kapat

16.02.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
microbanner
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
SEDAT SERTOĞLU(ssertoglu@sabah.com.tr )


Gayri ciddilik

Ankara bu hafta iki konuda, batı dünyasına, devlet ciddiyeti ile hiç mi hiç bağdaşmayan, bir görüntü verdi.. Bir yanda ciddi işler yapar ve batı bizi ciddi devlet olarak alırken, kalkıyoruz, şimdi aşağıda okuyacağınız iki olayda, "ciddiyetsizliğimizi" gösteriyoruz.

Bunlardan birincisi, "Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyi adaylığını geri çekmesinin gerekçesi.."

Dışişleri'nin çiceği burnunda Müsteşarı Faruk Loğoğlu, önceki gün CNN Türk'te Mehmet Ali Birand'a, gerekçeyi şöyle açıkladı:

"Bizde deprem oldu.. Çok para harcadık.."

El insaf Loğoğlu, el insaf.. Deprem ile BM Güvenlik Konseyi adaylığından çekilmenin ne alakası var?

Şunun gerçeğini söylesek ne olur?

Çıkıp "Seçilmemiz konusunda Genel Kurul'da yeterli desteği bulamadık.. Rakibimiz olan ülkeler çok güçlüydü" deseniz, yani gerçeği söyleseniz incilerimiz mi dökülür?

Kaldı ki, bunun böyle olduğunu, başta Başbakan Ecevit olmak üzere, bu işle ilgili herkes biliyor. İşin garibi sizler de biliyorsunuz.. Yoksa, başka bazı bakanlıklara musallat olmuş bulunan doğruyu söylememe hastalığı Dışişleri Bakanlığı'na da mı bulaşıyor? Yapmayın bunu..

"Adaylıktan çekiliyoruz, çünkü bizde deprem oldu" cümlesinin, gözümüzün bebeği olan Dışişleri Bakanlığı'nın Müsteşarının ağzından çıkması, ikinci bir talihsizliktir.. Herkesi aptal yerine koymaya kalkışmadır.. Son derece talihsiz bir açıklamadır.. Olmadı.. Hiç mi hiç olmadı Faruk Loğoğlu... Dışişleri gibi çok ciddi bir kurum yara almıştır.. Yazık...

Zaten Mehmet Ali Birand ile konuğu olan meslektaşınız ve ağabeyiniz İlter Türkmen de inanmadılar ya.. Dua edin ki, sizi hiç zorlamadılar..

İkinci ciddiyetsizlik ise, "Demirel'in Washington gezisi ve dolayısıyla Clinton ile görüşme isteğinden vazgeçmesi" olayında yaşananlardır..

Bu işin perde arkasını araştırdık.. Dışişlerindeki dostlarımızla konuştuk.. Amerikalılara sorduk.. Bir de ne görelim; bu olaydaki ciddiyetsizlik de diz boyu.. Bakın neler olmuş neler:

Ankara, Washington'da açılacak sergi için aylardır Amerikan yönetiminden Demirel-Clinton görüşmesi talep etmiş.. Washington önce, "Daha 3 ay önce görüştüler.. Ne görüşecekler? Önemli bir şey mi var?" diye sormuş.. Sonunda bizimkilerin ısrarı üzerine, geçen hafta pazartesi günü görüşme olanağı sağlanmış.. Ama çarşı da karışmış..

Nedeni, bizimkilerin resmi delegasyonu büyütmeleri.. Demirel ile birlikte 4 bakan, 30 bürokrat, bilmem kaç tane milletvekilinin de Washington'a geleceği ve bunların karşıtları ile görüşmeleri için randevu istenmiş..

Yani olay bizim tarafımızda, birden, "Devlet ziyareti" haline getirilmiş.. Washington ise "Olur mu böyle şey" diyerek, bunun mümkün olamayacağını, kapalı kapılar arkasında pek de diplomatik olmayan, ama resmi görüşmelerde fevkalade diplomatik bir dille açıklamış.. Bunun üzerine de Demirel ve diğer bakanlarla beraberlerindeki eşraf gitmekten vazgeçmiş..

Bu iki olay, Türkiye'nin ağırlığına hiç yakışmayan, iki talihsiz olaydır.. Ankara, yanlış yerde, yanlış zamanda, yanlış kişilerin ayaküstü aldığı kararlar yüzünden yara almıştır.. Bir daha olmaması dileğiyle...

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır