kapat

06.10.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
inter merkez
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Teba
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Şardan, şantajı anlattı
Star Gazetesi'nin şantajına maruz kaldığı iddia edilen Güzel Sanatlar reklam ajansı ortağı ve Genel Müdürü Şardan, "18 yıldır bu işin içindeyim. Bugüne kadar hiçbir zaman, hiçbir medya kuruluşu böyle bir davranış içine girmedi" dedi...

Star Gazetesi'nin şantajı ile karşılaştığı iddia edilen reklam şirketi Saatchi and Saatchi'nin Genel Müdürü Yiğit Şardan, 18 yıldır reklamcılık sektöründe olduğunu ve bugüne kadar hiçbir medya kuruluşundan böylesi bir tavır görmediklerini belirtti.

Şardan, Star Gazetesi'nin fiyat indirme politikasını takiben kendilerinden garantili reklam istediğini ve şirket olarak bu teklifi reddettiklerini belirtti. Şardan, bu konuda ATV'nin sorularını şöyle yanıtladı:

* OIayın gelişimini anlatır mısınız?

Zannediyorum, bundan 2 ya da 3 hafta önce Star Gazetesi'nin fiyatını 50 bin liraya indirdiği Pazar gününün hemen ertesi günü, Pazartesi bizi toplantıya çağırdılar. Fiyatı indirdikten sonra ciddi bir zarara uğradıklarını, çünkü bu fiyatın sanayi maliyetinin altında olduğunu, gazetenin bu zararı ancak reklamla kapatabileceğini söylediler. Bizden garantili reklam istediler. Büyük bir ajans olduğumuz için. Biz de bugüne kadar hiçkimseyle böyle garantili bir bütçe üzerinde konuşmadığımızı, bu çeşit garantileri ancak reklamverenlerin kendilerinin verebileceğini, bir reklam ajansının başkalarının adına taahhütte bulunamayacağını söyledik. Onlar da, "Biraz daha bu konuda düşünün" diyerek bizi gönderdiler.

* O günkü konuşmada bu manşetle ilgili bir ipucu, ima oldu mu?

Hayır, hayır.. Kesinlikle böyle birşey yok. Arkasından bir süre geçti. Biz zaten o gün sorunun cevabını verdiğimizi düşünerek bu konuyu gündeme getirip bir daha konuşmadık. Bir telefon aldık. "Siz çıkarlarımızla oynuyorsunuz ve bunu sürdürürseniz iyi olmayacak" mesajları verilmeye başlandı. Biz gene tam bir mânâ çıkartamadık. Çünkü her zaman Star Grubu'yla iyi çalıştık. Hiç sorunumuz olmadı. Daha sonra şu haberi aldık. 'Sütaş'la ilgili bir haber yapılıyor.

* Bunu siz üçüncü kaynaklardan duyum olarak mı aldınız?

Evet, evet. Bursa'dan aldık bu haberi. Fabrikanın oralarda bir takım adamlar dolaşıyormuş. Nedeni araştırıldı. Tabi bunu bize bağlamamıza imkan yoktu. Takdir edersiniz ki, bu iki olayı bu noktada birbirine bağlamak imkansızdı.

* Yani siz, ne o geceki konuşmada ne de telefonda bu manşete dair birşey sezinlemediniz...

Hayır, hayır. Hiç tahmin bile edemedik. Çünkü daha önce bu tür bir olay hiç başımıza gelmemişti. Sütaş'la ilgili haberin içeriğini öğrenemedik. Ama bir haber yapılacağı ve karalama haberi olacağı sinyallerini aldık. Birtakım aracı kişilerden... Buna engel olmaya gayret ettik. Neden yaptıklarını anlamaya çalıştık. Ve sonradan anladık ki, bunun nedeni bu firmanın benimle ortak olduğunu düşünmeleri. Yine aracılar vasıtasıyla bu firmaya benim ortak olmadığımı ilettik. İkna ettik. Fakat bu sefer firmaya dediler ki, "Siz reklam ajansınızdan ayrılın, ilişkinizi kesin, bitirin." Tabii, bulunduğu sektörün hassasiyetini gözönüne alan firma da haklı olarak onlara üstü kapalı şekilde ajansla ilişkilerini durdurdukları yönünde mesajlar verdi. Onlar da tatmin olup haberi yapmayacaklarını söylediler.

*Bu iletişim süreci hep aracılarla mı gerçekleşti.

Aracılarla. Ben onlarla bir daha hiç biraraya gelmedim.

* Siz bir daha hiç....

Hayır görüşmedim. Birkaç kere denedim durumu izah etmek için ama benimle görüşmeyeceklerini söylediler. Arkasından Cuma günü bu sefer Star Grubu bizim ajansımızdan giden hiçbir reklamı almayacağını duyurdu. Bir borç-alacak durumuna bağladılar bunu. Ama onların bize, bizim onlara olduğundan çok daha büyük borçları var. Buna rağmen, "Bize borcunuzu ödeyin, biz size borcumuzu ödemeyeceğiz" dediler. Dedik ki, "Kusura bakmayın. Bu yüzden reklamlarımızı almayacaksanız; biz taviz vermiyoruz, almayın". Biz de akşamüstü reklamverenlerimizi arayıp, "Kusura bakmayın; bu gazete bizim reklamlarımızı almıyor. Dolayısıyla bu hafta sonu yayınlarımız Star'da yayınlanmayacak" demek zorunda kaldık. Sebepleri de izah ettik. Bir tek müşterimiz bile bu konuda en ufak bir tereddüt geçirmedi. Bütün müşterilerimiz "Hiç önemli değil, yayınlarımızı başka kanallara kaydırın. Ya da iptal edin" dediler. Bunun üzerine zannediyorum kendi kazdıkları kuyuya kendilerinin düştüğünü fark ettiler. Onun da hışmıyla bu ipe sapa gelmez haberi yaptılar.

* İşin içinde TTKD Derneği var. Bu dernek bu ilişkinin neresinde ve bu rapor nasıl oluştu?

Detayları bilmiyorum. Sadece bugün, ben de gazetede okuduğum kadarını biliyorum. Zaten bu kişi şaibeli bir kişiymiş ve geçmişte de bu tür olaylara karışmış. Ama bu rapor, iki yıl önce son kullanım tarihi geçmiş ürünlerle hazırlanmış. Dolayısıyla hiçbir tutarlılığı veya inandırıcılığı yok.

* Haber yayınlandığında bu firma, sizinle reklam ilişkisini, sizin önceden verdiğiniz bilgilere dayanarak kesmişti.

Bu şekilde bilgi verdik. Önümüzdeki dönem neyi gösterir bilmiyorum. Şimdilik ilişkimiz kesildi.

* Daha önce benzer baskılarla, siz ya da başkaları, karşılaşmış mıydınız?

Hayır.. Ben tam 18 yıldır bu işin içindeyim. 27 yıldır da bu ajanslar var. Biz bugüne kadar hiç böyle bir olayla karşılaşmadık. Hiçbir zaman, hiçbir medya kuruluşu böyle bir davranış içine girmedi. Böyle bir baskı da yaratmadılar, böyle bir davranış içine de girmediler. Bu hayatımda ilk defa karşılaştığım birşey. Birilerinin bu işlere "Dur" demesi lazım. Bu konuda ben, belli bir kamuoyu oluşacağını, tüketici derneklerinden bakanlıklara ve üreticilere kadar, bu konuya sahip çıkılacağını umut ediyorum. Çünkü olayın boyutları bu seviyededir. Umarım bu konuya da sahip çıkılır ve çözüme vardırılır. Aksi taktirde Türkiye'de sorunların üzerine toprak örtülüyor.

* Uluslararası düzeyde böyle bir durum var mı?

Örneğini bilmiyorum ama Uluslararası Reklamcılar Derneğine de başvuracağız ve onlara da ileteceğiz. Sadece Türkiye değil, Türkiye dışına da taşıyacağız. Çünkü bu olayın bir daha tekrarlanmamasını arzu ediyoruz.

* Sizce bu olay Türkiye'de tüketicinin durumunu nasıl değiştirecek?

Sözü geçen firmanın satışlarını takip ediyoruz. Günlük olarak takip edilebilecek ürünleri olduğu için. Size şunu söyleyeyim, bu haberin çıktığı gün, geçen hafta, aynı gün sattıklarından daha çok sattılar. Siparişleri daha yüksek. Tüketici zaten daha durum izah edilmeden kendi tepkisini kendi veriyor. Bu yayına inanmıyor, paye vermiyor. En iyi kararı da ben her zaman tüketicinin verdiğine inanıyorum.

* Sizin firma bazındaki yasal girişimleriniz ne olacak?

