kapat

06.10.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
inter merkez
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Teba
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
CAN DÜNDAR(cdundar@sabah.com.tr )


Şu kan meselesi...

Kana önem veren bir toprak bizimkisi... Nazar değmemesi için "kan dökmek" gerektiğine inanıyoruz.

Başımız sıkıştığında yaşadığımız toprağın "Ata kanlarıyla sulanmış" olduğunu hatırlatıyoruz.

Bir saldırıya uğradığımızda, "Kana kan intikam" istiyoruz.

"Muhtaç olduğumuz kudret"in damarlarımızdaki "asil kanda" mevcut olduğunu biliyoruz.

O yüzden de bir bağış kampanyasında topladığımız kanların okyanus ötesine gönderilmesine izin vermiyoruz ya da depremde "kan kaybı"ndan ölsek de "Yunan kanı istemiyoruz."

"Saf kan" kalmaya özen gösteriyoruz.
Peki bu "genetik hassasiyet"imiz çerçevesinde, bunca üzerine titrediğimiz kanın ne menem bir kan olduğunu biliyor muyuz?

Mesela, "Türk kanı" denilen şeyin ne gibi özellikler taşıdığından, kimlerin kanıyla benzeşip kimlerle ayrıştığından haberdar mıyız?

***

Doğrusu ben pek haberdar değildim.

Asaletinden kuşkum yoktu, ama uzakta ne tür akrabaları olduğunu bilmiyordum.

Sonra bu ayki Birikim'de (Eylül/Ekim 1999) Hacettepe Üniversitesi'nden dostum Tayfun Atay'ın "Deprem, kan ve bakan" başlıklı nefis yazısını okudum ve "kan beynime sıçradı."

Tayfun ömrümüzü verdiğimiz "saf kan kalma" tutkusunun nafile bir çaba olduğunu anlatıyor makalesinde...

Bunu kanıtlamak için de merhume Fizik Antropolog Armağan Saatçioğlu'nun Türkiye halkının kan özelliklerini dünya topluluklarıyla karşılaştıran ve akrabalık ilişkilerini ortaya koyan çalışmasına atıf yapıyor. (ABO Genleri Üzerinden Türkiye'nin Yeri ve Bu Ülkedeki Gensel Çeşitlilik Üzerine Biyometrik Bir İnceleme. A.Ü. DTCF Yayınları 1978.)

Sonuçlar gerçekten "kanınızı donduracak" cinsten: "Akla gelebilecek en kötü olasılığı gidermek üzere hemen belirtelim ki, Türkiye halkına en yakın kan Yunanlılar değil" diyerek Sağlık Bakanlığı kadrolarını rahatlatıyor Tayfun Atay...

Ancak o kadroya daha acı bir haber veriyor: "Türkiye halkının kan gruplarını belirleyen ABO genlerinin frekanslarına bakıldığında diğer Türk topluluklarından büyük farklılıklar gösterdiği ve onlardan çok uzakta bulunduğu anlaşılmaktadır" diyor.

Türkçesi şu:

Diğer Türk Cumhuriyetleri, söyleyegeldiğimiz gibi "kan kardeşimiz" filan değiller. Peki kimler o halde asıl "kan kardeşlerimiz"?

Sonuçlara dayanamayacak olan bundan sonrasını okumasın!

"Kan bakımından Asya'dan çok doğu ve Avrupa topluluklarına yakınız" diyor Tayfun ve kandaşlarımızı sayıyor:

"Königsberg, Danzing, Dresten ve Berlin Almanları, Varşovalı Polonyalılar, Praglı Çekler, Viyanalı Avusturyalılar, Macarlar, Romenler ve Minsk, Odesa, Kiev, Charkow, Tiflis Rusları ve...

Sıkı durun Sırplar...
"Kanımızın niteliğini belirleyen genler açısından Orta Asya'da yaşayan Türk topluluklarından daha çok bu Avrupa topluluklarıyla biyolojik akrabalığa sahibiz diyor Tayfun Atay.

Sayın Bakanı üzme pahasına "acı haber"lere devam edeceğim:

Doktor Saatçioğlu'nun araştırması gösteriyor ki "Doğu Karadeniz Bölgesi için hesaplanan ABO gen frekansları, Atina topluluğuna değin frekanslara büyük yakınlık gösteriyor." Saatçioğlu bu durumu, Bizans gen havuzundaki Rum genleriyle Doğu ve Orta Karadeniz kıyılarında daha önce kurulmuş ve uzun süre varlık sürmüş olan eski Yunan kolonilerinin etkisiyle açıklıyor.

Daha açık anlatmak gerekirse, depremde Atina'dan Marmara'ya ya da İstanbul'dan Yunanistan'a koşup giden ekipleri "kan çekiyor."

Bir başka deyişle Sayın Bakanım, "Almam" dediğiniz kan damarlarınızda geziyor.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır