Ertesi gün evlenmeyi planladığı Ahmet Dedehayır'ı, Rus kızlarla "eğlenirken" basan Banu Kavak, düğünden vazgeçti. Fazla mı katı davranmış dersiniz?

Ne umduk...
PAZAR günü gazetelerde, "sosyetenin diline düşmüş bir skandal" yer alıyordu. Borsa spekülatörü Ahmet Dedehayır ile ANAP İstanbul Milletvekili Cavit Kavak'ın yeğeni Banu Kavak'ın, "normal şartlar altında" 1 Ekim gecesi Çırağan Sarayı'nda gerçekleşmesi gereken düğünleri, son dakikada iptal olmuştu. Sebep: Damat namzetinin "a la American" son dakika kaçamağı...

Ne bulduk...
AHMET DEDEHAYIR, düğünden bir gece önce, erkek arkadaşlarının toplandığı ve eğlencelerine "çeşni" olacak birkaç Rus kızının da bulunduğu bir "Bekârlığa Veda Partisi" düzenlemeye karar verdi. Ancak, gelin adayının gecenin ikisinde düzenlediği baskın, eğlenceye su sıktı. Banu Kavak, karşılaştığı manzara karşısında kendini kaybetti ve evlilikten vazgeçti. Dedehayır'ın, sakinleştirmek için Kavak'ı tokatladığı bile iddia ediliyor.

Aman içinde kalmasın...
OLAYA getirilen farklı yorumlar, tartışmaya sebep oldu. "Bekârlığa Veda Partisi", her ne kadar yabancılara has bir gelenekse de, uzun zamandır ülkemizde de, hem erkekler, hem de kadınlar tarafından rağbet görüyor. Ciddi evlilik müessesesine dalmadan, "son dakikada" kurtları dökmeye yönelik bir eğlence. İki taraf da kendi hemcinslerinden oluşan yakın dost çevresiyle "kıyametten önceki" son demlerin tadını çıkarıyor. Gelin ve damadın "içinde bir şey kalmadığını garantilemek adına" her türlü çılgınlık mübah sayılıyor.

İhanet sayılır mı?
AMERİKAN komedilerine de sık sık konu olan "Bekârlığa Veda Partisi" sansasyonları, esasta göz yumulabilir, "geçmişe yönelik" küçük, şirin fırlamalıklar mı; yoksa siz de, böyle bir manzara karşısında köprüleri yakar mıydınız? Sizce Kavak durumu büyütmüş mü; ortada ciddi bir ihanet vakası var mı? İhanetin ciddisi, gayrı-ciddisi olur mu?.. Siz olsaydınız ne yapardınız?

Olması gereken oldu!
Serdar Turgut, tahmin edileceği üzere "ilgi alanına giren" konuyla ilgili yorumlarda bulunduğu bir yazı yazdı. Alıntılıyoruz...

"Kadınları anlamak mümkün değil. (...) Olay sonuç itibariyle irrasyonel. Yani adı üstünde işte, ne görmeyi bekliyordun Allah aşkına oraya gittiğinde? Kadın çağırmayıp da ne yapacaklardı yani; örneğin hazır bir araya geldik bari memleket meselelerini mi tartışalım diyeceklerdi?

(...) Sosyete bu standalı tartışıyormuş. Tartışmalardan sanki burada skandalı yaratan adammış izlenimi çıkıyor. Hâlbuki skandalın tek sorumlusu, bekârlığa veda partisini basmaya giderek tabiatın bütün kurallarını baştan aşağıya bir anda yıkmayı başaran kadın."