7 Mart 1990 günü İstanbul'da uğradığı suikast sonucu hayatını kaybeden gazeteci Çetin Emeç'in, Adnan Hoca'nın "karışık ilişkilerini" tam 10 yıl önce Hürriyet gazetesindeki köşesinde yazdığı ortaya çıktı.
24 Ocak 1990'da köşesinde Adnan Oktar için "Hasta ruhlu, ibiş görüntülü adam" nitelemesinde bulunan Emeç, şunları demişti: "Sakalıyla örtmeğe çalıştığı pembe beyaz yanaklarına, cımbızla alınmış kaşlarına, briyantinle, jöleyle yapıştırılmış saçlarına, yumuşak bir yumukluktaki ellerine, törpülü tırnaklarına bakıyorum. Hiçbir gizli saklı yanı yok. Fotoğraflar ortada, azıcık insandan anlayanlar için mal meydanda. Bakışları 'Ruh hastasıyım' diye haykırıyor.....
"Doktorlar, biri ikisiyle değil heyet halinde, bakın hocamızda ne özellikler saptamışlar. Şizofreni, yani halk dilinde ruh hastalığı... Hipokondri yani hastalık hastalığı... İşitme varsanısı, şahsın esrarengiz sesler duyması... "Bir de ayna... Cepten ayna eksik etmeme tutkusu, kendini yakışıklı görme saplantısı... 'Signe' dedikleri ünlenmiş markalar tarafından üretilen kıyafetler giyiyor. Yapısında azıcık Nasrettin Hocalık da var. Ye kürküm ye hesabı... Müritlerini gençler arasından, onların üstlerine başlarına cüzdanlarının dolgunluğuna bakarak seçiyor. Hele tabelasında kolej yazan öğrencilere apayrı zaafı var...
"Böyle bir zatın nefesine, kelamına ve imamlığının ardına, hangi sağlam mantık takılır, benim aklım ermiyor. Peki nedir bu hastalıklı ruh ve ibiş görüntüsünün ardındaki dayanılmaz güç? Tam 10 ayı akıl hastanesi koğuşlarında geçirilmiş, 19 ay süren bir tutukluluk faturasını bile unutturan sihir? Sahi nedir?.."