kapat

16.02.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
microbanner
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
GÜNGÖR MENGİ(gmengi@sabah.com.tr )


İktidara doping

Avrupa Birliği'ne üye adaylığı, ekonomik istikrar tedbirlerinin açıklanması ve IMF anlaşması ile yükselen heyecan söndü.

Türkiye, Hizbullah terör örgütünün saldığı vahşet ve izleyen operasyonlarla yeniden karamsar bir havaya girdi, ekonomiyi unuttu.

Kazanma inancıyla başladığı maçın ortasında yenilme kaygısı ile savunmaya çekilmiş bir takım görüntüsü yaşıyoruz.

Ülke, yirmi yıllık enflasyonun tufanında dengelerini, değerlerini kaybetti.

Kolay kazanç parayı üretim sektörüne değil faize yöneltti, iç ve dış borçlar büyüyerek kamu maliyesini tıkadı, sosyal harcamaların daralması fakir, eğitimsiz, sağlıksız ve mutsuz yığınlarla bir avuç zengin arasındaki farkı uçurum haline getirdi.

MHP lideri Bahçeli dün şöyle dedi:

"Yüksek enflasyon belâsının ve işsizliğin, aile bütçelerini, sosyal ve kültürel dokumuzu nasıl tahrip ettiğini biliyoruz. Bunun için öncelikli hedefimiz, ekonomide istikrar ve güven ortamının tesis edilmesi olmuştur. Önümüzdeki yıllar içinde olumlu göstergelerin ortaya çıkacağını ümit ediyoruz."

Yıllar olmaz, hemen..

Bahçeli "Önümüzdeki yıllar içinde" diyor..

POLAR'ın kamuoyu araştırmasına göre halkın yüzde 48'i "Türkiye'nin en önemli sorunu ekonomi" diye cevap veriyor.

İkinci önemli sorun olarak çıkan irtica, çok gerilerde yüzde 13'le geliyor.

Yani Hizbullah'ın saldığı dehşet duygusu, ekmek kaygısını unutturamamış.

Aynı araştırmada halk, hükümete güvenmekle birlikte enflasyonun düşeceğine inanamıyor. (Yüzde 63.6)

Yani toplumun yıllarca beklemeye mecali yok. Hükümetin bir şeyler yapması lâzım. Meselâ başarıyı "ümit" etmeyecek, vaat edecek, hatta taahhüt edecek.

Buna önce kendi inanacak, sonra başarıyı erkene almanın yaratıcılığını gösterecek.

İstikrara dönük iyileşme dönemleri acımasızdır. İşletmeler küçülmeye çalışırlar ve üretimden ziyade ticari işlerden para kazanmaya yönelirler. Bu da işsizliğin artması demektir. Türkiye bunu taşıyamaz.

Üretim için ne lâzımsa..

İstikrar arayışı dönemini mutlaka üretimi canlandıracak, yatırım şevkini arttıracak tedbirlerle desteklemeye mecburuz.

Hükümet bu arayış ve heyecandan uzak.

Bütçesi denkleşmiş fakat sanayisi ölmüş, sokakları işsizle dolmuş bir ülke istenmiyorsa özelleştirmenin hızlanması ve iktidarın üretimi arttırmak, yatırımı ve istihdamı canlandırmak için sanayicilerle el ele bir "ekonomik kurtuluş savaşı ruhu" yaratarak bunu paylaşması lâzım.

Kimse "Üretim ve işsizlik için bile olsa ayıracak kaynak yok" demesin.

On binlerce makam aracına, kıyak emekliliğe, meteorolojeye ayrı, vakıflara ayrı bakanlık kuran ve para savuran bu sistem, eğer kendi yarattığı faiz cehenneminde yaraladığı binlerce şirketi ayağa kaldıracak akla ve adalet duygusuna sahip değilse her şey boşunadır.

Hizbullah terörünün sebep olduğu karamsarlığı yenip devleti halkın gerçek gündemine odaklayacak güçlü bir morali yaratmaya mecburuz.

Hükümet kendine doping bulsun!

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır