kapat

16.02.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
microbanner
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
ZÜLFÜ LİVANELİ(livaneli@sabah.com.tr )


Patates matates

Son günlerde Türkiye gündemine bir de patates meselesi girdi.

Gerçi bu besin, Erbakan'ın Refah Partisi'nden olmayanların, patates dininden olduğunu söylemesiyle siyasi literatürde yerini almıştı ama bu seferki dert başka.

Devlet, elindeki stokları eritmek için halkı patates yemeye teşvik ediyor. Hatta bunun için, senaryosunu bakanın bizzat yazdığı bir reklam filmi çevrilmesi gündemde.

***

Gülmek mi gerekir ağlamak mı bilemiyorum ama tarih gerçekten tekerrürden ibaret.

Geçen yüzyıllarda, Avrupa krallıkları, ucuz bir besin olan patatesi yaygınlaştırmak ve halkı bu yiyeceğe alıştırmak için az gayret göstermemişlerdir.

Latin Amerika'da 1800 yıl önce çeşitli türlerin karışımıyla elde edilen patates, İspanyolların bu kıtayı işgaliyle Avrupa'da tanınmaya başladı. 17. yüzyılda İrlanda'nın, daha sonra da Almanya'nın temel yiyeceği haline geldi.

Ame bu iş hiç de kolay olmadı doğrusu.

Prusya Kralı, köylüleri patates yemeye alıştırmak için olmadık propaganda yöntemleri denedi ama başarılı olamadı.

Halk, eski ağıza yeni taam istemiyordu. Peru'nun Bolivya'nın And dağlarında yetiştirilen bu garip nesneyi sevememişti bir türlü.

Prusya Kralı baktı ki bu iş reklamla olmayacak, bambaşka bir yönteme başvurdu.

Kraliyete ait boş tarlaların hepsine patates ektirip, başlarına nöbetçiler dikti. Tarlalardan patates çalanlara ağır cezalar verileceğini duyurdu.

Köylüler ufak ufak patates hırsızlığına başladılar.

Geceleri askerler görmeden çaldıkları patatesi pişire pişire de alıştılar bu yiyeceğe ve kartofel dedikleri patates, Almanya'nın temel gıdası oldu.

Prusya Kralı belki reklamcılığın değil ama psikolojinin temel kurallarından birini işleterek halkı patates yemeye ikna etmişti.

Bu hikayenin Tarım bakanına ne gibi fikirler vereceğini bilemem. Bundan ötesi ona ait.

RUTİN
Türkiye'nin meseleleri karmakarışık ve içinden çıkılmayacak kadar girift görünüyor.

Oysa her şey sistemdeki temel bir çarpıklıktan kaynaklanmakta.

Bunu da Süleyman Demirel her zamanki gibi en veciz şekilde ifade etti:"Devletin rutin dışına çıkması".

Aslında hukuk dışına çıkması demek istiyordu ama böyle söyledi.

Yoksa bunca yıldır ülkeyi yöneten Demirel, devlet için hukuksuzluğun rutin olduğunu bilmez mi?

Sorun aslında çok girift görünüyor ama bu kadar da basit.

Bu durum, bir dostumun başına gelenleri anımsattı bana.

Hepinizin tanıdığı bir siyasetçi olan kahramanımız, ilkokul üçüncü sınıfa giderken çok sıkıntıdaymış. Her gün eve gelip ağlıyor ve öğretmeninin ona çok sorular sorduğundan yakınıyormuş.

Baba bakmış ki çocuğun gözyaşları dinmiyor, elinden tutup öğretmene götürmüş.

"Muallim bey" demiş "niye bu çocuğa zor sorular soruyorsun?"

Öğretmen "Bir dakika izin verin!" dedikten sonra çocuğa dönmüş ve "İki kere iki kaç eder evladım?" diye sormuş.

Bizimki bunun üzerine basmış feryadı. Hem ağlıyor hem de babasına dönüp "Bak baba" diyormuş. "Bak, yine başladı!"

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır