geçememiş olmanın bize çıkardığı faturanın ağırlığına bakın...

Rutin
Devlet rutinin dışına çıkabilir mi? Ötekileri bilmem ama bizimki daha rutinin içine girmiyor ki!..

JİTEM
Gazeteler, JİTEM var mı yok mu, diye araştırma yapıyor. Masal gibi mübarek... Bir varmış bir yokmuş...

Guguk
13 hakim ve savcı Hizbullahçı çıkmış... Herhalde fakültede hukuk yerine guguk dersi gördüler...

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır