![](/yenisabah/img1/y2802.jpg)
![](/yenisabah/img1/y2802.gif)
![](/yenisabah/img1/yazline.gif)
Kararlılık-2000
Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Devlet Bahçeli ve Mesut Yılmaz'la "aynı gün" yaptığımız görüşmelerin "notlarını" gözden geçirirken... "Bir şey" dikkatimizi çekti.
Zirvedeki dört isim de "iki sözcüğü" defalarca kullanmışlar.
Biri "uyum."
Diğeri "kararlılık."
Uyum ve kararlılık sadece iki anahtar sözcük değil...
Aynı zamanda "devlet politikası."
Özellikle Demirel ve Ecevit'i dinleyince anlaşılıyor ki...
"Ana konularda" uyum ve kararlılık politikasında "muhalefet de devrede."
* * *
Çankaya'da "Hizbullah'ı" konuşuyorduk.
Demirel "sorunu" uzun uzun anlattı.
Ve sonunda dedi ki:
- Devlet bunu çökertmekte... Bitirmekte sıkıntı çekmez.
Daha sonra yaptığımız üç görüşmede, üç liderden dinlediklerimiz sanki, Baba'nın sözlerinin "fotokopisiydi."
* * *
Devlet Bahçeli, Hizbullah konusunda, Baba gibi uzun uzun konuşmadı.
Sadece "iki çizgi" çizdi:
Bir:
- Hizbullah örgütünden eser bırakılmayacak.
İki:
- Terör artık Türkiye gündeminden çıkmalı... Çıkarılacak.
* * *
"Uyum" sözcüğü, Demirel'in de dilinden düşmüyor, Ecevit'in de.
Bahçeli'nin de, Mesut Bey'in de.
Bahçeli, uyumu ifade ederken "şu benzetmeyi" yaptı:
- Sanki... Koalisyon değil de... Tek parti hükümeti gibiyiz.
Demirel ile Ecevit ise "uyumun" bir başka boyutunu gündeme getirdiler.
Baba:
- Muhalefet hep olacak... Zaten başka türlüsü de düşünülemez... Ama bugün muhalefete bakıyorum da... Sertlik yok... Meclis'i tıkayan, felç eden bir muhalefet yok.
Demirel "ülkenin temel sorunlarında" muhalefetin sergilediği tavırdan memnun.
Ecevit'e gelince...
"Sözleri" aynen şöyle:
- İlk defa hükümet ve muhalefet, belli konularda... Ana sorunlarda... Uzlaşma alışkanlığına girdiler... Bu çok olumlu bir gelişme.
* * *
Çankaya'da... Kolisyon ortağı üç liderde "bir ortak nokta daha" gördük.
Aynı konuda Recai Kutan ile Tansu Çiller de "aynı paralelde."
Konu şu:
"Sorunların, hukuk devleti kuralları içinde... Demokrasi içinde çözülmesi."
Uyumun "bu boyutu" gerçekten sevindirici.
Zira "güvenlikten" de vazgeçemeyiz.
"Temel hak ve özgürlüklerden" de.
Devlet, ne yapacaksa "hukukun içinde kalarak" yapmalı.
Hukuk artık "yükselen değer" olmalı.
* * *
Çok kişinin zihninde, Mesut Bey'le ilgili "şu sorular" var:
* Cumhurbaşkanlığı konusunda ANAP lideri kaypak bir çizgi... Tavşana tut, tazıya kaç taktiği mi izliyor?
* Köşk'te farklı, liderler zirvesinde farklı, arkadaşları ile beraberken farklı mı konuşuyor?
"Bunu" açtığımızda...
Yılmaz "açık... Kararlı" bir tavır sergiledi.
"Samimi olduğunu... Ama partisinin içinde bazı sorunlar bulunduğunu... Meclis grubunu, kendi çizgisine çekmeye çalıştığını" anlattı.
* * *
Uzun sözün kısası...
Senaryo "Kararlılık-2000" senaryosu.
Kısa ve orta vadede ise "kriz görünmüyor."