Antalya'da "Cennet Sineması"
Yönetici çok önemli. Doğru adamı seçmek de bu yüzden büyük önem taşıyor.
Bunun en güzel kanıtını Antalya'da görüyoruz.
36 yıldır devam eden Antalya Altın Portakal Film Festivali, bu yıl kentin tümüne yayılmış durumda.
Halk film seyrediyor.
Sadece kent merkezinde değil, kenar kıyı mahallelerde kurulan açıkhava sinemaları her gece tıklım tıklım dolu.
Bu yazlık mekanlarda, Türk sinemasının nitelikli, eli yüzü düzgün örnekleri gösteriliyor.
Festival sonunda 60 bin Antalyalı film izlemiş olacak.
Şehir sinemayla yatıyor, sinemayla kalkıyor.
Ve en önemlisi bu işe halkın katılması.
Elit bir festival değil bu.
Gerçek halk şenliği!
***
Bu başarıyı sağlayan ise yeni Belediye Başkanı Bekir Kumbul.
Yörenin çocuğu olan Dr. Kumbul'un halkçı anlayışı, daha ilk günden festivali halka götürme amacına yönelmiş.
Bir anlamda yıldızlar geçidi sayılabilecek olan kortej, sadece şehir merkezini değil varoşları da dolaşmış.
Bu yüzden de halkın çok büyük ilgisiyle karşılaşmış.
AKSAV'ın yeni yöneticileri de çok başarılı.
Başkanı ve festivale emeği geçenleri kutlamak gerek.
***
Çok güzel bir İtalyan filmi vardı. Cennet Sineması (Cinema Paradiso) adını taşıyan film, genç yönetmen Tornatore'nin kamerasıyla bizleri çocukluğumuzun yazlık sinemalarına götürüyordu.
Hani yasemin ve akasya kokulu ılık yaz gecelerinde ay çekirdeği çıtlatarak, çay içerek çoluk çocuk seyredilen film geceleri.
Beş dakikalık aralarda, elindeki tahta kasaya tak tak vurarak gazoz satan çelimsiz, esmer çocuklar.
Ülkü Tamer'den, Onat Kutlar'dan çok dinlediğim Antep'in ünlü Nakibali sineması.
Antalya bu yıl, bütün bunları çağrıştırdı.
Bizleri kendi cennet sinemalarımıza götürdü.
Sağolasın Bekir Kumbul.