Türkiye'nin gerçeklerini gözardı etmemek lazım. Türkiye'de sorunlar maalesef mahkemelerde çözülmüyor. Toplum eğer bir tepki verirse çözülüyor. Türkiye'de asıl yargıç, hakim toplum. Ben kamuoyunun tepkisini bekliyorum. Son dönemde bir takım olaylarda kamuoyu tepkisini çok güzel gösterdi. Burada aynı tepkiyi gösterebilir diye düşünüyorum.

'Rapor bizden değil'
Tüm Tüketicileri Koruma Derneği (TTKD), Sütaş'ın bozuk süt raporunun dernekle ilgisi olmadığını, rapora konu olan inceleme talebinin de Bursa Santral Market tarafından yapıldığının anlaşıldığını açıkladı.

TTKD, son araştırmalara göre Sütaş'ın mikrobiyolojik olarak temiz olduğunu belirtti. TTKD Yönetim Kurulu adına Mehmet Barak, şu açıklamayı yaptı:

"Star Gazetesi'nde 3 Ekim 1999 tarihinde yayınlanan Bursa Hıfzısıhha Enstütüsü'nce verilen Sütaş pastörize süt raporunun derneğimizle hiçbir ilgisi yoktur. Bu rapora konu olan inceleme talebinin Bursa Santral Market tarafından yapılmış olduğu, yine rapor üzerindeki kayıttan anlaşıldığına göre, 30 Eylül 1999 tarihinde Medya Park Bursa kaydı ile Star Gazetesi'ne ulaştırıldığı anlaşılmaktadır. Kaldı ki, Star Gazetesi de bu raporu 'Kendilerinin ele geçirdiğini' yazmaktadır. Haberde, TTKD'nın gıda üretim izninin alınması ve bunların etikete yazılmasının mecburi olduğu konusundaki açıklamalar ile bu rapor üzerindeki gazetenin değerlendirmesi birbirine karışmıştır. Sütaş marka pastörize süte dışkı karışması ile ilgili haber ve yorum, tümüyle Star Gazetesi'ne aittir.

HABERİN KAYNAĞI 1997'DEN
Bu arada TTKD'nin internet'teki web sayfasında yer alan bilgilerle, Star Gazetesi'nin söz konusu haberi neye dayanarak verdiği şöyle açıklandı:

"Star Gazetesi TTKD'nin İnternet üzerinden yayınladığı 'Etiketinde gıda üretim izni bulunmayan ürünler' araştırmasında Sütaş'ı manşetten vererek haber yaptı. Star muhabiri, üretim izni konusunuda röportaj izni ile ilgili başvuruda bulunduğu sırada, TTKD yöneticileri satış noktalarından numune toplatarak son bir inceleme kararı aldı. Star, haber yapmak için bulduğu sonuçlarla yetindi. TTKD'nin 1997'de Veteriner Fakültesi'ne analiz ettirdiği sadece küf/maya açısından sınırın biraz üstünde olan raporla, Bursa Hıfzısıhha Enstitüsü'nün 1997 tarihli günü geçmiş süt analizi sonucunu yayınladı."

Meslek kuruluşları tepkili
Cemiyet: Olayı kınıyoruz

TÜRKİYE Gazeteciler Cemiyeti, Star Gazetesi'nin santaj haber yayınladığı iddiaları üzerine yazılı bir açıklama yaptı. Açıklama şöyle:

"Son günlerde bazı yayın organlarımızda rastlanan yayınların meslek ilkelerine aykırı olduğunu, Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi'nin ihlal edildiğini üzülerek gözlemlemiş bulunuyoruz. Bir gazetenin reklam almak için haberi şantaj olarak kullanmakla suçlanması meslek ilkeleri ve basın saygınlığı bakımından endişe verici bir olaydır. Bu olayın mutlaka açıklığa kavuşturulması için gerek muhattap ve mağdur olan tarafların, gerek Reklamverenler Derneği ile gerçek tüketici örgütlerinin harekete geçmesini gerekli görmekteyiz. TGC, meslek ilkelerinin ihlali niteliğindeki her olayda olduğu gibi bu olayı da kınayarak, böyle bir suçlamanın basın camiası için kabul edilemez olduğunu açıklarken, Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi'nin ilgili maddelerini anımsatır.

Madde 11: Gazeteci, bir bilginin, haberin yayımı ya da yayımlanmaması karşılığı hiçbir maddi ve manevi avantajın peşinde olamaz. Gazeteci devlet başkanından milletvekiline, işadamından bürokratına kadar haber kaynağı olarak da kabul edilen kişi ve kurumlarla iletişimini ve ilişkisini meslek ilkelerini gözeterek yürütür.

Madde 12: Gazeteci, mesleğini reklamcılıkla, halkla ilişkilerle veya propogandacılıkla karıştıramaz. İlan ve reklam kaynaklarından herhangi bir telkin tavsiye alamaz, maddi çıkar sağlayamaz.

Madde 14: Gazeteci her ne amaçla olursa olsun, tehdit ve şantaj gibi yollara başvuramaz. Gazeteci bu şekildeki baskılara da karşı koyar.

Ayrıca, eski bir fotoğrafın yeni bir olaya aitmiş gibi yayımlanması da meslek ilkelerinin kabul edemeyeceği bir yanlıştır. Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumlulukları Bildirgesi'nin bu konudaki maddesi de şöyledir: "Fotoğraf ve görüntünün güncel olup olmadığı açık belirtilmeli, canlandırma görüntülerde de bu, izleyicinin farkedebileceği biçimde ifade edilmelidir." Türkiye Gazeteciler Cemiyeti basın ve yayın organları ile gazetecileri meslek ilkelerine özenli yayın konusunda daha duyarlı davranmaya çağırmayı görev bilir.

Gazete Sahipleri Birliği açıklaması

"MEDYA kurum ve kuruluşlarının, ticari amaçları doğrultusunda tehdit unsuru oluşturması, uluslararası düzeyde gelenek ve deneyi olmayan bir davranıştır. Bu nedenle, ilan alabilmek için şantaj yöntemleri benimsemek alışılmış ve kabul edilebilir bir uygulama niteliği taşımaz. Medya geleceğin değerler zincirinde önemini muhafaza etmek isterse, kurumsal ve etik değerlere sahip çıkmak zorundadır. Aksi, tüm değer yargılarının yitirildiği bir kaosa neden olur. Bu açıdan tüm basın kuruluşlarını konu ile ilgili olarak duyarlı olmaya ve mesleki değerleri savunmaya davet ediyoruz."

Ömer ERSÖZ

Gazete Sahipleri Birliği Genel Sekreteri
Şantajla gelen ölüm kahretti

Ürünlerinden dışkı çıkmakla suçlanan Sütaş yöneticisi 3 çocuk babası Kemal Şener, iddiaları yalanlamak için gittiği İzmir'den dönerken aşırı yorgunluk nedeniyle geçirdiği kazada can verdi

HAKSIZLIĞA DAYANAMADI
Türkiye iş ve medya dünyası Star Gazetesi'nin başrol oynadığı şantaj ile çalkalanırken, inanılmaz bir dram yaşandı.

Ürünlerinde dışkı çıkmakla suçlanan Sütaş firmasının yöneticilerinden üç çocuk babası 55 yaşındaki Kemal Şener uğradıkları haksızlığı bayi ve müşterilerine anlatmak için gittiği İzmir'den dönerken aşırı yorgunluk ve uykusuzluk nedeniyle kaza yaparak hayatını kaybetti.

UYKUSUZLUK ÖLÜMÜ GETİRDİ
Sütaş söz konusu haberi yalanlamak için tüm dağıtım ağını seferber etti. Şirketin elindeki bütün taşıtlar bastırılan el ilanlarını dağıtmak için tüm Türkiye'ye yayıldı. Araçlar Amiri Kemal Şener'in bizzat kendisi de, 16 TG 711 plakalı kamyonetle İzmir'e gitti. Geceyi yollarda uykusuz geçiren Şener, sabah dönüşte saat 07.00 sıralarında Akhisar'da aşırı yorgunluktan dolayı karşı yönden gelmekte olan bir başka kamyonetle çarpıştı.

MÜŞTERİLERDEN BÜYÜK DESTEK
Şirketin kurulduğu tarinten bu yana Sütaş'ta çalışan Şener'in ölümü şirkette ve Bursa'da büyük üzüntü yarattı. Şener'in cenazesi dün Bursa Karacabey Mezarlığı'nda ikindi namazıyla toprağa verildi. Sütaş'tan mal alan bazı kuruluşlar şirkete jest olsun diye ek siparişler verdiler. Bazı dükkanların kapılarına 'Bu işyerinde Sütaş satılmaktadır' şeklinde ilan astıkları da gözlendi. Müşteriler destek için şirketin telefon ve faksların kitledi.


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır